~ Geçmişin İzleri ~

460 4 3
                                    

Düşüncelerinizi yorumlarla dile getirin, lütfen. ♡

İyi okumalar!! ♡

* * *

Gözlerimi karşıdaki duvara sabitleyerek yatağa iyice sindim.Titrememi durdurmak için, yorganı üzerime çektim, ama boşunaydı. Ne yaparsam, yapayım geçmiyordu, geçmeyecekti.

Acı olduğu yerde duruyordu. Ne bir fazla, ne bir eksik. Her gün daha fazla, her gün daha katlanılmaz bir hal alıyordu.

Odanın kapısının açılmasıyla hemen gözlerimi kapadım. Yatağın bir tarafı çöktü ve yanıma yatıp beni kendine çekti. "Uyumadığını biliyorum, Arda." Cevap vermedim.

"Arda," dedi usulca. Ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı. "Ben hep buradayım, bir tanem. Hep yanındayım. Biliyorum, geçmeyecek, ne yapsam unutturamam sana yaşadıklarını. Ne yapsam, dindiremem acılarını, size anne olamam. Size onun kadar iyi bakamam. Sizi onun gibi sevemem ama azaltabilirim. Hem enişten var, Ömer var, yanlız değilsiniz ki.'' demesiyle ağzından bir hıçkırık kaçtı. Hemen toparlamaya çalıştı ama sessizce ağladığını, onun da benim gibi titremesinden anlıyordum. Kimi kandırıyorlardı ki biliyordum işte, acıyorlardı bize onlar unutacaklardı, ama bizim acımız hiç bitmeyecekti, hep yalnız kalacaktık. Kimse annemle babam gibi olamazdı. Onların yerini kimse dolduramazdı.

"Teyze," dedim hıçkırıklarımın arasından. Kaç gündür ne kimseyle konuşuyor, ne de ağlıyordum. Tek yaptığım burada böylece yatıp boş boş etrafa bakınmaktı. Teyzem sürekli yanıma gelip konuşmaya çalışıyordu. Ama hiç bir dediğine tepki vermiyordum. Saçlarımı okşayıp benimle konuşuyordu, tıpkı annem gibi. Cevap vermeyeceğimi anladığında da umutsuzca arkasını dönüp gidiyordu.

Konuşmama şaşırmış olacak ki, önce afallasa da beni kaldırıp sıkıca sarıldı. "Dönmeyecekler, değil mi teyze? Bir daha gelmeyecekler, göremeyeceğim onları." Daha sıkı sarıldı ve saçlarımı öpmeye başladı. Bende kafamı boynuna gömdüm ve ikimizde hıçkırarak ağlamaya başladık. Cevap vermedi. Söyleyecek bir şey de yoktu zaten.

Bana küçükmüşüm gibi davranmalarından nefret ediyordum. Dokuz yaşındaki bir çocuğa göre yaşadıklarım ağırdı.

Kaç saat o şekilde kaldığımızı bilmiyordum. Gözyaşları yerine derin nefesler alıyorduk. Kafamı kaldırdığım da teyzemin uyuyakalmış olduğunu gördüm. Kim bilir, bizim yüzümüzden o da kaç gündür uyuyamıyordu.

Kıpırdandığımda teyzem de gözlerini açtı. Anneme çok benziyordu. Saçlarıyla, gülümsemesiyle tek fark annemin gözleri daha yoğundu. Bana baktığın da tüm duygularını açıkça hissederdim. Sevincini, özlemini, sevgisini, her şeyini. Yanağına uzandım ve o minik ellerimle okşamaya başladım. Tıpkı anneme yaptığım gibi. Gülümsedi ve eğilip yanağımı öptü.

Babam her ağladığım da "Erkek adam, ağlamaz." derdi. Ağladığımı gördüğü an beni gıdıklamaya başlardı. Artık beni güldürecek bir babam yoktu. Beni ve kardeşimi güvende hissettirecek biri yoktu. "Arda, kardeşine bakalım mı?"

Kafamı sallayarak yataktan indim. Teyzemle birlikte odadan çıktık ve koridorun sonundaki odaya girdik. Sırtını yatak başlığına yaslamış, ayıcığıyla oynuyordu.

Yanına ilerleyerek yatağına oturdum. "Arda," Kaşlarını kaldırarak beni süzdü. "İyi misin?" Kafamı salladım. Annemle babamın ısrarlarına rağmen abi dememekte ısrarcıydı. Ya işi düşünce abi derdi, ya da korktuğunda. O yüzden şuan normal davranmasına seviniyordum. Hiç bir şeyden haberi olmaması iyiydi. Yoksa ona bunu nasıl açıklardık, "Annemle babam öldü." nasıl derdik. Henüz dört yaşındaydı, ölümün ne demek olduğunu bilmiyordu. Onun için her şey bir oyundu. Annemle babamın şuan iş için bir yere gittiğini sanıyordu.

Hala tuhaf bir şekilde beni süzüyordu. Bir cevap vermem gerektiğini farkettim. "İyiyim güzelim" dedim. Ve eğilip saçlarını öptüm. Babam genelde annemi yatıştırmak için böyle yapardı. Artık babam olmadığına göre, ona bakacak kişi de bendim.

Komodine uzanarak eline bir kağıt aldı ve bana doğru salladı. Ona anlamsızca bakınca suratını astı. "Alsana, Arda haydi" dedi. Elinden kağıdı aldığımda kaşlarımı çattım. Çizdiği resime baktım. Ben cevap vermeyince elimden kağıdı aldı.
"Şurada ki annem ve babam, yanlarında ki de biziz." diye açıkladı. Yarım yamalak çizdiği resme baktım ne söyleyebilirdim ki?

"Ben yazmayı bilmiyorum abiciğim. Annemle babama not yazmak istiyorum, sen yazar mısın?" dedi ve şirince gülümsedi. "Pekala, ne yazmak istiyorsun?" Yataktan inip masadan bir kalem aldım ve tekrar yerime oturdum.

Dudaklarını birbirine bastırıp düşündüğüne dair sesler çıkardı. Saçlarını geriye attı. "Onları çok sevdiğimi yaz, ve bir de özlediğimi. Bir daha bu kadar uzağa gitmesinler." Ne yapacağımı bilemeden üzgünce kapıya yaslanmış bizi izleyen teyzeme baktım. Ağlamamak için kendini zor tuttuğunu görebiliyordum. Zoraki bir şekilde gülümsedi ve devam etmem için başını salladı.

Önüme döndüm, dediklerini yazmaya başladım. "Bir de gece benimle uyumadığını yaz, Arda. Geldiklerin de seni şikayet edeceğim." Başımı kaldırıp gülümsedim ve en son dediklerini de yazdım. Bittiğinde kağıdı katlayıp ona uzattım. Her ne kadar bunu onlara veremeyeceğini bilsem de.

Kapının çalmasıyla teyzem aşağıya inip kapıyı açtı. Merdivenden gelen tok ayak sesleri ondan başkasına ait değildi. Odamızın kapısının önüne geldiğin de korkuyla geri çekilip Azrayı arkama aldım. Bize küçümseyerek baktı ve geri dönüp gitti.

"Ne kadar kalacaklar?" Azra'ya dönüp ellerimle kulaklarını kapattım. Eniştemse duymamızdan çekinmeyerek daha da bağırıyordu. "Yeterince kalmadılar mı? Yetimhane mi burası?"

"Onlar benim yeğenim. Böyle konuşamazsın." Azra gözlerini şaşkınca açmış, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"O zaman yeğenlerini de al, siktir git bu evden!" diye kükredi.

"Gidecek kimseleri yok, yapma." Teyzemin sesi gittikçe güçsüzleşiyordu. Bizim yüzümüzden kocasıyla kavga ediyordu.

"Biz kendimize zor bakıyoruz! Bir de bu piçlere mi bakacağız?" Daha fazlasını beklemeden Azra'yı alıp yatağa yatırdım ve sıkıca sarıldım.

Kafamı kapıya çevirdiğimde, Ömer sinirli bir şekilde bize bakıyordu. "Sizin yüzünüzden." dedi. "Hepsi sizin yüzünüzden." Cevap vermedim.

Azra'ya dönüp daha sıkı sarıldım. Saçlarını öptüm. "Beni hiç bırakma, abi." dedi Azra sanki olacaklardan haberi varmış gibi. "Geçecek," dedim, "Geçecek, seni hiç bırakmayacağım. Ne olursa olsun yanındayım sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim, söz veriyorum."

****

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Unutunca BüyürsünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin