Debut için çalışan çocuklar sonunda hazırlardı. Pratik odasında uzun süreler boyunca çalışmışlar ve son hazırlıkları için makyaj odalarına gitmişlerdi. Çocuklar hazırlanırken menajerleri ise onlara tavsiyeler veriyordu.
Kai olduğundan çok daha heyecanlıyken Soobin pek heyecanı hissedemiyordu. Beomgyu ve Taehyun ise yeniden ses alıştırması yapıyorlardı.
"Hyung ilk izlenim çok önemli," dedi Kai sevecen bir tonla Soobin'in ciddi suratına bakarken. "Mahkeme duvarı gibi yüzünü düzeltsene!"
Soobin gözlerini devirip aynada simsiyah saçlarını düzeltmeye başladı. Diğer üyeler heyecanla etrafta dolanırken, öte yandan stresten ağlayan biri vardı. Soobin gözlerini şaşkınlıktan kırpıştırdı.
Bu Yeonjun'dan başkası değildi.
Bu zamana kadar iyi gidiyordu, stilist onun kıyafetlerini ayarlarken çokta neşeli görünmüştü aslında. Son anda ne olmuştu?
Soobin onun yanına yaklaşırken bulmuştu kendini. Gözleri Yeonjun'u gezerken çatıldı. Stresten titriyordu, acilen yardıma ihtiyacı var gibiydi. Gerçekten bayılacak gibi görünüyordu, makyajı akmaya başlamıştı.
"İyi misin?" dedi yavaşça omzuna dokunurken. "Sahneye çıkacağın için mi streslisin?"
Soobin yabancılara temas etmeyi sevmezdi. Ama nedense bunu yapmak gelmişti içinden. Ona destek olmak istemişti, gerçekten zor durumda olduğunu bildiği içindir belki de.
Yeonjun siyah hırkasının ucuyla gözyaşlarını sildi. Ara sıra burnunu çekiyordu.
"Sadece sahneye çıktığımda yapamazsam diye korkuyorum. Bir hareketim her şeyi mahvedebilir. Oysa bu an için çok çalıştım. Buraya gelmek için çok çaba sarf ettim. Bugün hayallerimin gerçekleşmesi için atacağım ilk adım değil belki ama en önemli adım."
Yeonjun ekledi. "Bu arada, iyi biri olduğunu düşünmeye başladım. İlk tanıştığımızda seni kaba biri sanmıştım ama yanılmışım, özür dilerim."
Burnu ve göz altları ağlamaktan dolayı hafif kızarmıştı. Soobin anlayışla gülümsedi. Nedense ona yakın durmak gibi bir istek vardı içinde "Ben de sana arkadaş edinme konusunda hiç iyi değilim demiştim."
Yeonjun yavaşça itiraf etti. "Bu da sıkıntı değil. İlerde değer vereceğin kişiler olacaktır eminim."
Değer vermek mi? Soobin değer vermek ne demekti bunun sözlük anlamını biliyordu ama çok uygulamaya dökmemişti anlaşılan. Sahiden birine değer vermek neydi?
Yeonjun bunun anlamını iyi biliyordu aslında. Ve kendine karşısındaki çocuğa öğretmek için yanıp tutuşurken bulmuştu kendini. Kalbini bir şey sıkıca sarıyor ve nefes almasını engelliyordu. Gözleri çocuğun suratını turlarken kendisini son anda engellemişti. Onu rahatsız etmek istemiyordu bakışları yüzünden.
Soobin ise elini kaldırıp baş parmağıyla sol yanağından akan göz yaşını bir hamlede silmişti. Yeonjun bunu yaparken sessizce kalmıştı.
"Makyözü çağırsam iyi olur. Makyajın cidden berbat durumda." bunu demesiyle bir dakika sonra gelmesi bir olmuştu.
Yeonjun'un yanına makyöz gelmiş ve makyajını düzeltmeye başlarken Soobin gözlerini kapatan kahverengi saçlı çocuğun nasıl biri olduğunu düşünmeye başlamıştı. Duygusal ve içten bir kişiliği olduğu kesindi ama dans ederken bu tam tersine dönüşmüştü. Bir puma gibi davranmıştı, ya da yırtıcı başka bir vahşi hayvan gibi.
Ve şu an onunla rahat bir şekilde konuşabildiği için çekingen tavırlı biri de değildi. Sanırım ilerki zamanlarda gerçek kişiliği ortaya çıkacaktı, Soobin böyle tahmin ediyordu. Zamanla yanılıp yanılmadığını anlayacaktı.
Makyöz işini bitirmiş Yeonjun gözlerini aralamıştı. Soobin ise bu sırada Yeonjun'un dudaklarındaki hafif pembe renkli ruja bakıyordu.
Soobin açıkça sordu. "Dudakların... Dolgun olması için bir şey mi kullandın?"
"Hayır," Yeonjun elmacık kemikleri çıkana kadar gülümsedi. "Çok mu fazla dikkat çekiyor?"
Soobin sessizce başıyla onaylarken Yeonjun yere bakarak küçük bir kahkaha atmıştı. Ona iltifat edilmesi iyi hissettiriyordu. Soobin gerçekten kabul etmeliydi ki dolgun dudaklarına o ruj çok iyi gitmişti.
Sonunda sahneye çağrılmışlardı ve bütün üyeler hazırdı. Sonunda debut stage için her şey hazırdı. Evet, heyecanları dorukta olsa bile hepsi bunu gizlemeyi başarıyordu. Gerçi Kai bunu hiç başaramıyordu, arada bir tiz çığlıklar atıp duruyordu.
Sahneye çıktıklarında kalabalık onları karşılamış ve çocuklar yerlerini alırken tezahürat yapmaya başlamışlardı bile. Soobin teker teker üyeleri durduğu yerden kontrol etmeye başlamıştı bile. İşini ciddiyetle yapıyordu.
Ama gözü Yeonjun'a takılmadan edemiyordu. Çoğu fanın biası o olacağı kesindi. Sahnede parıldıyordu; dansıyla, duruşuyla, mimikleriyle, en küçük hareketleriyle bile. Yeonjun'un sevileceğine inanıyordu Soobin.
Debut stage bitmiş, sıra üyelerin kendilerini tanıtmalarına sıra gelmişti. Küçükten büyüğe başladıkları için sona Yeonjun ve Soobin kalmıştı.
Yeonjun kulak mikrofonunu düzeltip içten bir gülüş vermişti kalabalığa.
Hafifçe eğilip "Ben Yeonjun" demişti tatlı bir tonla. "Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım! Her zaman birlikte olalım!" aegyo yapmayı ihmal etmemişti.
Yankılanan sesle hayranlar tepkilerini arttırmışlar ancak Soobin'e geldiğinde ses kesilmişti. Ciddi yüzünü biraz düzeltip gülümsediğinde Yeonjun'un dudakları aralı kaldı. Gerçekten uzun boylu çocuk gülümsüyordu, ve gülümserken de daha da çekici görünüyordu.
Evet, bunu kızların ciyak ciyak bağırmasına bağlayabilirdi. Yeonjun simsiyah saçlı çocuk konuşurken gözlerini bir saniye bile ondan alamamıştı. Kim alabilirdi ki?
Yeonjun karnında hafif bir kasıntı hissetmişti. Aslında ilk tanıştıkları gün Soobin'in elini sıkmasıyla da aynı şey yaşanmıştı. Yeonjun kendinden yaşça küçük fakat ondan daha olgun gözüken çocuğa hayranlık duymaya başlamıştı.
Soobin kendini tanıtmış ve üyeler bazı soruları cevaplamak için MC'nin yanına rastgele dizilmişlerdi. Gün boyu böyle geçmiş, fanlarına ve birbirlerine ısınmışlardı.
Yeonjun'un kalbi de gitgide Soobin'e ısınıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/236891635-288-k533980.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i want you, yeonbin
Fanfiction"Her gün aşkından yanıp tutuşuyorum. Dans eden bedenine ölüyorum, dolgun dudaklarını özlüyorum. Tanrı aşkına, bana ne yapıyorsun böyle?" yeonbin fic | beomgyu-chan 🔞 sahneler içerir!