MEDYA: Kerem .
Dolabımı açıp karşısına oturdum ve ne giysem diye düşünmeye başladım hemen aklımda birşeyler belirdi kışı seviyordum çünküm örgü kazaklar ve pofuduk giysili insanlar yada kazaklı kerem hoşuma gidiyordu ao bu arada keremle iki senedir yakınız o son sınıf yani bir yaş büyük biz geçen senenin see sonu partisinde bir kaza sonucu tanıştık ilk başta kavga etmişte olsak ondan zamanla hoşlanmaya başlamıştım neyse size bu konuyu anlatacağım kıyafetlerimi giyip hazır olmalıyım yarım koyu yeşil kazağımı ve yüksek bel siyah yüksek bel pantolonumu yatağıma bıraktım ve birde deri ceketim ile siyah boyunluğumu sonra lavoboya uçtum hemen yüzümü hızlıca yıkadım ve dün geç uyumam nedeni ile morarmış gözlerime hafif kapatıcı uyguladım ince bir eyeliner çektim ve şeftalili dudak koruyucumu da sürdükten sonra yüzümle işim bitmişti sade olmayı severdim bunlar fazlaydı bile hemen saçımı taradım ve üzerime kıyafetleri de geçirdikten sonra saçımı düzenleyip parfümümü sıktım bu kokuya bayılıyordum vanilya kokusu tam anlamıyla benim için yaratılmıştı tam boy aynamda kendime bakışlar atarken telefon çaldı kerem arıyordu geldiğini anladım açmadan aşağı fırladım ve siyah postal botlarımı da ayağıma geçirip dışarı çıktım arabadan havalı havalı bakan keremi görünce içim kıpır kıpır oldu bir an kapıyı açıp arabaya bindiğimde beni süzdü bir süre bende onu siyah beresi ona çok yakışıyordu ve gözünün sağ altındaki dövmesi çok çekiciydi tam 1 tanrıçayı andırıyordu kerem derken dudağının ucu yukarı kıvrıldı ve "fazla bakma aşık olursun falan " dedi egositti işte " kerem burdamısın egodan seni göremiyorum " dedim alayla gülümsedi gülümsemesi hoştu bi süre daha sustuk sonra " hadi gidelim açlıktan ölmek istemiyorum " diye mızmızlanınca arabayı çalıştırdı nereye gittiğimizi bilmiyordum ama gidiyorduk işte birden aklıma diğerleri geldi sude ve ozanda geliyormuydu acaba yada mert veya emre " diğerleri ne oldu" diye sorduğumda takmadı herzamanki keremdi işte müziği açtı ve lananın o mütüş sesi kulaklarıma doldu sabah sabah iyi gelmişti derken hiç konuşmadan bikaç şarkı eşliğinde yol bitmişti arabadan indik güzel ve sempatik bi yere gelmiştik saat 12 gibiydi hemen içeri girdik self servisti birşeyler almaya başladık direk sosis patates gevrek gibi aburcuburlara koştuk ikimizde asla kahvaltıde peynir yemem ben en son vişne sularımızıda aldıktan sonra üst katta rezerve edilmiş masamıza oturduk masa iki kişilikti demekki diğerlerini katmamıştı programa bi süre sessizlik oldu onu süzdüm çok yakışıklıydı keskin yüz hatlarıyla çok sert görünüyordu vede masum ve o da vanilya kokusu kullanıyordu çok hoştu her şeyiyle hoşuma gidiyordu işte hoşlaşıyordum kendi çapımda diye düşünürken yalandan öksürerek "ciddiyim bana aşık olucaksın başıma kalıcaksın diye korkuyorum " dedi ve güldü havalıca bende alayla " sende bakıyorumda baş başa kalmak için özel ayarlama işlerine girişiyorsun falan yani " dedim bi süre birbirimizd baktık ve güldük gülüşünü seviyordum huzur vericiydi sonra yüzü normale döndü ve yemeğe başladık biraz sonra "güzel olmuşsun" dedi bana bakarak sosini ısırırken bian yüzüne bakamadım pancar gibi kızardığıma eminim yanaklarım yanıyordu "ve şu vanilya kokusu" dedi olduğu yerden kulağımın dibine gelerek biraz içine çekti boynumu ve devam etti "senin üzerindeyken tahrik edici oluyor" bian şaşırdım bunlar da neydi şimdi sabah sabah kafası mı güzeldi acaba neyse yanımda duran kereme döndüm ve "ne o banamı aşıksın" dedim onun taklitlerinden yaparak. güldük biraz daha sonra sarıldı çatalımı bıraktım ve bende çekinerek sarıldım sarılırken "sana sarılmak istedim" diye fısıldadı güzel sesiyle hoşuma gitmişti bende sarıldım çekinerek daha çok sarıldı sonra ayrıldık yanımdan kalkmadı tabağını bu tarafa çekti ve beraber yedik konuşmadık hiç sonra telefonu çalmaya başladı açtı ve seslerden anladığım kadarıyla bi kızla konuşmaya başladı yüzü kasıldı ve sinirle "hemen geliyorum" diyerek kapattı telefonu daha sonra benide çekiştirerek aşağı kata sürükledi hesabı çabucak ödedi ve arabaya bindik hızlıca yola çıktık ne olduğunu anlayamadım ve vişne suyumu bitiremeden kalkmak üzmüştü
nereye gidiyorduk biz?....