Bölüm 3

2.7K 176 19
                                    

Ayağa kalkıp düşüncelerimi kafamdan atmayı diledim. Tabi sadece diledim. Hızlı adımlarla önümde ne olduğunu umursamadan tökezleyerek içeri girdim. Annemin arkamdan bağırdığını duyabiliyorum. Ama umursamıyorum. Odamda bir yere çantamı fırlatıp üstümdekileri çıkarmaya başladım. Sıcak su iyi gelebilirdi. Odamın kapısının çaprazında kendime ait banyom var. Alan, şekil her şey benim eski yaşantımdan kalma. Unutmamak için çaba gösteriyorum. Her şeyin şeklini, rengini, nasıl göründüğünü, neye benzediğini hatırlıyorum. Bir yerden sonra bazı şeyler siliniyor. Neden böyle yaptığımı hatırlamıyorum. O gece tüm hayatımı alt üst etmeye yetti diyebilirim. Hatalarım her zaman doğruya ulaştırır felsefesindeyim. Bu yaptığım ise hata değil sanki bilerek yapmaktı. Bilinçliydim. O gece ne istediğimi biliyordum. İşler istediğiniz gibi gitmezse bilerek hata yaparsın. Benim yaptığımda buydu. Uçurumu net bir şekilde hatırlıyorum. Sorun bu gerisi hayatımdan silinmiş, kimseye soramadığım, yüzleşemediğim gerçekler.

Üzerimdekileri çıkartıp hızlı adımlarla banyomun bulunduğu kısma yürümeye başladım. Küvete, duvarlara tutunarak çıktım. ''Sıcak su sağ taraftaki musluk, soğuk su sol taraftaki musluk.'' Bir tekerleme gibi her zaman tekrarladığım bir cümle. Isıyı ayarladıktan sonra kendimi suyun akıcılığına bıraktım.

Rahatlatıyordu.

Kesinlikle düşüncelerden, sıkıntılardan uzaklaştırıyor. Banyo yapmak istemiyorum aslında. Suyun altında kalmak iyi hissettiriyor, özgür, dünyadan ayrılmış, sıkıntılardan, bütün kötü şeylerden arınmış gibi.

Vakit sanki çok çabuk geçiyor. El ve ayak parmaklarımın buruş buruş olduğunu hissedebiliyorum. 1 saate yakın bir süredir burada olmalıydım. Su kesinlikle iyi geldi. Sakinleştiğimi hissede biliyorum. Bir güç ile ayağa kalktım. Yavaş adımlarla küvetten çıktım. Suyun yere damlayış sesi huzur dolu. Küvetten çıkınca üşüdüğüm ancak simdi aklıma gelebildi. Bornozum hemen küvetin yanından alıp içeri geçtim. Odamın kapısını kilitlediğim için annemin odama girmesi olanaksızdı. Üzerime bir şeyler giymek istemiyorum. Kendimi yatağın içine atsam daha mutlu olabilirim. Uyumak istiyorum. Kimseyle konuşmamak sadece yarın olmasını beklemek. Direk yatağın içine girdim.

Eskiden uyumadan önce birçok kişiyle mesajlaşırdım. Şimdi telefonuma bakamıyorum bile. Her şeyden soyutlaşmış nesne gibi hissediyorum. Tek farkım nefes almam. Uykunun bedenimi ele geçirmesine izin verdim yarın yeni bir gün, yeni bir doğuş.

Sabahın erken saatlerinde kalmayı kimse sevmez, benim dışımda. Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kimse uyanmamıştı. Dün sadece kahvaltı yaptığım için karnımdan gurultular geliyordu. Hızlıca üstümü giyinmeye çalıştım. Saat 7 filan olmalıydı. Hızlı olmalıyım.

Herkesten, daha hızlı.

Evden çıkıp arabanın yolunu tuttum annemin arkamdan gelen sesi, bana her gün neden yaşadığımı hatırlatıyor. Derin bir nefes alıp, bu günüm iyi geçmesi için annemi öpüp arabaya bindim. Sevinecek bir şeyler hatırlamaya çalışıyorum. Gülümsemek için. Araba durduğunda okula geldiğimizi anladım. Dün çarpıştığım çocuğun karşıma çıkmaması dileğiyle arabadan inip okul binasına doğru ilerlemeye başladım. Merdivenlerin korkuluklarını bulunca hemen ona tutundum. Yeni bir gün, yeni bir gün, yeni bir gün...

Merdivenlerden çıkarken elime bir şey değdi. Dururdum. Yanımda biri vardı. ''Kim var orda?'' dedim. Ses vermesini bekledim. Nefes alışverişini hissede biliyorum. Ama neden ses vermiyor. Konuşamıyor mu?

''Hey sen kimsin?'' yine ses vermeyince merdivenleri çıkmaya devam ettim. Oldukça sert, bir o karda da yumuşak bir şeye çarpıncaya kadar. Ayağım kaydı. Dengemi kaybettim. Yere kapaklanacağım. Yine birine çarmış olmalıydım.

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin