Günlerin farkında değilim, aradan ne kadar bir süre geçti bunuda bilmiyorum. Şimdi anlıyorum ki bütün ağlamalarım boşa. Küçük olduğumdan dolayı geç farkettim, artık başka bir aileye aitim. Başka bir baba ve başka bir anne. Öz annem ve babam benden çoktan vazgeçmişler, onlar için bu kadar ağlamam büyük bir hata. Hayatım boyunca içimde büyük bir burukluk olacağından eminim ama bu yükle ilerde yaşamak isteyeceğimden pek emin değilim. Bir anda hayatm değişti ve ben daha 4 buçuk yaşındayım. Her gün ağlamalarım küçük bedenime büyük bir zarar veriyor.
Unutmadan söyleyim artık dedeye "baba" demeye başladım. O kadar iyi bir adam ki, sanki gerçekten babam gibi. Geçenlerde çok hastalandım ve büyük bir telaşla acile kucağında götürdü beni. Üvey babamın yaşlı bedenini yoruyorum fakat o hiç aldırış etmiyor. Küçük kadına anne demiyorum çünkü onu hâlâ sevmiyorum. O da beni sevmiyor sanırım, hiç güler yüzlü değil açıkçası umrumda da değil. Her gece babamla yatıyorum ve gece tuvalete gideceğim zaman onu uyandırıyorum. Iki adımlık yere sırtında götürüyor beni. Çok alıştım aslında ona, o kadar çok alıştım ki dibinden ayrılmıyorum.
Bugün bahçede çalışacağını söyledi, şimdi onun yanına gidiyorum. Bu evde sıkılmıyorum çünkü karıştırılacak çok yer var özelliklede bahçede. Babam bir kızı olduğundan bahsetti fakat yıllar önce ölmüş. Onlara gerçekten çok üzülüyorum, kaybettikleri küçük parçalarının boşluğunu benimle doldurmaya çalışıyorlar. Hayat gerçekten çok acı dedikleri laf bu olsa gerek. Şuan pek bir şey anlamıyorum hayatla ilgili fakat büyümek istemiyorum. Eğer büyürsem daha fazla acı çekeceğim bunu çok iyi biliyorum. Tek yapacağım şey oyuncaklarıma ve toz pembe dünyama geri dönmek. Şimdi ben bir prensesim, siz ise bana itaat eden küçük kölelerimsiniz bebeklerim..