Taehyung, Jeongguk'un elinden tutarak odadan dışarı çıkarmıştı. Ama odadan çıktıklarında durmayarak ilerlemeye devam ettiler. Jeongguk adımlarını titreyen bacaklarının yüzünden düzgün atamıyordu ama Taehyung'a yetişmek için elinden geleni yapıyordu. Aslında adımlarına o kadar odaklanmıştı ki düşünceleri dağılmıştı. Taehyung ise Jeongguk' un zorlandığını fark ettiğinde bir kolunu Jeongguk'un beline sardı. Jeongguk aldığı destek ile daha iyi yürümeye başladı. Merdivenlerden inip sağa döndüler. Öğrencilerin teneffüslerde uğrayıp bir kahve içmeleri için oluşturulan yere gelmişlerdi. Taehyung, Jeongguk'u masalara yaslanmış bir sandalyeyi düzelterek oturttu. Hızlı adımlarla, derse girmelerinden dolayı boş olan kantinden bir şişe su almış ve sevgilisinin yanına dönmüştü. Şişenin kapağını açıp ona doğru uzatmıştı. Jeongguk elini uzatarak şişeyi almış ve yarısına gelene kadar içmişti. Diğer yarısını da Taehyung'a vermişti. Taehyung' da suyu içerken gözlerini sevgilisine dikmiş her hareketini izlemişti. Jeongguk ilk önce geriye yaslanmış ardından ellerini yüzüne kapatarak kafasını geriye atmıştı. Garip hissediyordu, kafası karışmıştı. Aslında üzgün hissetmiyordu. Taehyung, ona o kadar yardımcı olmuş yanında destek olmuştu ki, üzülmesi veya sarsılması gereken yerde oldukça sakin hissediyordu. Aklına geldikçe sadece kötü anı olarak kovaladığı şeyler tekrar göz önüne çıkınca garip hissetmişti. Odada gücü çekilmiş bacakaları titremişti. Ama Taehyung karşısındayken oldukça rahatlamıştı. Anlatamazdı ne hissettiğini, çünkü duygu yoktu. Sadece garipti.
"Sevgilim, nasıl hissediyorsun?" Taehyung konuşunca ellerini yüzünden çekti Jeongguk. Gözlerini endişeli gözlere dikince kendini kötü hissetti. O yüzden ellerini öne doğru uzatarak karşısındaki ellere tutunup yüz yüze gelmelerini sağladı."İyiyim aşkım, gerçekten. Sadece o anı hatırlayınca gücüm çekildi sadece. Garip hissettim ama kesinlikle kötü değil. Ve hepsi senin sayende. Sen olmasan, beni iyileştirmesen ben bugün böyle güçlü kalamazdım. Kötü şeyler yaşadım ama senin sayende üzerini örttüm. Sana minnettarım."
Taehyung, Jeongguk'un sözleri ardından gülümseyerek konuşmuştu. "Sen her zaman güçlüsün. Ben sadece senin yanında senin iyiliğini isteyen yol arkadaşınım. Seni her zaman destekleyeceğim. Yaralarının olmasını engelleyemem ama her zaman yaralarını sarabilirim. Her zaman manevi olarak yanında olabilirim. Ben senin, sen bensiz eksiğiz. Biz birlikte tamız."
Jeongguk, Taehyung'un sözleriyle zaten şuan hassas olan benliği yüzünden ağlamaya başlarken Taehyung yerinden kalkarak yol arkadaşının yanına oturmuş ve ona sıkıca sarılarak yüzünü boynuna gömmüştü. Gözünden akan yaşla birlikte burnunu önündeki mis gibi kokan saçlara gömmüştü. Tekrar üstesinden geleceklerdi, birlikte.
_____
Bu olayın üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti. Jeongguk hem Jaewoo hem de diğer onu taciz eden çocuklardan şikayetçi olmuştu. Jeongguk'a tecavüz etme fikrini sunan çocuk pişman olduğunu söylemezken Jaewoo ve diğer çocuk pişmanlıktan sorguda ağlamıştı. Zaten bu olaydan sonra iki çocukta diğer çocuktan uzaklaşmıştı. Eski, normal hayatlarına dönmek için çabalamışlardı. Ama yine de yaptıkları vicdan azabı çekmelerine neden oluyordu. Pişmanlığını dile getirmeyen çocuk, yetişkin olması sebebiyle ağır bir ceza alması uygun görülmüştü. Diğer iki çocuk o olay sırasında daha çocuk sayıldıkları için ve pişmanlıklarını açıkça belirttikleri için sadece sicilinin kirlenmesi ve para cezasıyla yırtmışlardı. Ama buna benzer bir olay tekrarlanırsa normal cezanın iki katına maruz kalmalarına karar verilmişti.
Jaewoo'nun okulda kalıp kalmaması ise Jeongguk'un kararına kalmıştı. Jeongguk ilk başta karar verememişti. Ama çocuğun yeniden başlama isteğini görünce okulda kalmasının bir sakıncasının olmadığını söylemişti. Taehyung ise Jaewoo'ya bakışlarıyla onlardan uzak durması için uyarısını yapmıştı.