Bölüm 1

214 10 8
                                    

Müzik Önerisi: Cem ADRİAN-Biz senle

Zırlayan kapının sesiyle araladım gözkapaklarımı,nöbetten çıkmıştım ve uyuyalı henüz iki saat olmuştu.O yüzden zilin bu kadar ısrarla çalması sinirimi bozmuştu.Sürünerek ve söylenerek çıktım yataktan.İnşAllah önemli bir şey için çalıyorlardır kapıyı yoksa dışardakini iyi bir paylayacaktım.Aklımdan bunlar geçerken kapıyı açtım ve karşımda Devrim'i görünce bir şok dalgası bütün vücudumu etkisi altına aldı.O anda üzerimde pembe puantiyeli geceliğim olduğuna mı küfredeyim yoksa yorgunluktan moraran gözlerime ve dağınık saçlarıma mı küfredeyim karar veremezken Devrim şaşkınca yüzüme bakıyordu,ben ise elindeki beyaz karanfillere odaklanmıştım.Ah nasılda iyi biliyordu bana alacağı çiceği.Ben bunları düşünürken Devrim karşımda kahkahalarla gülmeye başladı;

-Beni görünce şaşıracağını biliyordum ama şoka gireceğin aklıma gelmemişti açıkçası diyerek gülmeye devam etti sol yanağındaki gamzesi o kadar belirgin bir hal almıştı ki onun gülüşünü gören bir kadının aşık olmaması imkansızdı.Düşüncelerimi bir kenara bırakıp sıkıca sarıldım Devrim'in boynuna.Sanki yıllardır süren yalnızlığım son bulmuştu,eylül kaybolmuşta evimde ağustos güneşi doğmuştu adeta.Huzur kelimesinin kalıplaşmış hali şu an kollarımın arasındaydı,bunun için ne kadar şükretsem az kalırdı.

-Yeter Umut boğulacağım hem güzelim çicekleride mahvettin,diyerek bir güzel azarlamıştı Devrim beni ama ben bunu bile özlemiştim.Hemen kollarımı çözdüm Devrim'in bedeninden.O zaman farkettim hala kapıda olduğumuzu kenara çekilip

-Geç bakalım sıpa,diyerek içeri davet ettim

-Bir daha sıpa demeyecektin öyle anlaşmıştık

-Hiç hatırlamıyorum diyerek kıkırdamaya başladım,ben gülerken Devrim duvarda asılı fotoğraflarımıza dalmış gülümsüyordu.Bende onun gülüşüyle gülümsemeye başladım.Devrim'in gülüşü benim her şeyimdi ama onun bundan haberi bile yoktu.Sonra gözlerini fotoğraflardan alıp bana dönerek beyaz karanfilleri uzattı ve ekledi;

-Hadi şu kızları vazoya koy da boyunları bükülmesin,gülümseyerek atıldım kollarındaki karanfillere önce burnuma götürüp kokladım muhteşem kokuyorlardı ardından elimde karanfillerle mutfağa girdim ve Devrim'e seslendim;

-Sen içeri geç komiserim ben geliyorum hemen,Devrim'den ses yoktu çünkü tamam demeyi hiç sevmezdi çok nadir duymuştum tamam dediğini.Elimi üstteki dolaba atarak mor vazomu çıkardım biraz su doldurduktan sonra karanfillerimi içine yerleştirdim.Vazoyu kucaklayıp salona geçtiğimde Devrim üçlü koltuğa oturmuş deri montunu yanına çantasını da ayakuçlarına bırakarak haberleri izlemeye başlamıştı.Gergin olduğu her halinden belliydi vazoyu masaya bırakarak yanına oturdum.Ekranda göstericilerle polislerin karşı karşıya kalmasından bahsediliyordu.Devrim'e dönerek neler oluyor diye sordum

-Ne olacak bir öğretmenlerimize saldırmadığımız kalmıştı oda oldu! Öğretmenlerden birinin polislere dönerek size verdiğimiz emekler haram olsun dediğinde Devrim iyice sinirlenip okkalı bir küfür savurarak burnundan soludu ve

-Eğer orda ben olsaydım kimliğimi atar öğretmenlere katılırdım çok nankörüz Umut çok,sözünü bitirip bana döndüğünde yüzümü astığımı farketti ve ekledi

-Özür dilerim seninde kafanı şişirdim.

