12.BÖLÜM

18.4K 902 108
                                    

Media: Aral

Sınır:45 vote

Masal Saygıner'in ağzından:

Telefonun sesiyle gözlerimi araladım. Ama başıma giren ağrıyla gözlerim kendiliğinden kapandı. Dün gece saatlerce ağlamıştım ve ağlarken uyuya kalmışım. Bu yüzden ağrıyordu başım.

Telefonu elime aldığımda arayanın Berat olduğunu gördüm. Hemen cevap verdim.

"Alo" sesim uykulu çıkmıştı.

"Güzelim sen hala uyuyormusun?"

"Berat neden aradın?" Dedim huysuzca

"Kızım biliyorum uykundan uyandırılınca sinirli oluyorsun ama konu çok önemli." Kendimi biraz toparlayıp tüm dikkatimi ona verdim.

"Dinliyorum."

"Rüzgar abi dün olanları anlattı. Bende bir kaç arkadaşla konuştum. Onlarında yardımıyla ilik nakli için test yapılacak binlerce kişi bulduk. Hadi sende hazırlan seni yarim saate gelip alcam." Diyip kapattı. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Hemen odadaki banyoya gidip işlerimi hallettim. Dolabımın karşısına geçip elime deri şort ve beyaz salaş bir tişört aldım. Giyindikten sonra aynanın karşısına geçip kendime baktım. Saçlarım dışında güzel görünüyordum. Makyaj masasındaki tarağı alıp saçımı taradım. Şimdi gerçekten güzel görünüyordum. Makyaj yapmayı sevmezdim o yüzden daha fazla oyalanmadan cantami ve telefonumu alıp odadan çıktım.

Yüzümdeki gülümsemeyi hiç silmeden aşağıya inmeye başladım. Merdivenlerin ortasına geldiğimde Aral'ı gördüm. Oda beni gördüğünde yerinde durup konuşmaya başladı.

"Bende senin yanına geliyordum. Annem kahvaltıya çağırdı." Diyip gülümsedi.

"Tamam hadi gidelim" diyip gülümsememi dahada büyüttüm. Oda bundan destek almışcasına gülümsemesini büyüttü. Hızlı adımlarla basamakları inip yemek masasına doğru yürüdüm.

"Günaydın." Dedim. Onlarda bana gülümseyip aynı şekilde karşılık verdiler. Masaya oturup önümdeki tabağa yiyecek bir şeyler koydum. Hemen ağzıma bir şeyler attım. Hızlı hızlı yiyordum çünkü her an Berat gelebilirdi. Murat Beye dönüp

"Murat bey dışarı çıkabilir miyim bu gün?" Yüzünde kırgınlık vardı. Hüzünle bakıyordu bana .

"Nereye gidiceksin?"

"Hastaneye gidicem."

"Rüzgarı ziyarete mi?"

"Tek onun için değil. Aras için kan vermeye gidicem belki iliklerimiz uyar."

"Peki tamam git. Şoförlerden birine söylerim seni götürüp getirir."

"Şoföre gerek yok. Zaten -" konuşmamı kesen kapı sesiydi. Hemen ayağı kalkıp

"Berat geldi ben onula gidicem " diyip kalktım. Ama hepsi birden sinirle bana bakıyordu. Hemen kapıya koşup hemen açtım. Beratı gördüğüm gibi hemen sarıldım.

"Ya sen varya bu hayattaki en ponçik çocuksun ya. Melek misin sen?" Diyip yanağını öptüm

"Kızım ponçik ne ya bide melek falan diyo kızım ben erkeğim bu kelimeleri bana nasıl söylersin?" Diyip trip moduna geçti. Omuz silkip ayrıldım ondan

"Çantamı alıp geliyorum." Hemen masaya gidip çantamı aldım.

"Ben çıkıyorum." Dedim demesine ama Masadaki herkes bir anda ayağı kalktı. Oğuz dışında. Meriç konuşunca bakışlarımı ona çevirdim

GERÇEK AILEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin