2. Bölüm

5 2 2
                                    

Hikayeyi okumaya dewakee olanlara selam olsun. Yoğurtlu mantılarıma ( çok garip bi hitap şekli farkındayım. Skdksks)

iyi okumalar dilerimmm bölüm biraz uzun buralarda 🔅 🔅🔅🔅🔅🔅 mola vererek okumanızı tavsiye ederim. Sizi sıkmak istemem. Bölüm şarkısı medyada. Dinleyerek okuyabilirsiniz .

1 Yıl Önce

"Begüm hadi markete gitmemiz lazım çıkış saati geçmeden gidelim hadi. "

Yurtta kaldığımız için giriş çıkış saatlerine dikkat etmeliydik . Ama Begüm'ün unutkanlığı sebebiyle acele etmemiz lazımdı.

"Geldim. Tuğçe geldim ." deyip koşturarak yanıma geldi.

Telefonuma gelen mesajla duraksadım.

Begüm bi kaç adım attıktan sonra benim yokluğumu fark ederek arkasına bakıp yanıma geldi.

"Tuğçe niye durdun ? Hadi acele etmemiz lazım."

"İşe alınmışız ..." diye mırıldandım.

Begüm duyduğu şeyden emin olmak için "Gerçekten mi ? İşi aldık mı ?"

Kafamı sallayarak onayladım onu . Sayısız iş görüşmesinden sonra söylenen klasik "Biz sizi arıycaz." Yalanı bizim için gerçek olmuştu . Aramışlardı ama telefonum sessizde olduğu için aramayı duymamışıtım. O kadar umutsuzdum ki geri arabileceklerini düşünmemiştim.
Gelen mesajı tekrar tekrar okuyordum.
Doğruydu. İşi almıştık.

Begüm sevinçle bana sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim.

"Hâlâ inanamıyorum. Hayallerimizi gerçekleştirmek için para kazanabilecegimiz bir işimiz var artık. Bir eve geçebiliriz ve sen bize yemek yaparsın... "

Sonra sırıtarak hayal kurmaya başladı.
O kadar komik görünüyordu ki bende onu sırıtarak izliyordum. Önüme bakmadan yürürken ayağım zemine bastığında duyduğum ses yüzümdeki gülümsemenin solmasına sebeb oldu.

Lütfen düşündüğüm olmasın. Begüm'ün gülüşü düşündüğüm şeyin başıma geldiğinin kanıtıydı. Gözlerimi kapatıp sinirle gökyüzüne baktım güzel bir olaydan sonra neden hemen kötü bir şeyler oluyodu ki . Gözlerimi açıp ayaklarıma baktım .

Evet boka basmıştım. Köpek bokuna.
Begüm e baktığımda bana sırıtarak bakıyordu. Ona sinirle bakınca gülümseyerek kendini savunmaya geçti.

" Boka basmak şans derler. Üzülme bu kadar . " Hâlâ somurttuğumu görünce etrafına bakındı.

" Gel yakınlardaki mezarlıktaki çeşmede temizleyelim ayakkabını. " dedi . Arkasından huysuzca annesi istediğini almamış çocuk gibi somurtarak yürüyordum.

Mezarlık bir çocuk parkının yanındaydı. Neden mezarlığın yanına çocuk parkı yapmışlardı ki ?

Mezarlığın önüne gelince, mezarların yanına oturmuş bizim yaşlarımızda bir kız ağlıyordu. Acaba annesi miydi mezardaki? Yoksa babası mı? Yada başka bir akrabası mı?

Gözlerim dolmuştu ."Seni asla bırakmayacağım" lafı saçmalıktan ibaretti . Herkes herkesi zamanı geldiğinde bırakıp gidiyordu. Ya elinde olan sebeblerden yada elinde olmayan sebebler yüzünden.

"Ne kadar şanslı..." diye mırıldandım.

Begüm bana öyle bir baktı ki sanki aşırı haksızmışım gibi ...

Ama ben kendimce haklıydım. Onu terk etmişti ama bu elinde olan sebeplerden değildi. Ve en önemlisi kız onun nerde olduğunu biliyordu.

"Ben onların nerede olduğunu bilmiyordum. Onlar beni kendi rızaları ile terk etmişlerdi. Ben istenmemiştim. O istenmemenin bir çöp gibi sokağa bırakılmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyordu ... "

Bilet NO :5769Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin