Olanların rüya olmadığını Tolga beni elimden tutup sahneye çıkardığında anlamıştım.Evet rüya değildi ama peri masalındaydım sanki.Bütün okulun önünde Tolga yanıma gelmiş buda yetmiyormuş gibi elimden tutup sahneye çıkarmıştı.Sahneye çıktığımızda hala el eleydik.Kızların beni öldürmek istediğine yemin edebilirim.Bütün bakışlar bizim üzerimizdeydi.Herkes merakla o sahnede napacağımızı düşünüyordu..Açıkcası bunu bende merak ediyordum.Buda ne şimdi ? Benim bu sahnede ne işim var? Tolga niye elimi tutuyor?
Kafamda milyonlarca soru birbirini kovalarken Tolga elimi bırakıp usulca kulağıma eğildi.Çıkış şarkısını bilip bilmediğimi sordu.Sıçtın şimdi neydi bunun çıkış şarkısı.Al işte daha ilk dakikadan hersey boka sarmıştı.Ne diyecektim hayır bilmiyorum mu? Uzun süre cevap vermemi bekledi benden cevap alamayınca mikrofonu eline aldı.Ve şarkının sözlerini mırıldanmaya başladı;
Kaharından ölürsün bir yerde..
Gözü yok sende ama beklersin.
Karşına gelir bir yerlerde..
Yolu yok bir de onu istersin.
Ah içim...
Bunları söylerken gözlerini bir an olsun ayırmamıştı gözlerimden.Evet..biliyordum bunu.Sabahlara kadar bağırarak söylediğimi hatırlıyorum.Gülümseyip mikrofona yaklaştım ve ona eşlik etmeye başladım..
Yanıyorken ben yerine yine sen diyen içim
Henüz erken zor yerine yine biz diyen içim
Parça parça gider
Parça parça gider yokluğunda
Ah içim..
Yanıyorken ben yerine yine sen diyen içim
Henüz erken zor yerine yine biz diyen içim
Parça parça gider
Parça parça gider yokluğunda
Şarkıyı bitdiğimizde kulaklarımızı sağır edicek yükseklikte alkış sesini duyup gülümsedim.Tolga'ya baktım oda gülümsüyordu.Nasıl oldu da heyecandan düşüp bayılmadım? İlerleme kaydediyorum.Tolga'ya küçük bir bakış atıp gülümsedikten sonra sahneden indim.Rock yıldızı falan değilim ben.Bunlar çıldırmış olmalı.Flaşlardan önümü göremiyorum.Ufak çaplı bir mücadelenin ardından Aylin'in yanına gelmeyi başarıyorum.Gülümseyerek bana bakıyor.Bende ona gülümsüyorum.Birbirimizi anlamak için kelimelere ihtiyacımız yok bizim.Dosluk bu değilmidir zaten?Geç saatlere kadar şarkı söyleyip dans ediyoruz.Harika geçen bi gecenin ardından otoparka giderken Tolga'yla karşılaşıyoruz.Bana bakıp gülümsüyor.Ne yapacağım şimdi?Ne yapacağımı mı var kızım sende gülümse çocuğa.Selam versem mi? Yok canım öyle dünden razıymış gibi.Ay sanki razı değilim ya.Evet razıyım ama bunu bilmesine gerek yok.Resmen kişilik bölünmesi yaşıyorum.Bu çocuk her gülümseyişinde benim kimyamı bozuyor.Cool takıl çok istiyosa o gelip selam verir.Evet o versin niye ben vericekmişim?
Arabama doğru ilerlerken arkamdan seslendiğini fark edip duraksıyorum.Ona doğru dönüyorum dudaklarım istemsizce gülümsüyor.
-Biz tanışmadık daha
-Aa evet dimi Zeyno ben
Diyorum elimi uzatıyorum.Gülümsüyor;
-Tolga bende
-Biliyorum
-Doğru ya şey ben eşlik ettiğin için teşekkür ederim.
Gülümsüyorum.Hala elimi sıkıca tutuyor ellerimize bakıyorum;
-Daha ne kadar sende kalacak?
-Ney bende kalacak?
-Elim..
Ellerimize bakıp gülümsüyor bakışlarını tekrar bana yöneltiyor.
-Yani benim için sakıncası yok kalabiliriz böyle.
-Eve geç kalıyorum
-Tamam o zaman bi anlaşma yapalım
Diyor gülümseyerek.Anlaşma mı? Evet tamam yapalım hadi.İyide daha ne olduğunu bilmyorum dur bi sakin.Aman neyse ne varım ben herşeye.Gülümsüyorum..
-Ne anlaşmasıymış bu?
-Elini almak istiyorsan numaranı gözden çıkarmalısın.
Diyor gülümseyerek.Sahnede bayılmadım ama burada bayılabilirim numaramı istedi resmen.Sakin Zeyno ağır ol kolay ulaşmasına izin verme.Zor kızı oyna biraz.
- Olur tamam yeterki elimi bana geri ver.
Diyorum gülümseyerek.Hehh aferin Zeyno hani zor kız nerede? Aman yemişim zor kızını sal gitsin.Nereye kadar kasıcaksın.
-Önce numarayı ver
-Aynı anda
Diyorum gülümseyerek.Oda gülümsüyor.
-Sıkı pazarlıkçı çıktın.Peki aynı anda.
Telefonunu çıkarıp uzatıyor.Numaramı yazdıktan sonra geri veriyorum ve aynı anda elimi çekiyorum.
-Tamamsa gidiyim ben.
-Bırakabilirim istersen?
-Yok arabamla geldim arkadaş bekliyo zaten.
Diyorum arabanın camına sinek gibi yapışmış bizi dikizleyen Aylini göstererek.Gülümsüyor;
-Peki yarın görüşürüz o zaman Zeyno
Allah'ım o nasıl Zeyno diyiştir.Onun sesinden duyunca adım bile başka güzel geliyor.
-Görüşürüz Tolga.
Diyorum arabaya binip uzaklaşıyorum oradan.Ertesi gün okula daha büyük bir istekle gidiyorum.Okula girerken göremiyorum Tolga'yı.Koca bir ders geçmek bilmedi tamam son 2 dakika çıkarız şimdi.1.50 kaldı off geç artık zaman.Böyle böyle saniyeleri sayarak bitiriyorum koca dersi.Çantamı alıp kantine gidiyorum.Orada işte kahve alıyor.Bırak gururu git selam ver Zeyno.Hızlı ve sık adımlarla yanına geliyorum.Kantinciye bir kahve dedikten sonra Tolgaya dönüyorum gülümseyrek;
-Selam
Diyorum.Başını çevirip bana bakıyor bakışları sert ve soğuk.Azarlar gibi bir ses tonuyla;
-Sanada.
Diyor.Kahvesini alıp uzaklaşıyor yanımdan.Arkasından baka kalıyorum.Neydi şimdi bu soğukluk.Dün geceki sempatik adam nerede?Aylin ve çektiği fotoğraflar olmasa dün gecenin bir rüya olduğunu düşünücem.İyide niye böyle davrandı ki?
" -Hayır ya yinemi başa dönüyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Sert -' The Avengers '
FanfictionKışın en soğuk zamanında, ben nihayet içimde yenemediğim bir yaz olduğunu öğrendim.