CH 4- Lütfen Gelme

1.2K 107 53
                                    

Medya: Bu bölümü çevirirken rastgele karşıma çıkınca medyaya koyayım dediğim bir piano. Smut yazarken veya çevirisini falan yaparken zihnimi kötü düşüncelerden arındırmama yardımcı oluyor xuslsıel

Bir süre, Zhan kıpırdamadan yattı. Kolunu gözlerini kapatmak için kaldırdı ve Yibo'nun temizlenmek için bir mendil almasına izin verdi.

"Hey! iyi misin?" Yibo mendili fırlattı ve tıpkı vazoda duran bir çiçek gibi, Zhan'ın hala aynı konumda olduğunu gördü.

"Sadece birlikte mastürbasyon yaptık, daha önce yapmamış olamazsın." Her neyse, kötü hissetmesi doğaldı çünkü Zhan da zamanında bir alfaydı ve bu tür bir 'samimiyet' iki alfa veya bir alfa ve beta çifti arasında olmuyordu. Yibo, Zhan'ın kolunu tutup yüzünü açtı ve ıslak gözlerini gördü. Şimdi kendisi de biraz üzgün hissediyordu.

"Herkesin senin gibi olduğunu mu düşünüyorsun? Diğer alfalardan iyi bir yanın varmış gibi konuşuyorsun Wang Yibo, ama sen de en az o bahsettiğin kişiler kadar iğrençsin." Zhan ona soğuk bir bakış atıp yorganı üstüne çekti ve yatağın öbür ucuna kıvrıldı.

"Buradaki kişileri tanıdığını mı sanıyorsun?" Yibo, bugünlerde hiçbir alfanın onun gibi masum olmadığını söyleyecekti ki son anda durdu. Doğru ya, o artık bir alfa değildi. Tabii ki söyleyemedi. Başkalarının yaralarına tuz serpmek kabalıktı. 

Yibo yatağa yattı ve Zhan'a baktı. Zhan, sanki o veba kapmış gibi, yatağın diğer tarafında, ondan uzakta yatıyordu. Belli ki henüz uyumamıştı, ama artık Yibo ile konuşmak istemiyordu ve kenara yapışmaya devam etti. Birkaç saniye sonra yanıt alamadı ve Yibo sözlerini boşa harcayamayacak kadar tembeldi. Birkaç kez kırparak gözlerini kapadı ve uyudu.

Ertesi sabah Yibo uyandı ve Zhan'ın çoktan kalktığını gördü. Düzgün bir şeyler giyinip sessizce kanepeye oturdu ve birkaç ay önceki haber dergisinin sayfasını ilgisizce çevirdi.

"Neden bu kadar erken kalkıyorsun? Ordudan kalan bir alışkanlık mı? "

"Hmhm."

Yibo, kafasını onaylar biçimde sallayıp yıkanmaya gitti. Döndükten sonra üniformasını giydi ve E'yi arayıp yanlarına çağırdı. "Bu benim hizmetçim E. Bir şeye ihtiyacın olursa doğrudan ondan isteyebilirsin." Bunu söyledikten sonra Zhan'a parmak izleriyle çözülmesi gereken bir çift elektronik kelepçe taktı. "Üzgünüm ama şuanda sana güvenemiyorum."

"Kelepçelenip seni üzmek benim için büyük bir onur." Zhan homurdandı ve sağ elini gösterir biçimde Yibo'ya uzattı.

"Eminim öyledir."

Zhan'ın sağ eli bir tıklama ile koltuğun kol dayanağına kelepçelendi.

"Sana haksızlık ettim." Yibo, onun sözlerindeki ironiyi dinlerken dün gece aklına geldi ve normalde Wang Yibo'nun bundan pişman olması gerektiğini fark etti. Ama hayır, şuanda Zhan'a yaptıklarıyla ilgili hiçbir pişmanlık hissetmediğine kesinlikle emindi. Eğildi ve koltuktaki adamın dudaklarını çabucak öptü. "Tuvalete gitmek istersen doğrudan E'ye söyleyebilirsin."

"... Defol buradan." Zhan yüzündeki çökmüş ifadeyle sol eliyle ağzını sertçe sildi.

(Ç.N: Ama üzülüyorum kuzum ya

Yibo, diğerine oyun oynamayı giderek daha çok sevdiğini hissetti, bu iyi bir alışkanlık değildi.

/  /  /  /

Önümüzdeki birkaç gün çok normaldi.

Birlik ateş hattından çekildi. Casuslar, karşı bölgedeki iç durumun çalkantılı olduğunu bildirmek için geldi. Düşman birliği İmparatorluk ile uğraşamayacak kadar meşguldü. Hatta topraklardan vazgeçip barış aramaya bile gelebilirdi. Yüzlerce yıldır ilk kez iki güç arasındaki savaş barışla kırılacaktı.

BL/Forced Estrus~Novel Çeviri (YİZHAN AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin