Üstümdeki kot şort ve büstiyere son bir bakış atıp evden ayrıldım.Lale kahvaltıya çağırmıştı.
Arabama atlayıp dün gece olanları düşündüm.Barış çok anlayışlı biriydi ve bana güzel olduğumu söylemişti.Bu beni mutlu ederken bugün kirpik veya tırnak takmadım.Makyaj bile yapmadım.Kadınsı giysiler yerine her zamanki ben gibi giyindim.Çünkü ben güzel olduğumu biliyordum ve kimseyi inandırmaya da ihtiyacım yoktu.Barış bana bunu göstermişti.
Dün biraz daha konuştuktan sonra bara dönmüştük.Lale Taha'nın geleceğini bilmediğini söyleyip benden özür dilemişti.Taha ve Yeliz masamıza gelince Barış da benim yanıma oturmuştu.Gece boyu sohbet etmiştik ve kafamı dağıtmıştı.O cidden çok...mükemmeldi.
Kahvaltı için eve vardığımda zili çaldım ve kapıyı açan Berkan'la gülümsedim.Sarıldık ve beni içeri buyur etti.Lale mutfaktan selam verdiğinde yemeklerle boğuştuğunu görsem de hiç oralı olmadım çünkü mutfak konusunda hiç yeteneğim yoktu ve yardıma gitsem muhtemelen her şeyi berbat ederdim.
Salona girdiğimde Berkan Lale'nin yanına gitmişti.Koltukta oturan Barış'ı görmemle anlık duraksasam da sonra yüzüme bir gülümseme kondurarak "Barış...Seni gördüğüme sevindim." dedim.
Yanına ilerlerken "Ben de." dedi ve sarıldık.Bu küçük sarılmadan etkilenmiş olamazdım değil mi?Umarım...
Karşısındaki tekli koltuğa oturduğumda gözleriyle beni takip ettiğini gördüm."Nasılsın?" diye sordu.
"Çok daha iyiyim."
"Sevindim." dediğinde gülümsedim.
"Sevgilim!"
Cırtlak bir kız sesiyle kapının oraya baktım.Çok güzel bir kız fiziğini gözler önüne seren elbisesiyle Barış'a bakıyordu.
Nasıl yani?Barış'ın sevgilisi mi vardı?
Kız Barış'ın yanağına bir öpücük kondurup yanına oturduğunda Barış da tebessümle kıza bakıyordu.Barış bana bakıp parlayan gözlerle sevgilisine baktı."Tanıştırayım sevgilim Çisem,Aycan."
Kız Barış'a daha da yılışarak küçük bir kafa hareketiyle selam verirken ben Barış hakkında düşündüklerim için oldukça utanmıştım.
Neyse,basit bir hoşlantıydı zaten.Ama o beni arkadaşı olarak görüyordu.Kalbimdeki sızının geçmesini bekleyerek karşımda birbirlerine aşkla bakan çifti izledim.
Berkan mutfaktan "Yemek hazır!" diye bağırınca ayaklandım ve elimi yüzümü yıkamak için lavoboya yöneldim.
Aynadan kendime baktığımda gördüğüm solgun yüzle gözlerimi yansımamdan çekip kapıya yöneldim.Mutfağa ilerleyip Lale ve Barış'ın arasındaki boş sandalyeye oturdum.
Güzelce kahvaltımızı yaparken Çisem dakika başı Barış'a dokunuyor,tiz kahkahalar atıyordu.Komik olan hiçbir şey olmamasına rağmen neden güldüğünü hala anlayamamıştım.
Barış'ın da bir ara Çisem'in kahkahasıyla yüzünü buruşturduğunu görmüştüm ancak benimle göz göze gelince suratını düzeltip yemeğine devam etmişti.
"Aycan,Barış Berkan'ın kuzeni biliyor musun?" diyen Lale'ye döndüm.
"Aa,bilmiyordum." dedim.Lale çayından bir yudum alırken "Beyefendi 5 yıldır yurtdışındaydı,anca dönebildi."diye devam etti sözlerine.
Gözlerimi Barış'a dikip "Neredeydin?" dedim.
"Almanya." diye beni cevapladığında çok şaşırmıştım."Aa ben de Almanya'da büyüdüm.Hiç karşılaşmamamız çok üzücü."
Varla yok arası kafasını sallayarak yemeğine devam etti.
Sonunda yemekleri kahvaltıyı bitirip masayı topladık ve salona geçtik.Çisem acil bir işi olduğunu söyleyip kalkmıştı.
"Peki Türkiye'ye dönmeye nasıl karar verdin?" deyiverdim Barış'a dönüp.
"Ailevi meseleler."
Beni geçiştirdiğinde biraz bozulsam da belli etmedim.Çisem gittiğinden beri gergindi hem de oldukça.
"Ailevi meseleler diyorsun da döneli bir hafta oldu geldiğin ilk gün yaptın sevgiliyi babako!"
Gözlerimi kocaman açıp Barış'a doğru bir bakış attım.Barış kısık sesle küfrederken saniyelik gözlerimiz buluştu ve Barış çevik bir hareketle koltuktan kalktı.
"Ben yavaştan kalkayım kuzen.Teşekkürler kahvaltı için." dedi.Telefonunu cebine koyarken "Görüşmek üzere Aycan." diye ekledi.
Birden ben de ayağa kalkarak çantamı elime aldım."Beklesene beni birlikte çıkalım." dedim.Neden dediğimi bile bilmiyordum sadece içimden bir ses Barış'ın bana iyi geldiğini söylüyordu.Öyleydi de.
Barış şaşırsa da tebessümle beni onayladı ve ikimiz de evden çıkıp asansöre doğru ilerledik.Otopark katına bastı ve saçlarını düzeltti.Saçlarının rengi çok mükemmeldi.Gözlerinin renginden bahsetmeme gerek bile yoktu.
Çok baktığımı anlayıp yakalanmadan önüme dönmeyi planlıyordum ki Barış'ın da bana dönmesiyle hayalim suya düştü.
Göz göze gelirken "Dünden farklı görünüyorsun." dedi.Gözlerini kısmış,dudakları kıvrılmıştı.
"Kötü anlamda mı?" dedim dudaklarımı ısırırken.
"Hayır.Aksine böyle çok şirin olmuşsun.Civciv gibisin." deyip içten gülümsemesini gönderdi.
"Civciv gibisin yardımsever kız."
Zihnimde bu cümle yankılanırken daha önce de bana böyle hitap edildiğini hatırladım fakat nerede ve nasıl bir ortamda olduğunu çıkaramıyordum.
Barış'a teşekkür ederken bu konuyu sonra düşünmeye karar verdim.Beni eve bırakmayı teklif etti fakat zaten arabamla gelmiştim.Bir an önce eve gidip pijamalarıma kavuşmak istiyordum.Misafirlikleri pek sevmezdim.
Eve varıp üstümü değiştirdikten sonra kendime bir kahve yaptım.Gözümü dinlendirirken aklıma Çisem'in Barış'ı öptüğü sahne gelince yüzümü buruşturarak kupayı sertçe masaya bıraktım.Fazla kafeindendi herhalde.
Geçen zamanla birlikte televizyondaki sıkıcı filmi kapatıp kapanan gözlerimi ovuşturdum.Odama çıkıp yatağıma girdim.Bir an önce uyumak istiyordum.Bilincim kapanmadan gözlerimin önüne gelen bir çift mavi gözle uykuya daldım.
•
Sabah uyanıp hızlı bir şekilde hazırlandıktan Aşkımla kahvaltıya yapacağım kafeye gittim.Öğünlerimi olabildiğince dışarıdan yemeye çalışıyordum çünkü yemek konusunda berbattım.Aşkım'ı beklerken sosyal medyada dolanıyordum.Lale Çisemin babasının bir şirket balosu olduğunu ve benim de gelmem gerektiğini söylüyordu.
Çisemden babasından şirketten bana neydi?
Nazikçe reddettim.Fakat Lale Barış'ın gelmemi istediğini söyledi.
Barış gelmemi istiyordu.
Hemen fikrimi değiştirip "Geliyorum." yazdım ve sanırım hoşlandığım çocuğun sevgilisinin babasının şirket balosunda ne giyeceğimi düşünmeye başladım.
Ne hoş...
GELMEEE GELME ÜSTÜME GELMEEE ZALİM DÜNYAA🤧
Yeni bölüm yorumlarınızı bekliyoruuuuuuuum🥳💗