-Saçmalama Devrim ben sadece olanlara üzüldüm,buruk bir gülümsemeyle sardı beni ve dudaklarını kulağıma yaklaştırarak

-Üzülme sen üzülünce hiçbir şey düzelmeyecek dedi ve sonrada kollarını gevşeterek serbest bıraktı beni.Oysaki ben ne çok isterdim saatlerce o kolların arasında uyumayı ama olmuyordu işte.Devrim bana böyle dostça davranırken olmuyordu,olamazdı.Ben hayallere dalmışken Devrim kumandayı alıp televizyonu.kapadı ve gözlerink kapatarak arkasına yaslandı.Fırsattan istifade bu kez ben bastım fırçayı

-Yahu madem geleceksin neden haber vermiyorsun be adam diyip kaşlarımı çatark kızmış gibi bakmaya başladım.Suratını asarak bana döndü

-Süpriz yapalım dedim kızım sanada iyilik yaramıyor diyerek başını önüne eğdi.Bu hali o kadar hoşuma gidiyordu ki Devrim'i öpmemek için kendimi zor tutuyordum.

-İyiki geldin özlemişim seni

-Ben özlenmeyecek adam mıyım ? diyip çapkınca gülmeye başladı.Her ne kadar bu gülüş içimi eritsede işi espriye vurdum

-Bunlar bana bir şey yapmaz komiserim git başka kızlarda dene,dediğimde şen.bir kahkaha patlatıp yanaklarımı sıktı

-Biliyorum biliyorum

Biraz daha böyle sohbet ettikten sonra gözlerim ağır ağır kapanmaya başladı.

                       -DEVRİM-

Umut kanepede öylece uyuyakaldınYüzüne düşen saçlarını ileriye atarak onu izlemeye başladım.Kahverengi saçları beyaz tenine o kadar çok yakışıyordu ki güzelliğine güzellik katıyordu.Şu an karşımda kendi ayakları üzerinde duran yalnız ama güçlü bir kadın uyuyordu.Oysa ki içi hiç öyle değildi.Umut'un çok fazla acısı,yarası vardı ve ben bunlara bir yenisini eklememek için koşarcasına kaçıyordum ondan.Hayatıma hep başka kadınları aldım sırf Umut benden vazgeçsin diye ama bunlar hiçbir işe yaramadı.Umut beni sevmekten bir an bile vazgeçmedi bunu hissediyordum.Ama ben ve Umut olmazdı,ölüm her an ensemdeyken ben Umut'la yaşayamazdım ona bunu yapamazdım.Biliyorum bu yaptığım haksızlık,Umut böyle düşündüğümü bilse bana çok kızar ama asla böyle düşündüğümü bilmeyecek,ona aşık olduğum için buraya geri döndüğümü öğrenmeyecek.Düşüncelerimi bir kenara bırakıp ayağa kalktım ve Umut'u kucağıma alarak yatağına götürdüm.Umut'un güzelliğini tablolara çizip evimin her köşesine asmak isterdim sanki her an Umut yanımdaymış gibi.Melekleri kıskandıran bu güzelliğin bana ait olmasını öyle çok isterdim ki.Keşke başka hayatlarda karşılaşsaydık onunla ne ben polis olsaydım ne de o bu kadar yaralı olsaydı.O zaman Umut'u kendime ait kılıp ömrümün sonuna kadar kollarıma hapsetseydim.Sanırım böyle bir şansımız yoktu ve asla da olmayacaktı.Aklımda bu düşünceler,ardımda Umut'la çıktım odadan.Sanki bu evin her yerine özenle Umut'un kokusu sindirilmişti her yer buram buram Umut kokuyordu işte bu yüzden bu evi çok seviyordum.Umut'un beni sarhoş eden yasemin kokusu eşliğinde banyoya attım kendimi.Soyunarak soğuk suyun altına girdim soğuk su tenime değdikçe gerçek dünyaya dönmeye başladım.Tam anlamıyla kendime geldiğimde suyun altından çıkıp giyindim.Saate baktığımda iki buçuga geliyordu,en iyisi Umut'a yiyecek bir şeyler hazırlamaktı.Bildiğim en güzel yemek makarnaydı güzel bir sosla da harmanlarsam çok iyi bir yemek olabilirdi.Yarım saat sonra bolonez soslu makarnam hazırdı yanınada güzel bir salata yapmıştım.Bunlar Umut'un atıştırması için yeterli olurdu benden daha fazlasını beklemesi hata olurdu zaten,kendi kendime gülümsedim tam o anda telefonum çaldı,Arya arıyordu.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin