Sabah kafam acayip acıyordu. Dün içtiğim içkilerden olmalı. O şerefsiz beni işten atmasaydı bunlar olmazdı.
Yatakta doğruldum. Birden telefonum çalmaya başladı. Bu annemdi.
Niye arıyordu? Beni pek aramazdı daha çok ablamla konuşur. Bu iyi annemle konuşmak istemiyorum. Çok öğüt veriyor sıkıcı yani...
Telefonu homurdanarak açtım.
-ne var?
-sana da Günaydın Alper
-of ne oldu işim var
- Neşe tatile Antalya'ya geliyor bir ay seninle kalsa?Neşe mi geliyor? Küçükken gittiğinde prensesim diye ağlayıp bağırdığım, ablamın kızı...
Ama buraya gelmesi iyi olmazdı. Hem işsizim ne yiyecek? Evi pislik götürüyor zaten. Burda kalmazdı.
-olmaz
-ne demek olmaz o senin yeğenin Alper!
-olmaz dedim anla artık.!Annem birşeyler söylendi. Açıkçası ne dediği umrumda değildi!
-bari otel ayarlayana kadar kalsın olur mu?
Onu dışarıda bırakmazdım. Of lanet olsun! Tam da geleceği zamanı buldu!
Homurdandım ve anneme geri döndüm.
-peki ama hemen bulun!
Annem sevinçle bağırdı. Ben bunu yapmasını abartılı bularak gözümü devirdim.
-akıllı oğlum benim Neşe yarın geliyor. Onu alırsın hava alanından öptüm annecim. Sana diğer bilgileri mesajla yollarım.
-tamam anne kapat hadi.
Telefonu kapatınca sinirle telefonu fırlattım. Şimdi heryeri toparlamalıyım.
Lanet okuyarak lavoboya gittim. Duş yapmalıyım berbat kokuyorum.
Suyu ayarlayıp duşumu yaptım. Duştan çıkınca temiz olan kıyafetlerimi giydim. Ortalığı toplamam gerek.
Elime bir poşet torbası alıp tüm çöpleri dışarı çıktım. O sırada Doğaç yoldan geçiyordu.
-abi hayırdır temizlik ne iş biri mi geliyor?
Evet ben normalde temizlik yapmazdım şaşırması normaldi.
Elimdeki poşeti konteyner'e atıp ona döndüm.
-yeğenim geliyor
-kolay gelsin ne diyim!
-yok öyle kaçamak gel yardım et.!
-abi..
-abisi filan yok gel lan!Oflaya puflaya da olsa Doğaç'ı yardım etmeye ikna ettim.
Bir saat sonrası ev harikaydı. Yani yerdeki tozlar hariç iyiydi.
Yorgunluktan çöken Doğaç'ın sırtını sıvazladım.
-sağol dostum.
-bir şey değil abi.
-hadi al şunuElimdeki yüzlüğü ceketinin cebine sıkıştırdım. Kızlar gibi naz etmedi.
Beklemiyordum da zaten!
Onu uğurladıktan sonra tek bir şey kalıyordu : bir iş bulmak...
Hemen bir gazeteyi elime alıp ilanlara baktım.
Tezi.:geç
Asker: geç
Garson: bu belki olabilirdi!
Numarayı aradım. Şans yüzüme gülmüştü. İşi aldım iki gün sonra başlıyorum.
Tabi yarın Neşe'yi almak da vardı. Onu merak ediyordum. Şimdi nasıl olmuştu? Sarı saçları hala o günki kadar sarı mıydı? Ya o deniz mavisi gözleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeğenim ¤Askıya Alıncak¤
Teen FictionAblamın minik bir bebeği olduğunda daha 4 yaşındaydım. Bebeğin minik elleri, kırmızı ısırmalık yanakları vardı. Ve minik mavi gözleri çok güzeldi. Saçları güneş kadar parlaktı. Annemin dediğine göre ben küçükken ona prensesim diyip sürekli öpüyormuş...