''Bugün yaşanan olayları unutmalıyım, unutmalıyım, unutmalıyım 'Evet unutmalısın.' unutmalı- ha? Neyi unutmalıyım ki?''
...
Benim hayalim Len'le beraber şarkıcı olmak. İkimizde her zaman bunu istemişizdir. Biz 3.sınıftayken müzik hocamız yıl sonunda söylememiz için bize bir şarkıyı ezberletmişti. Yıl sonunda o şarkıyı beraber söylediğimizde seslerimizin ne kadar uyuştuğunu ilk o zaman fark etmiştim. O şarkıyı söyledikten sonra da Len ile beraber her hafta bir şarkı uydurup onu söylerdik.
Artık 4.sınıfa gidiyoruz. 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf ve lise! Hep lisenin ne kadar güzel ve maceralı olabileceğini düşünüp duruyorum. Bir gün liseye geçince okuldaki en taş çocuğa laf atmak benim şartlarımdan biri. Bir diğer şartım da bana sataşan kızların ağzını yüzünü dağıtmak. Hahaha çok zevk verici olur. Ovv sadist yanım ortaya çıktı. Şimdilik kızlara eziyet çektirmeyi değil de bugün Len'le parkta neler yapacağımızı düşüneyim.
Bugün ikizimle parka gidiyoruz. Hehe çok mutluyum. Onu gerçekten seviyorum. Annem ilk kez bizim tek başımıza dışarı çıkmamıza izin veriyor. Aslında bu gayet doğal birşey çünkü daha 10 yaşındayız. Her ne kadar tipim öyle gösterse de içim pek 10 yaşındaymışım gibi değil. Ah.. hemen büyümek istiyorum.
''Len! Hadi çabuk ol!'' diye bağırdım merdivenlerden yukarı doğru. İkiz kardeşim Len, erkek olsa bile çok yavaş hazırlanıyor. Bir de kızlara yavaş hazırlanıyor derler.
''Tamam. Geliyorum!'' diye aynı şekilde bağırdı bana. Ardından merdivenlerden aşağı inip yanıma geldi ve birlikte evden çıktık. Parka doğru yol alırken Len birden yanımdan ayrışıp yan tarafta duran bahçeye girdi.
''Hey! Len geri gel. Başkasının bahçesine izinsiz girme.'' diye evet şuan tam 10 yaşında biriymiş gibi konuştum. Çünkü zaten 10 yaşındayım. Her neyse sonuç olarak Len beni dinlemedi -bende olsaydım kendimi dinlemezdim- ve bir süre sonra tekar yanıma geldi. Fakat o ne? Elinde neredeyse benim elim kadar bir kara böcek vardı. Allah'ım sana geliyorum. Elindekini sallaya sallaya yanıma geldi. Ben doğruca koşmaya başladım. Koşarken yavaşça arkama baktım ve evet o da benim arkamdan aynı şekilde koşuyordu. Elindeki böcekle...
''Iyk. Ne yapıyorsun Len!'' diye bağırmaya başladım bir taraftan da koşmaya devam ederken. O ise sadece güldü. En sonunda ikimizde yorulduk ve koşmayı durdurduk. Len'in eline bakınca artık böcek felan olmadığını gördüm. Oh demekki koşarken atmış. Nefes alış verişlerim normale dödüğünde kafamı kaldırdım. Evet bir yol ilerimizde duruyordu. Len heycanlı bir şekilde parka doğru koşmaya başladı. Yola çıktığı anda yolda bir araba tam sürat Len'e doğru geliyordu. Araba'yı kullanan oldukça genç birine benziyordu, ama tam olarak göremiyordum. Neden yavaşlamıyordu. Len'i görmemiş miydi? O anda gözlerim fal taşı gibi açıldı ve ağzımdan sadece o üç harf çıkmıştı.
''Dur!''
O an olanlara inanamıyordum. Delirmiş felan olmalıydım. Len gözlerimin önünde yok olmuştu. Araba ile aralarında 1 cm kala yok olmuştu. Etrafıma bakmaya başladım. Küçük bir topluluk olmuştu. Topluluğun arasından fısıldaşmalar geçiyordu. Onların fısıldamalarını duyabiliyordum.
'Hey! Gördün mü? Şuradaki küçük kız boşluğa bakarak dur diye bağırdı.' dedi bir kadın yanındakine.'Deli midir ne?' dedi yanındaki. Tam yanımdaki küçük çocuk annesinin kolunu çekiştirerek söylenmeye başladı.
''Anne, yoksa bu kız ruhları mı görüyor?'' Annesi bir bana baktı bir de çocuğa sonra çocuğunu yanımdan uzaklaştırarak,
''Şşht. Beki hastadır. Hadi gidelim.'' gibisinden birşey dedi ve topluluk dağılmaya başladı. Ben ise sadece olduğum yerde duruyordum. Hala daha demin olan şeyi hazmedememiştim. Daha demin ne olmuştu? Hayal gücüm müydü? Ama bu imkansız. Len burdaydı. Tam önümdeydi. Nereye gitti. Cidden yok mu olmuştu. Beni bu düşüncelerden arındıran orta yaşlı bir adam olmuştu.
''Kızım yürüsene. Yolu kapatıyorsun.''
''A-ah... aferdersiniz.''
Hemen tüm gücümle evin yolunu tutarak koşmaya başladım. Ama neden oradan uzaklaşıyordum Len orada olabilirdi. Belki de çarpmanın etkisiyle- Ah hayır çarpmadı. Evet buna eminim o araba Len'e çarpmamıştı. Len... o gözlerimin önünde yok olmuştu. Eve geldiğimde doğruca annemi buldum ve kekeleyerek konuşmaya başladım.
''A-anne, Len... Len yok oldu!''
Annemin o anki cevabı üzerine yıkılacakmış gibi oldum.
''Len kim?''
Hemen olumsuzluğa vurmamam lazımdı. Belki aklında başka bir düşünce vardı ve o anda dediğimi anlamamış olabilirdi. Bu düşünceyi kendime inandırarak anneme durumu izah etmeye çalıştım.
''Anne. İkizim, kardeşim...erkek kardeşim Len!''
''Rin, sen tek kardeşsin kızım. Len diye bir ikizin yok. İyi misin sen?'' diye sordu bana telaşlı ve şaşırmış gözlerle. Anneme cevap vermeden doğruca merdivenlerden yukarı çıkıp odama koştum. Kapının kolunu aşağı indirip içeri girdim ve kapıyı hızla kapatıp kilitledim. Ardından kapının ayaklarına yığıldım. Annem daha demin ne dedi? Ben tek kardeş miymişim. Len... Len'i unutmuş olamazdı. Hafızasını felan mı kaybetmişti? Ya Len'in tam ona araba çarpıcakken bir anda yok olması? Etraftakilerin bana karşı olan tepkileri? Delirmiş olabilirdim. Evet, kesinlikle delirmiş olmam lazımdı. Beynim bugün olanları hazmetmekte güçlük çekiyordu. Hava kararmıştı. Dolunay vardı. Yavaşça ayaklanarak kendimi yatağa atıverdim. Kendi kendime tekrarlamaya başladım.
''Bugün yaşanan olayları unutmalıyım, unutmalıyım, unutmalıyım... 'Evet unutmalısın.' unutmalı- ha? Neyi unutmalıyım ki?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZİM
ChickLitBugün yaşanan olayları unutmalıyım, unutmalıyım, unutmalıyım ''Evet unutmalısın.'' unutmalı- ha? Neyi unutmalıyım ki? 5 Yıl sonra...