☁️34☁️

4.9K 251 117
                                    


3 Ay Sonra...

Bilgisayar ekranının hızla açılmasını beklerken ellerim titriyordu. Abim, elini omzuma koymuş sakin olmamı söylüyordu. Ekrandaki işaret döndükçe deli oluyordum. Alnımdan soğuk soğuk terler akıyordu.

Tam üç ay geçmişti. Upuzun günler... Poyraz mahallesinin sakin geçen üç ayı. Neler oldu diye sorarsanız çok şey olmadı aslında. Baranla ilişkim artık resmen sevgililiği bile geçmişti. Çok sevinmeyelim bence. Aramız gerçekten çok iyiydi ama ikimizde bir araya gelince deliler gibi eğleniyorduk. Zamanı fark etmiyorduk. Son dönem ödevlerini bile zar zor yetiştirmişti. Allah'tan abim yardım etmişti. Stajı da bitmişti. Artık istediği yerde çalışabilirdi. Aslında şöyle bir durum oldu. Abim ile ortak olabilirlermiş. Barış abide destek olacakmış. Birlikte ofis açmayı düşünüyorlardı.

Barış Abi demişken Yağmur abladan bahsetmesem olmaz. Doğuma çok çok az kalmıştı. Hepimiz diken üstündeydik. Bazen bir çığlık atıyordu hepimiz koşuyorduk. Şaka diye bağırıp kandırıyordu. Sonunun kurt ile çoban olacağını söylesem de siz bana inanırsınız diyordu. Hele hormonları tavan yapınca güzel trip atıyordu. Barış Abi sırf maça gitti diye evden kovmuştu. Kış kıyamet değildi şanslıydı. Asel gelmemekte ısrar etse de hepimiz sabırsızlıkla bekliyorduk.

Ve de bu üç ayda hepimizi sarsan bir olay oldu. Birsu Abla ve Umut Abi... durup dururken ikisinin nişanı bozması. Umut Abi daha kendini toparlayamadı. Sigaraya başladı. Baran ne kadar çok yalnız bırakmasa da ondan gizli içiyordu. Birsu abla evden çıkmıyordu bile. Arada biz yanına gidersek yüzünü görüyorduk. Ağlamaktan gözünde yaşlar kalmamıştı. En son dün gitmiştim. İyice zayıflamış. Ayrılma sebepleri neyse ikisini de derinden sarsmıştı. Bir insan ayrılır ama bu kadar üzülür mü?

Fatih Abim, artık ona deli yürek diyorum. Neden mi? İlk gün tanıştığım çocuk serseri, aşkı bilmeyen hatta kendini beğenmiş bir adamdı. Aylar geçti. Mevsim geçti. Bu mahallede en çok değişen kim diye sorsanız Fatih Abi derdim. Aslında değişiyor ya! Arda da olabilir. Belki bir ihtimal Baran...

Fatih Abim aşık oldu. Ne kadar çok demese de her hâlinden belliydi. Hep beraberken gözleri hep Su'ya kayıyordu. Dalıp gidiyordu. Aşık olması çok güzel bir şeydi ama Su için öyle değildi. Bana kalsa hatta hepimize kalsa biz desteklerdik. Su korkuyordu. Peşindekilerden, elalemden, yaşadıklarından, yaşatacaklarından...

Bu kız sadece korku bilmiş. Fatih Abi ona gülmeyi öğretti ama. Bir gün-hiç unutmam- sahildeyiz. En son onlar gelecek. Bekliyoruz. Bir baktık ikisininde ellerinde bir sürü balonlar. O kadar fazla ki... rüzgara zor dayanıyorlar. Meğersem Su yoldayken görmüş. Hiç alan olmamış. Fatih Abi sırf o gülsün diye hepsini almış. Su o kadar mutluydu ki... masmavi gözleri nasılda parlamıştı.

İrem ve Mert... onlara lafım pek olmayacak gibi... İrem ile bir ara küstük ama haklıydım. Mertle birlikte aynı yerleri yazıp onun yanına gidecekti. Hayatını bir erkeğe göre tasarlayamazdı. Tamam sevgililer ama üniversite için onun yazdığı yeri yazıp onun peşinden gitmesini istemezdim. Baranı ne kadar çok sevsemde şehir dışında birçok üniversite yazmıştım. Uzağa gitsem de Baranın beni sevdiğini bilmem yetiyordu.

Abim, Melekle ciddi olduğunu, en kısa zamanda Melek'i öz abisinden isteyeceğini babama söylemişti. Babam çok karşı çıksa da abimin sevdasının önüne geçemedi. Oğlunun mutluluğunu görmek için kabul etmişti. Aralarında sorun kalmamıştı. Aksine iyi anlaşıyorlardı. Babam şu aralar Ankara'ya gitme olayını fazla abartsa da bir şey demiyorduk. Çok sık gidiyordu ve gittiği zaman iletişimimiz kopuyordu. Bir kaç gün babamdan haber alamıyorduk. Abim tepki gösterirdi ama o kadar çok mutluydu ki gözü doğru düzgün bir şey görmüyordu.

Mahalle'nin Reisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin