Avril Lavinge/ Everybody hurts
࿂"Lanet olsun!" sinirle telefonu yatağıma attığımda nefes alıp verişlerimi sakinleştirmeye çalıştım.
"Bu boktan oyundan da, sürekli kasan telefondan da nefret ediyorum" sinirle söylediğim sözleri aklımdan geçirirken gözlerimin dolmasına engel olamadım.
Kim Jisoo.
Neredeyse 5 yılı aşacak kadar büyük olan telefonuma buruk bir gülümseme bıraktım.
Jisoo'nun bana doğum günü hediyesi olarak aldığı o zamanların son modeli telefonu 5 yıldan uzun bir süredir kullandığım için bu kadar kasıyordu. Gitmeden önce verdiği son hediye olması daha da acıtıyordu canımı, eğer bu telefonu bozarsam canımdan bir parça daha gidecekdi fakat başka bir telefon kullanırsam da ihanet edecekdim.
Kafamı salladım ve telefonu attığım yerden geri aldım, kenara düzgün bir şekilde koyduğum ayağa kalkıp duşa girmeye karar verdim. En iyi gelecek şeyin bu olduğunu düşünerek kıyafetlerimi ayarlayarak duşa girdim.
•
"Daha uyumadın mı?" Annemin içeri girmesi ile ona baktığımda geri telefona dönüp saate baktım. Saat daha bir olduğunu görünce anneme geri döndüm.
"Biraz hava almaya çıkabilir miyim" dediğimde bana yan baktı ve odanın içine girdi,yanıma yaklaşarak yatağıma oturdu.
"Sorun ne bebeğim, biliyorsun bana söyleyebilirsin" dudaklarıma küçük bir tebessüm yerleştirdim, yanaklarına uzanıp öpücük bıraktım.
"Yorgunum bugün nedense" dedim omuz silkerek ardından devam ettim "Biliyorsun temiz hava çok iyi geliyor, müzik dinleyip oturacağım banklarda, sadece yarım saatcik" dudağımı büzerek ona baktığımda gülümsedi."Eh, iyi madem yarım saatcik otur gel" sonda dediğime ima yapmasıyla gülümsemiştim o da gülümserken ayağa kalktım, ardından kıyafetlerime bakındım ve anneme gösteri hazırladım.
Bir elimde siyah tayt diğer elimde ise siyah pantolon vardı, anneme gözlerinin önüne tutarak konuştum.
"Bu güzel vücuduma bu mu yakışır yoksa bu mu" kısaca düşünür gibi yaptıkdan sonra tayt'ı seçtiğinde gülümsemiştim kısa bir süre sonra beni giyinmem için yalnız bırakıp içeri gitmişti.•
Dışarısı o kadar güzeldi ki, tapabilirdim şu an. Serin ve hoş kokusu vardı, saat geç olduğundan kimsenin olmaması daha ayrı bir güzellik katıyordu buraya, arka bahçemize gelmek yerine onun biraz daha uzağında çocuk parkı gibi bi yer vardı fakat çocuk parkı ile alakası yoktu ama işte en doğru kelimede oydu kafa salladım ve kafamı arkaya yaslayıp dinleyeceğim müziği açacakken duyduğum ses ile kaşlarımı çattım.
"Ya hava almak için dışarı çıktım anlasana" sessiz olurcasına sesin biraz daha yakınına gittiğimde hem izleyip hem dinlemeye başladım.
"Güvenmiyorsan niye sevgili olduk sooyoung, nefes alsam seni anlattığımı düşünüyorsun" büyük olasılıkla sevgilisi ile kavga ediyordu yerinde olsaydım pişman olacağım şeyler yapmazdım."Ayrılalım umrumda değil" homurdanmaya başladığında öksürdüm, arkasını döndüğünde onu birinin dinlediğine şaşırmışdı ve bu yüz ifadesinden belli oluyordu.
Kollarımı birleştirerek ona doğru adım attım. "Pişman olacağın şeyler yapma sonra üzülebiliyorsun" kafa salladı "biliyorum" duvara yaslandığımda o da motoruna yaslanmıştı."Eee cidden hava almak için mi çıktın" kafa salladı "evet, evdeyken çok daralıyorum fakat burası değişik bir şekilde huzurlu hissetiriyor" kaşlarımı havaya kaldırarak ona bakmaya devam ettim "Sürekli burda olurum genellikle ama seni daha önce görmedim buralarda" cebinden sigarasını çıkararak yaktı, bir nefes alıp bana döndü "görmemen normal, daha geç saatlerde geliyorum buraya, 3-4 gibi" çok büyük birine benzemiyordu büyük olasılıkla o da liseliydi "kaç yaşındasın ki?" Omuz silkti "on sekiz" liseli olduğu her yerinden belliydi zaten, yanına gidip elinde ki sigarasını aldım ve yere attım. Sinirlenmiş olmalı ki kaşlarını çatarak bir yerdeki sigarasına bir de bana bakıyordu. "Liseliyiz daha içme, hayatını mahvetme şimdiden" histerik bir gülüş attı "Tüm manyaklar beni bulur, asla şaşmaz" motoruna binerken ona yaklaştım. "Manyak olan sensin, sevgilin ile tartıştığına sigaran kadar üzülmedin, manyak" arkamı dönerek uzaklaştığımda arkamdan baktığını hissedebiliyordum fakat umursamadım çünkü eğer 3 dakika içinde eve yetişmezsem haftaya buluşurduk parkla.
•
Nefes nefese kaldığımda zile bastım ve ellerimi dizlerime bastırdım.
Annem kapıyı açtığında direk içeri girip kendimi salona attım ve gözlerimi kapattım, annemin sesini duyduğumda gözlerimi tekrar açtım "tam saatinde!" Gözlerimi devirmemek için zorla tutarken hızlıca odama çıkıp pijamalarımı tekrar giydim. Yarın cumartesi olduğundan akşam yine gidecektim ve o zaman rahatımı bozacak kimse olamayacak.amour éternel
=
Sonsuza kadar süren aşk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
amour éternel》taelice ࿂
Roman pour Adolescentshisterik bir gülüş attı "Tüm manyaklar beni bulur, asla şaşmaz" motoruna binerken ona yaklaştım. "Manyak olan sensin, sevgilin ile tartıştığına sigaran kadar üzülmedin, manyak" taelice|2020 ᳂ #3 taelice