Adsız Bölüm 5

58 6 3
                                    

-Hey hayvanat bahçesi olduğunu da nereden çıkardın?

-Ne bileyim, neresiydi ki?  

-Doğru, hayvanat bahçesi ama orada neyle karşılaşacağını ikimiz de bilmiyoruz.Yani bir şekilde hem seni güvende tutmalıyız, hem de amacımıza uygun hareket etmeliyiz.

-Tamam tamam telefonla olur mu mesela?

-Bak ben bİr insan değilim . Sesimin gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

-Denemeden bilemeyiz.Ben mutfağa gidip seni arayaca- yada öyle olmaz telefonu burada açalım ben uzaklaşınca konuşmaya başla sen.

-Tamam.

Dolunay, diğer telefonu aradı ve açtı.Daha sonra mutfağa doğru yol aldı. İçinden sesin gelebilmesi için dua ediyordu.Yutkundu.

-H.hey alo?

-

-Alo? Ya lütfen. Bağır, sesini bana ulaştır.Lütfen.Duymak istiyorum.

Telefonundan gelen müzik sesini duydu kız. Nasıl yani, odadaki telefonu açmamış mıydı.?

-Seni sakar telefonu açmamışsın.

Kız bir sevinç çığlığı attı.Keni odasına koştu.

-Hey hem sesin gelebiliyor hem de telefona dokunabiliyorsun demek ha?

-Sakar bir kız yüzünden 

kız dil çıkartıp odasından koşarak çıktı. Normal biri olsaydı, odadan çıkıp kızı kovalardı.Kız yaptığı saçmalığa dönüp baktı.Ve işe şimdi koyulmanın en iyisi olduğunu düşündü.Aşağı indi.Ayakkabılarının bağcıklarını bağladı.Çocuğun tarif ettiği hayvanat bahçesine doğru yol alırken, halen daha adını söylemediği geldi aklına.

Hey iyi misin o bir ruh, yada belki bir hayalet. Belkide sadece yalnızlığından gördüğün kendi hayal gücünün bir kahramanı.Herneyse diyerek yoluna devam etti.

...

Hayvanat bahçesi olan yere doğru yürüdü. Fakat hayvanat bahçesi göremedi.İki tane serserinin kendine doğru geldiğini gördü.Yanılmayın. Herkes kötü değildir. Belki serseriler, iyilik meleğidir ha?

Onlar kızın yanından geçerken, kız arkasını döndü. Birbirlerine hararetli bir şekilde birşeyler anlatan çocuklara baktı. Hafifçe kırmızı kapşonlunun sırtına dokundu.

Arkasını dönen çocuk, birşey sormak isteyen kıza bakarak

-Efendim abla bişey mi soracaktın, dedi.

-Şey evet, buralarda anakonda park adında bir hayvanat bahçesi gördünüz mü?

-hımm.. çenesini kaşıdıktan sonra kıza döndü parmağıyla ormanı gösterdi.Evet vardı.Ama şu gördüğün ormanın arasındaydı.Bir çocuk orada kaybolduktan sonra yıkılmıştı. Tek sebebi bu olmayabilir ama hafızalara bu kazındı yani.

İnsanlar bazen gerçeklere değil , inanmak istediklerine inanırlar.

Ve bazen serseriler,bir sokağın en iyi hakimleridirler. 

-Şuan orada ne var peki?

-Abla yıkıldıktan sonra mezarlık oldu diye duymuştum. Ağaçlardan gözükmez ormanın arasındaydı.Mezar büyük bayağı hayvanat bahçesi de büyüktü içinde dükkanlar felan vardı.

-Teşekkür ederim 

-Sen ne için istedin ki abla?
-Ben kaybolan çocuğu araştırıyorum.Annesi babası, nerede oturuyor biliyor musunuz?

-Bu sokağın ilerisindeki iki katlı evde oturuyordu işte annesiyle çocuk. Çocuk ölünce annesi taşındı. Mezarlığa yakın bir yerdi dimi Tunç?

Arkadaşına kendisini onaylamasını bekleyen gözlerle arkasına baktı kırmızı kapşonlu.

Adının Tunç olduğunu öğrenilen çocuk ise başıyla onaylamakla yetindi.Bu umursamazlık biraz kaba geldi kıza.

-Sağolun iyi geceler.

-İyi geceler abla

Kız mezarlığa doğru yol alırken, nereden başlaması gerektiğini düşündü;anne mi? yoksa mezarlık mı?

Kız anneye gitmek istemediğini düşündü. Ne gerek vardı şimdi? Belki ölmüş, gömmüşerdi. Bu onlara yalnızca bir araştırma fırsatı dahi vermiyordu.

Ölmemiştir herhalde önce mezarlığa giderek ipucu arıyım, derken ıssız ormana doğru yol aldı kız.

Yeni bilinmeyenler ve yeni bilinenler bekliyordu onları.

...

Ormana gelen Dolunay hayvanların seslerini dinledi . Ormanları hep sevmişti.Yeşili de hep sevmişti.

Rengarenk renkler seven, siyah bir kızdı o.

Neye benzeyen birşey aradığını dahi bilmiyordu.Belki bir sandık, ya da yırtık bir kumaş parçası.

Ormanı o gece dolaşamazdı. Yani belki bir kısmını, ama tamamını değil.Kız ormanda yürürken bir ağacın gövdesinin ne kadar da büyük olduğunu fark etti.Bu görülmeye değer diye düşünerek telefonunu çıkardı. Ağacı çekti.

Biraz daha yürüdü. Sonra kafasını gökyüzüne çevirdi. Ne kadar da yıldız vardı.Aya baktı, onun da fotoğrafını çekti. bir ağacın dalı öne gelecek şekile. Acele etmek istemiyordu. 

Ölmesini de istemiyordu.

Bir sonraki gün daha hazırlıklı gelirim diyerek ayrıldı ormandan.

Eve gitti.Odasına çıktı. Anne kısmını çıkararak anlattı ona herşeyi.

-Orman mı? Fakat bu işleri daha da ulaşılmaz kılar. 

-Sanki sen gideceksin ormana!Ben gayet eğlenceli buldum hem!

-Tamam şimdi biraz uyu.

Kız yorganı itti yatağa uzandı. 

Çocuk yorganı kıza örttü.

-Yorgana dokunabiliyor musun?

-Sana sarıladabiliyorum unutma.

-Ben uyuyorum.En azından hayallerim var, ve orada çok mutluyum.

KISITLANMIŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin