Jimin: Markete gidebilecek misin?Yn: Market?
Jimin: Hani markete gitcektin ramen alcaktın.
Yn: Evet, kafam çok karıştı gidiyim.
Ben markete giderken oda peşimden geliyordu. Markete girip ramen lerin olduğu tarafa gittik.
Yn: Seni göremiyorlar mı?
Jimin: Hayır sadece sen görebilirsin.
Ramen paketlerini aldığımda Jimin'in bir paketi eline alıp baktığını gördüm.
Yn: Niye öyle bakıyorsun?
Jimin: Ramen bu mu?
Yn: Evet bilmiyor musun?
Jimin: Hayır.
Dedi ve paketi yerine koydu. Ehh tabi normal değilki şaşırmamak gerek.
Ben ramen paketlerini ödediğimde Jimin'in bir tuhaf olduğunu gördüm.
Yn: Neyin var senin?
Jimin: Yok birşeyim...
Yn: Var.
Jimin: Yok.
Yn: Öyle olsun.
.........
Evin kapısını açıp girdim. Mutfağa poşetleri bıraktım. Jimin'de yanımdaydı ama onu sadece ben görebiliyordum. Sung'a bsktığımda çoktan uyku moduna geçmişti bundan yararlanarak Jimin'e döndüm ve tereddütle konuşmaya başladım.
Yn: İyi olduğuna emin misin?
Jimin: İyiyim biraz acıktım sadece.
Yn: Acıktın mı? Ramen olur mu?
Jimin: Yiyebilirim... Sadece onun beni doyurcağını düşünmüyorum.
Yn: Doymaz mısın? O zaman fazla yaparız belki doyarsın... 3 paketle doyarsın bence.
Ramen'leri hazırşayıp bir tabaklara koydum. Sung'un tabağını odasınakİ masaya koydum ve onu dürttüm sonra hızla kaçtım. Jimin'in tabağınıda önüne koydum.
Koyduğumda bana tuhaf bir şekilde bakıyordu.
Yn: Nasıl yiyeceğini bilmiyor musun?
Jimin: Hayır.
Yn: Tamam yardım edeyim...
Çubukları Jimin'in eline tut yürürken elinin çok soğuk olduğunu fark ettim.
Yn: Çok soğuk, şöyle tutucaksın.
Jimin'in eline çubukları tutturdum ve ve biraz ramen aldım.
Yn: Şunu şöyle tut... Şimdi beni yiycem sende benim gibi yiyeceksin.
Kendi tabağımdan biraz ramen alıp yedim ve Jimin'e baktım.
Yn: Böyle yiyeceksin.
Jimin hızlıca elindeki çubuklarla rameni yedi hemde hiç üflemeden.
Yn: Sıcak...
Ben ona şaşkınlıkla bakarken o tabağını bitirmişti.
Yn: Sıcak değil miydi?
Jimin: Sıcak hissiyatım yok.
Yn: Belli. Doydun mu?
Jimin: Hayır.
Yn: Ne!? 3 paketle doymadın mı?
Jimin: Hayır.
Yn: Nasıl doyarsın?
Jimin: Kanla.
Yn: Kanla mı, benim kanımı mı içeceksin?
Jimin: Hayır.
Yn: Kan içmezsen ne olur?
Jimin: Pek iyi olacağını sanmıyorum... 3 gündür içmiyorum.
Yn: Niye?
Jimin: Senin yanından ayrılamam çünkü.
Kaşlarımı çatarak Jimin'e baktım.
Yn: Benim yanımdan ayrılırsan ne olur?
Jimin: Gitmeyi demesem bile gidemem... Tekrar yanına zorla gelirim sadece.....
Yn: Sadece?
Jimin: Sadece sen istersen gidebilirim ama...
Yn: Ama?
Jimin: Yok olurum siz buna ölmek diyorsunuz sanırım.
Bu cümle içimi korkutmuştu. Ondan hala biraz korkuyordum ama bana ihtiyacı vardı. Onun ölmesini istemiyorum, mutlu olmasını istiyorum.
Yn: Ölür müsün?
Jimin: Evet ama sen yine de söyle eğer gerçekten gitmemi istiyorsan söyle.
Yn: Iıııı.... Senin kana ihtiyacın vardı benim kanımı iç izin veriyorum.
Jimin: İçemem.
Yn: İç.
Jimin: İçemem dedim.
Yn: O zaman nasıl kansız yaşayacaksın.
Jimin: Boş- ah...
Yn: Ne oldu?
Jimin: Kansız kaldığımız için sanırım... ama iyiyim.
Yn: Böyle olmuycak bende seninle gelicem.
Jimin: Nereye?
Yn: Seninle gelicem işte sen kan içeceksin bende yanında gelicem, başka türlü yapamazsın.
Jimin: Ama-
Yn: Aması yok sana birşey olmasını istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİM -Jm-
VampireYn: Hoş geldiniz. ".....": Ben bir oda istiyorum. Yn: Tabi... kaç kişilik olsun? ".....": 1. Yn: Peki, adınız neydi? "......": Park Jimin. Yn: Tamam, ne zamana kadar kalıcaksınız? Jimin: Gece 12'ye kadar. Yn: Tamamdır 457 numaralı odamız boş...