7: artık cesur biri; kim taehyung

12.9K 1.5K 1.2K
                                    

yeontan boş evde bulunurken halinden pek memnun değildi. hep böyle oluyordu işte! babası ne zaman o suratsız çocukla beraber olsa onu ihmal ediyor, eskisi gibi sevgi göstermiyordu. dolanmayı bıraktı ve aklına gelen şeytani fikir sayesinde küçük ayaklarıyla merdivenleri çıkmaya başladı. suratsız çocuğun odası olduğunu bildiği yere girdi. yatağa çıkacaktı ama açık dolap kapısını görünce oraya yöneldi. gerçekten, eğer köpeklerin mimikleri olsaydı tan'ın yüzünde şeytani bir sırıtış görülürdü o an.

agresif bir şekilde ağzıyla yere fırlattığı kıyafetler yığınına baktı. çoğu grup tişörtlerinden oluşuyordu ve yeontan bilmese de bu tişörtler jeongguk'un sahip olduğu en değerli şeylerdi. köpek tıpış tıpış yığının üstüne çıktı.

vakit, intikam vaktiydi.

ikilimiz yeontan'ı evde bıraktıklarını fark ettikten sonra hoseok'ta yemekten vazgeçtiler. yani taehyung vazgeçti. jeongguk'a göre o küçük yaratık onlar olmadan birkaç saat daha hayatta kalabilirdi ama taehyung endişeli görünüyordu, bu yüzden yanaklarını şişire şişire oflasa da taehyung'un peşine düştü.

taehyung eve girdiğinde üstüne atlayan bir yeontan görememesi onu daha da endişelendirdi. onun bildiği tan kapı sesini duyar duymaz kısa ayaklarıyla hızlı adımlar atarak yanına gelir, kucağına çıkmaya çalışırdı ama görünürde hiçbir şey yoktu. bu, zaten suçlu hisseden taehyung'un kaygısını arttırırken "çok garip..." diye mırıldandı ve mutfağa doğru ilerledi. jeongguk'sa gayet rahat bir şekilde gelmeden önce hoseok'tan aşırdığı naneli sakızı çiğniyordu.

"neden bu kadar büyüttün anlamıyorum. bir yerlerde yatıyordur işte."

tan o an başyapıtına bakarak yatıyordu gerçekten. suratsız çocuğun bunu görünce yüzünde oluşacak ifadeyi merak ediyordu.

taehyung'un "jeongguk, hadi arayalım. endişelenmeye başlıyorum." demesiyle isteksiz de olsa küçük bedeni aramaya başladı jeongguk.

böylece ilk katı boydan boya taradılar. köpekten bir iz bulamayınca üst kata çıktılar. taehyung ebeveyn yatak odasına giderken jeongguk kucağında soobin'le birlikte kendi odasına yöneldi.

ve işte, jeongguk'un çığlığı, soobin'in ağlamaya başlaması ve taehyung'un çığlığı duyar duymaz koşmaya başlayınca ayağına takılan tişört yüzünden (inkâr edemeyiz, ev biraz dağınıktı) yüzüstü düşmesi o an gerçekleşti.

jeongguk gördüklerine inanamıyordu. en sevdiği tişörtlerinden oluşan bir yığın yer yer ıslanmıştı. odada kötü bir koku vardı ve yeontan sanki ne yaptığımı beğendin mi der gibi sakin bir şekilde jeongguk'a bakıyordu.

bunun tek bir anlamı olabilirdi.

"KÖPEĞİN TİŞÖRTLERİME İŞEMİŞ!"

jeongguk sinirden gözleri dolarken bağırdı. queen, the strokes, led zeppelin, van halen, aerosmith ve daha niceleri... en sevdiği rock gruplarının tişörtleri köpek çişiyle kaplıydı şimdi.

taehyung koşarak odaya girdiğinde önce jeongguk'u gördü. soobin'i tutmadığı elinin yumruğu küçük bir top olmuştu ve taehyung onun sinirini o mesafeden bile hissedebiliyordu. sonra gözleri sırayla yeontan'ı ve çişli yığını buldu.

"tanrım..."

jeongguk dramatik bir şekilde yere çöktüğünde kucağındaki soobin'i ağlamasına hiç aldırmadan yavaşça yere bıraktı. elleri saçlarına geçti ve sanki bir yakının ölüm haberini almış gibi ağıtlar yakmaya başladı.

"en sevdiğim gitarist yüce eddie'min yüzünün köpek çişiyle kaplandığına inanamıyorum."

taehyung onun yanına çöktü ve "sorun değil, yıkarız." diye avutmaya çalıştı. bu sırada soobin jeongguk'un yüksek notalı çığlığının etkisinden çıkamamış bir şekilde ağlıyordu hâlâ.

𝙗𝙖𝙗𝙮𝙨𝙞𝙩𝙩𝙚𝙧, 𝙩𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin