Bölüm 1

4.6K 248 30
                                    

İLK ÜÇ BÖLÜM GEÇİŞ BÖLÜMÜ OLDUĞU İÇİN KISADIR BİLGİNİZE :)
Hayatta herkes, her şey boş gelir ya şuan bende öyleyim. Büyük koskocaman bir boşluk. Gün geçtikçe sanki daha da çok büyüyor ve beni, bedenimi çöküntüye uğratıyor. Çoğu zaman yalnız başıma kafa dinlemeyi, 'Bu karanlık dünyamdan acaba çıkabilecek miyim?' sorularıyla beynimin içine etmeyi başarabiliyorum. Sanki herkese muhtaç oldum gibi hissediyorum.

 Varlığım bile fazlalık geliyor. Kendimden nefret ediyorum. Aileme en büyük zararı mutsuzluğu verdiğim için nefreti olmayacak kadar en yükseklerde yaşıyorum. Bazı sözler çok saçma geliyor. neymiş 'her şey yine eskisi gibi olacak', olmayacak. Hiçbir şey eski hayatımı geri getirmeyecek. Ben bu hatayı 2 sene önce yaptım. Şimdi ise kendi karanlık dünyamda insanlara her geçen gün eziyet ediyorum. En yakın arkadaşlarım sandıklarımın hiç biri gerçek arkadaş değilmiş.

 Benim hayatımda onlara yer yok. 2 senenin sonunda belki de elimde ki kendim için yapabileceğim son şansımı kullanacağım. 2 yılın ardından hayata geri dönme kararı aldım. Lise son sınıftan devam edeceğim: Yani hayatımın dönüm noktasından. Bugün yeni bir başlangıç yapıyorum. Kimseden korkum yok. Kimseden çekinmem. Onlar benden korksun bir zahmet, hatta hiç bulaşmasın.

Alarmın sesiyle uyandım. Annem gelmeden, yataktan destek alarak ayağa kalktım. Okul formamı giyebilmem için sırayla hepsini önceden annem dizmişti. Dedim ya onlara yük olmaktan başka bir şey yapmıyorum. Yavaş yavaş kıyafetleri üstüme geçirmeye başladım. Aşağıdan tıkırtı sesleri geliyordu, demek ki annem uyandı, tahminlerime göre 5-10 dakikaya yanıma gelir ve beni aşağıya indirir. Her sabah söylüyorum beni yalnız bırak diye ama olmuyor. İllaki gelecek. Ayak sesleri yaklaştı yaklaştı ve odanın kapısı açıldı.

''Günaydın meleğim,'' dedi. Annemi gerçekten çok seviyorum ama sadece ona dokunabiliyor ve kokusunu hissedebiliyorum.

''Sana da günaydın anne,'' dedim. Soğuk davranmak artık hobim gibi bir şey oldu. Benden uzaklaşsın da yardım etmesin diye. Tabii ki onda işe yaramıyor. Bazen odasına çekilip ağladığını bilirim. Aslında bazen değil reelde günde 5 vakit ağlıyor. Ben alıştım. O bunu göremiyor. Şurası ayrı tabi ben de göremiyorum. Yavaş adımlarla duvarları hissederek aşağıya inmeye başladım. Annemi arkamda bıraktığımın farkındayım. Ne de olsa birazdan gelir, daima yanımdadır. Sevgimi ona bir türlü gösteremediğim için çok üzülüyorum. Yine de güçlü bir kızım.

 Aşağıya inip kahvaltı yapmaya başladım. En azından yemekleri kendim yiyebiliyorum.

 ''Bu gün beni kim okula bırakacak?'' diye sordum. Eh ne de olsa tek gitmek istiyorum. Mehmet abiyle de –şoför- gitsem okulda başımın çaresine bakarım. Yani bakmaya çalışırım. Biraz lise için büyük olsam da -sadece 2 yaş-, yine de eski okulumda devam edeceğim. Benim okuduğum senede ki arkadaşlarım -en azından ben arkadaşım olduklarını zannettiklerim- mezun oldular. Yeni bir sınıf, yeni bir sene.

 ''Ben gelip yanında durmak isterdim, ama sen buna izin vermeyeceğin için şoför gideceksin. Okulda seni izleyen korumalar yanında olacak, ama uzaktan. Sakın rahatsız olma. Ya onlar uzaktan seni izler ya da ben yanında biterim. Tercih senin meleğim.'' Düşünceli kadın ya. Bu yüzden bu kadar çok seviyorum.

''Korumalar olsun ama dediğin gibi uzaktan'' dedi. Yakınıma gelip ne yapacaklar, uzaktan izlesinler. Masadan kalkıp kapının olduğu yere yürümeye başladım. Ne de olsa benim evim ezbere biliyorum. En azından düşe kalka öğrenmedim. Annemin nasihatlarını  dinleye dinleye arabaya doğru yürüdüm. Arabaya bindirip kapımı kapattı. Arkamdan ağladığını hissedebiliyorum.

Alışacaktır....

Araba uzun bir süreden sonra hareketi kesip durdu. Mehmet abi kapıyı açtı ve çıktım dışarı. Okulumu biliyorum, sınıfımı da. İstikametimi ezberledim. Mehmet abiye teşekkür edip okula doğru yürümeye başladım. Merdivenlere yaklaşmış olmalıyım....

5 adım sonra evet 1,2,3,4......

Yere kapaklandım. Biri beni itmiş veya önüme çıkmış olabilir.. Ben de ona çarpmış olmalıydım. Ayağa kalktım - hep düşerim yine de kimseden yardım almadan ayağa kalmayı da bilirim-

 ''Önüne baksana, kör müsün kızım? Üstüme çıktın resmen, gerizekalı ya!''

Bir erkek sesiydi. Sesi yerine oturmuş, yılların verdiği tüm güçle bana bağırmıştı. Gözlerim yanmaya başladı. Hayır, ağlamayacağım. Bu safer olmaz kimsenin önünde ağlamayacağım.

Bilmediği bir şey var ki;

''Evet. Ben körüm.''

---------------------

İlk bölümle karşınızdayım. Aklımda hiç bir fikir yoktu bunu yazmaya başladığımda. 1 haftaya yakın bir süredir düşünüyorum. Beğenmeniz dileğiyle vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Düşünceleriniz benim için çok önemli :)

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin