♦
Evet, odada deve kuşları dönüyordu. Hayır! Bunlar minik zürafalardı. Ama zürafalar neden saydamdı? Yoksa zürafa kılığına girmiş serum poşetleri beni mi tavaf ediyordu? Bir dakika... Yoksa beni öldürüp üstüme cami mi yapmışlardı?!
İnanın bana gözlerimin önünde çiftleşen gergedan böcekleri şu an görmek isteyeceğim son şeydi. Zihnimde tam bir kaos ortamı hakimken reenkarne olup yeniden doğduğumu düşünmeye başlamıştım -ki bu durum vahim demekti- beynim iyice allak bullak oluyordu ve ben nasıl toparlayacağımı bilmiyordum. Ta ki o sesi duyana kadar...
"ALİ RIZA! BOŞUNA UYUYOR TAKLİDİ YAPMA BENDEN KAÇAR MI OĞLUM? KIRPTIN İŞTE GÖZÜNÜ GÖRDÜM GÖRDÜM! AH- ACIDI HAYVAN HERİF! SONER BİR ŞEY DE ŞUNA VURUYOR."
İşte bu cırtlak ses tüm azgın gergedan böceklerinden beterdi.
İlahi bir güçle görüşüm netleştiğinde Allah'a bol teşekkürler gönderdim ve bundan sonra oruç tutacağımı aklımın bir köşesine yazdım. Umut Murat'ı dövmekten yorulmuş Soner'e şutlamıştı. Bir de ondan dayak yiyordu, mal.
"Abi bu tamamen kendine geldi galiba."
"Hani bakayım? Heh tamam en azından alık alık bakmıyor artık."
Sırıtarak göz kırptım. "Haşin, erkeksi bakışlarım için çok yanlış bir tabir bebeğim."
Soner Umut'a 'başaramadık abi' bakışı atıp iç çekti. "Belki beyni sarsıldığı için çalışmaya başlar diye düşünüyordum... Hâlâ aynı mal."
"Tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama.." Cümlem bittiğinde Murat vahşi bir hayvana yaklaşıyor gibi yanıma gelip omzumu okşamıştı.
"Şşh tamam tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey."
Tam ağzımı açmış çok sevgili Murat ve sülalesine, oradan ismimi koyan rahmetli dedemin aklına bu ismi sokan askerlik arkadaşına, oradan da Yaprak Dökümü yönetmenlerine saydırıyordum ki doktor içeri girince tüm yaratıcı küfürlerimi yutmak zorunda kaldım.
"Evet, görünüşe göre hastamız uyanmış. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Ali Rıza Bey?"
Odadaki gereksizlerin hepsi kıkırdarken paranoyalara kapılmış ve doktorun bile ismimden dolayı gülmemek için kendini zor tuttuğunu düşünmeye başlamıştım. Ali Rıza olmak zordur... Ali Rızaları üzmeyin pls.
"Harika hissediyorum Doktor Bey. Lütfen beni salar mısınız çok önemli işlerim var hemen gitmem lazım ne kadar istiyorsanız veririm."
Sadece fakir bir öğrencisin... Neyini vereceksin acaba?
Doktora maviş gözlerimle minnoş bakışlar atarken can çekişiyor gibi görünmem önemli değildi. Bir an önce eve dönüp olayları çözmemiz lazımdı.
------------
4 Saat Önce
"Murat! Ver lan o cipsleri! Hani herkes kendi aldığını yiyordu? Haksızlık ama abi ya." Somurtarak elimdeki poşete baktım. Bugün meteor yağmuru vardı ve tüm hazırlıklar bitsin istiyordum, oldukça heyecanlıydım. Küçükken annem meteor yağmuru olduğunda mutlaka beni gözlemevine götürür ve en iyi şekilde izlememi sağlardı. Gök bilimci olduğu için meteor yağmuru tarihlerini ve hatta bazı takım yıldızlarını ben de üşenmeden ezberlemiştim.
Cipslerimi Murat'ın eline bıraktım ve söylene söylene evden çıkarken bakışlarımı yukarı çevirdim. Gökyüzü bugün ayrı bir güzeldi. Sanki yıldızlar bir başka parlıyordu, ya da ben öyle görmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT
Werewolf"Eğer bir gün..." yutkunup devam etti, "Bir gün şu uçsuz bucaksız gökyüzündeki yuvama dönersem ve seni arkamda bırakmak zorunda kalırsam, her şeye rağmen güçlü duracaksın. Bana söz ver, tamam mı?" Gözlerime bakamıyordu. İnatla bakışlarını yıldızlar...