Epoch

45 6 12
                                    

Merhaba yeni bir kurgu ve ben sizlerin karşısında mahcupca ve hasretle selamlamak maksadıyla eğiliyoruz umarım bu kurguyu seversiniz. Ilk defa olmasaa dahi ilkimsi bir hevesle yazmaya başlamaktayım. Üniveriste öğrenciliğine nail oldum kısa bir zaman önce, onu idare etmekteyim aynı zamanda tekrar bir üniversite sınavına hazırlanıyorum ileride size bahsederim. Ve Ailem... onlarla uğraşmak oldukça meşakatli ve gülünç kafa dağıtmak için burada olacağım. Umarım kafamın güzelliği hoşunuza kaçar. Iyi günler

Göz yaşımın yalnızca yaş olmadığı, ruhumun yaşarmaya tezat olduğu bu zaman diliminde ilmek ilmek işleyen huzursuzluğumun esaretinin getirdiği beraberlik ile tütsülenmekte an be an bu aciz bedenim.

yazık mı oluyor yoksa olması gerektiği gibi mi oluyor emin değilim. emin olduğum tek şey benim eksildiğim, göçtüğüm. Buralardan, ruhumdan, bedenimden, kendimden.

Ağarmaya yüz tutmuş kıvırcık halinden kopuk bir halde olan saçlarımın ciddi bir husus oluşturduğunu yalnızca pazartesileri okula gidecek olmamım verdiği heves ile farkına varıyordum. Eğer orada eğitim görecek olsaydım bunu asla umursamaz saçlarımı elim ile biraz tarar ve şekil vermeye çalışır dosdoğru yoluma giderdim. Lakin orada eğitimi veren kişi ben olduğumu göz önünde bulunduracak olursak bu akıl karı değildi. Eğer kürsüye bu kargaşa ile çıkacak olsam genç kızlar ateşli bir gecenin sabahındaki mahmurluk ile oraya geldiğimi veyahut ilgiye aç bir adam olduğumu düşünüp benim ile ilgili fiskoslar çevireceklerdi. oğlanlar ise otuzumu yarıladığımı düşünecek olursak kaprisler veya depresyon halinde olduğumu zamanla çöp adama dönüşeceğimi dillendirebilirlerdi.

Bunları göz önünde bulunduracak olursak -ki halim gözler acısı bir haldeydi- banyoya adımlamış önce dişlerimi fırçalamış, daha sonrasında elektronik aletin kollarına kendimi atmıştım. Sonrası malum saçlarım üç parmak kadar kısalmış, ense ksımlarımı bir numara ile azaltmış ve fönlemiştim şuan saçlarım beni lise son sınıftaki halime geri dönüştürdüğüne yemin edebilirdim ama şu uzamış sakkallarım olmasaydı. O zamanlar parlak bir oğlandım , her zaman sakallarımı uzatmak biraz daha olsa olgun bir görüntü sergilemek istemiştim. Ama okul kuralları buna engel olmuştu lise , üniversite derken sonunda kendimi görmek istediğim kalıpta karşılamış ve ağırlamıştım. sakallarımıda üzerinen kaba saba duran kısımlarını alarak görünüşümü tamamlamıştım. Dar kesim siyah kumaş pantolonumu, beyaz renkli cropları anımsatan göbeğimin biraz altında biten gömleğimi üzerime geçirmiştim. Uzun kesim olan siyah ceketimide üzerime aldğımda tek eksiğimin takılarım olduğunu anlamıştım. Sağ kulağımda bulunan üç deliğe hitaben üçlü sarkıtma gümüş küpelerimi takmıştım. Sol kulağıma mercimek tanesi kadar küçük gümüş bir topçuk takmıştım. Deri uzun yan çantamıda alğımda şimdi hazırdım, sabahları kahvaltı edemez öğlene yakın bir vakitte yerdim, kahvaltı gibi bir uğraşım olmadığından telefonumu , cüzdanımı çantama yollamış araba anahtarımı alır almaz kapıya yönlenmiştim. Bir senedir Edebiyat bölümü Başkanlığnıı yaptığım Üniversiteye giderken oldukça mutluydum. Yahu kim mutlu olmazdı ki sevdiği işi icra ederken. Müzik eşiliğinde süren on beş dakikalık sürüşümün son demlerinde gözüken giriş kapısıyla gülümsemiştim.

Güvenlik görevlisi beni görür görmez kapıyı açmış ve baş selamı vermişti o kısa zaman diliminde. Arabamı tanıyan öğrenciler kendileri arasında okula geldiğim ile alakalı konuşmaya başlamışlar bende doğruca öğretmenlere ayrılan park yerine yerleşiyordum. Park işlemi tamamlanır tamamlanmaz çantamı omuzuma geçirmiş, sigara ve çakmağımı cebime atıp inmiştim. Kapağı kapatıp kilitledikten sonra aşina olduğum durum ve yüzle gülümsemiştim. İkinci sınıfta olan aynı zamanda bölümün öğrenci başkanı olan cha Eunwoo.. Gözde öğrencim, öğrencilerim arasında ayrım yapmam doğru değil lakin kendisi çok saygılı, efendi vede edebiyata çok düşkün bir öğrenci. Belkide edebiyatçıya düşkündür...

•Merhaba Bay Kim. Nasılsınız efendim?

İyiyim Eunwoo sen nasılsın? bu hafta içi olacak kayıt işlemleri ne halde?

Hafifçe kapalı bir tebessüm ile dudaklarını araladı;

•Efendim, bende size bu husus hakkında konuşacaktım, bölümümüze yalnızca 1 ek kayıt gerçekleşti.

Cebinden telefonunu çıkarıp birkaç dosyayı karıştırdı ve bana dönüp okumaya başladı.

•İsmi.... hah evet buldum, Leonardo jeon.

Gelecek olan öğrencinin bir koreli olacağını düşünmüştüm. Soyadı da bunu gösteriyordu lakin ismi ve sıralanışı.. Bir olsğsn dışılık vardı.

Soyadı kore asıllı ama bir yabancı mı? Garip değil mi?

•Efendim kendisi babası tarafından Kore asıllı ama annesi sebebiyle bir İngiliz. Sanırım Leonardonun doğum ve kütük işlemleri orada gerçeklesmiş ki o neredeyse bir ingiliz gibi kayıtlarda yer edinmiş.

Eunwoonun beni aydınlatmak için önceden bu kadar bilgiyi araştırması, incelmesi... Gözde öğrencimin neden olduğunu gözler önüne seriyordu. Kısa ve bir o kadarda bilgi dolu bir sohbetin sonuna gelmiştik on dakika sonra derse grilmesi gerekiyordu, bu yuzden Eunwoo ile vedalaşmış, odama gidip eşyalarımı yerlerine koymuş, gerekli bir kaç eşyamı alıp dersin olacağı yere adımlamıştım. Hem şu ingiliz görünümlü koreli oğlanla tanışacak hemde sevdiğim en nadide eserlerden birisi olan Shakespearenin Romeo ve Julieti okuyacak bir sonraki haftaya canlandırmaya hazır edecektim öğrencileri...

La Douleur Exquise  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin