Deniz odasında kitap okuyordu. Bu özgürken sahip olamadığı bir lükstü. Çünkü patronu Fatih onun için mutlaka yapacak bir iş buluyordu. Aklını şuanda kitaba veremiyordu. Azra ile nasıl uzlaşacağını bulması gerekiyordu. Zaten burada kısa süre kalacağını biliyordu. Patronu bilerek kendini yakalattığını öğrenmişti. Ama bunun için birşey yapamazdı. Deniz onun kara kutusuydu. Ne öldürebilir ne de gitmesine izin verebilirdi. Onsuz işlerini bile devam ettiremezdi.
Elini yeni dövmesinin üzerine koydu. Sevdiği kadının ismini zaten kalbine yazmıştı, kolunda yazsa ne olurdu. Azra için bu bir ceza olabilirdi, öyle düşünsün.
Deniz kitabı bırakıp lavobada elini yüzünü yıkadı ve kuruladı. O sırada kapı açıldı ve gardiyan içeri girdi. Deniz şöyle baştan aşağı süzdü gardiyanı. Yaka kartında ismi Gül yazıyordu. Merak etti. Acaba vücudu da gül gibi kokuyor muydu. Manken gibi insanların burada ne işi vardı.
Gül süzüldüğünü fark etti ve tebessüm oluştu yüzünde.
-Deniz Demir müdire hanım seni odasına götürmemi istedi.
-Tabi gidelim, giderken de seninle sohbet edelim.
Gül kafasını salladı ve beraber odadan çıktılar. Ortak alandaki Azra ve tayfası merakla Deniz'e bakıyordu. Azra Gül'e seslenerek;
-Nereye götürüyorsunuz Deniz hanımı?
Gül cevap vermezse Azra'nın çirkefleşeceğini bildiği için nazikçe cevap verdi;
-Güneş hanım çağırdı odasına Azra.
O sırada Deniz arkadan Gül'ü süzüyordu. Azra bunu görünce yerinden kalktı ve Deniz'e doğru yürüdü. Deniz Azra'yı görünce gözlerinin içine bakıp göz kırptı. Azra Deniz'in kulağına yaklaşıp fısıldayarak;
-Seni uyarıyorum. Ne yapacağını da tahmin ediyorum. Çekicisin. Gül'ü de Güneş hanımı da etkin altına kolay alırsın. Bana yaptığın gibi. Ama 10 dakika sonra geri dönmezsen beni hiç sevmediğini umursamadığını kabulleneceğim ve şimdiye kadar iyi halimi gördün. Kötü tarafımla tanışırsın.
Deniz duyduklarıyla tam da istediğim gibi benden vazgeçersin diye düşündü. Azra geri çekilmeden Deniz'in kulağını ısırdı. Deniz'in vücudunu titreme aldı ve yutkundu. Azra yerine geri dönerken;
-Bekletmeyin müdürümü. Selam soyleyin benden de.
Gül dediklerini umursamadı ve Deniz'i alıp koğuştan çıktı. Deniz hem hızlı yürüyüp hem de konuşmaya başladı.
-Bu işi ne zamandır yapıyorsunuz?
-3 yıldır.
- Gardiyanlığı sormuyorum.
-Neyi sordun Deniz?
- Melek gibi olmanı diyorum. Parlıyorsun.
Gül duyduğu ile kızarıp Deniz'e gülümsedi. Ama hızlı hızlı gittiklerini fark edip;
-Deniz bu ne hız. Biraz yavaşla.
Deniz bir an durdu ve ne yaptığını anladı. Azra 10 dakika dediği için acele ediyordu. Bunu kalbi yapıyordu. Gül söylemese fark etmezdi ama Azra'nın onu sevmediğini düşünmesini de istemiyordu bir tarafı.
-Önemli birşey olabilir diye şey ettim.
Dedi ve yeniden hızla yürümeye başladı. Odaya girdiğinde Güneş hanım Gül'ü gönderdi ve Deniz'in oturması için işaret etti. Deniz aceleyle oturup kadına baktı.
-Denizcim, Fatih bey ile konuştum ve seninle özel olarak konuşmak istediğini söyledi. Yarın avukat görüş odasında görüşeceksiniz.
-Tamam. Teşekkür ederim Güneş hanım. Gidebilir miyim?
-Acelen ne Deniz. Konuşalım biraz. Kahve içelim.
-Sonra geleyim ama bu sefer gardiyan gönderme ben geleceğim.
-Tamam o zaman Denizcim. Bu arada Fatih bey sana telefon vermemi istedi. Sakla odana. Arama yapılırsa zaten senin odan fazla karıştırılmaması için talimat vereceğim.
Deniz kafasını sallayıp telefonu aldı ve hızla odadan çıktı.
AZRA
Deniz Gül'ün yanında giderken masaya oturdum ve saate baktım. Gelmezse eğer kalbimdeki acıyla nasıl baş ederim. Deniz yokken bir umut vardı her zaman. Çıkınca da arayacaktım. Ama burnumun dibinde bulmuştum. Ilgaz sıkıntıyla iç çekip;
-Ne söyledin Deniz'e?
-Gittiği yerden 10 dakika sonra dönmesini aksi halde beni hiç sevmediğini düşüneceğimi söyledim.
-Gelmeyecek Azra.
-Gelecek Ilgaz.
-Dün biraz konuştuk. Duyduklarımdan sonra geleceğini düşünmüyorum.
-Ne konuştunuz?
-Bana dedi ki---
Azra'nın dikkati bir anda yere yığılan biriyle dağıldı. Kafasını çevirince Deniz'in yerde soluklandığını gördü. Ilgaz'dan duyacakları bir anda ilgisini kaybetmişti. Herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Azra mutlulukla ve dolu gözlerle baktı Deniz'e. Seviyordu işte. Sadece sekiz dakikada geri dönmüştü. Ilgaz şaşkınlıkla;
-Geldi, dedi.
Deniz ayaklandı ve Azra'ya doğru soluklanarak geldi. Elinden tutup Azra'nın odasına götürdü. Ellerinden tutmaya devam ederek gözlerine baktı ve konuşmaya başladı;
-Sakın sana olan sevgimi sorgulama. Sen bana nasıl bir gecede aşık olduysan bende sana aşık oldum ama ben sadakatsiz biriyim. Seni üzerim.
Deniz başındaki belalardan bahsedemiyordu. Mafyanın sağ kolu olduğunu söyleyemiyordu.
Azra sadakatsiz olduğunu anlamıştı ama adam etmesini bilirdi. Gerekirse Deniz'in canı her vakit sevişmek isterse sevişecekti.
-Deniz bunlar düzeltilebilecek birşey. Bunun için senden vazgeçmem.
Ellerini kurtardı ve Deniz'in ensesinden tutarak dudaklarını dudaklarına değdirdi. Deniz kalbine söz geçiremedi ve dudaklarını usulca öpmeye başladı. Bu öpücük Azra için bağlayıcı bir başlangıçtı. Deniz içinse bir muamma.
