İlk dersle birlikte beş derse daha girerek her öğlen arasında her zaman oturdukları masada dile getirilmemiş bir sözle buluşuyorlardı. Masaya ilk ulaşan Yugyeom'du. Dersleri fizik eğitimi olup bölümünde birinci olan bir öğrenci olduğu için aslında dersle içli dışlı olması gerekirken dersten çıkmak için saat ile birlikte saniyeleri saymıştı. Kendisinden çok sevdiğini düşündüğü sevgilisi Hoseok'u sadece günün başında görebilmişti. Yugyeom'un ilk ders beş dersi binanın üçüncü bloğundaydı, Hoseok ise birinci bloğunda ders görüyordu. Teneffüste sınıftan çıkıp birbirlerine ulaşmaları çok zordu çünkü okulları gereksiz şekilde çok büyük olmakla beraber çok katlıydı. Her yanyana gelişlerinde zilin çalması aynı zaman diliminde oluyordu. Eh, birbirlerini gördüklerinde ayrılmaları zor oluyor, derslere geç kalıyorlardı. Bu yüzden bir karar almışlardı, ders gördükleri bloklar yanyana ya da aynı olmadığı sürece görüşmeyeceklerdi. Ama bu kararlarından dönmeleri an meselesiydi çünkü birbirlerini görmemeye dayanamıyorlardı ki bu özlemleri artık hat safadaydı. Her ne kadar yurtta aynı odada kalıyor oluyorsa olsun yetmiyordu. Hiç bir şekilde birbirlerinden ayrılamıyordu bu çift. Yugyeom, sevgilisinin ne zaman geleceğini düşünürken arkasından gelen gürültüyle oraya döndürmüştü kafasını. Gördükleri ise pek de iç açıcı değildi. Sevgilisi Hoseok'un yakın arkadaşlarından olan ve aynı zamanda Yugyeom'un da arkadaşı olan Taehyung, yemekhanenin orta yerinde bir çocuğu, muhtemelen yaşıtlardı, yere yatırmış yüzüne yumruklarını geçiriyordu. Jeongguk ise yanı başında sadece Taehyung'un dövdüğü çocuğa bakıyordu boş gözlerle. Yakınlarından kimse durdurmaya yeltenmiyordu ama uzaktan gelenleride Hoseok ve Danbi uzaklaştırıyordu. Yugyeom hemen yerinden kalkmış ve Hoseok'a doğru yürümeye başlamıştı ama bu hareketi bir kaç kişinin ona omuz atarak geçmesiyle son bulmuştu. Çünkü son geçen çocuk öyle bir omuz atmış ki Yugyeom yere serilmekten son anda kurtulmuştu. Sinirle ona omuz atıp geçen çocuklara bağırmak için ağzını açmıştı ki çocuklar, hala altındaki çocuğu dövmeye devam eden Taehyung'u aldıkları gibi masaların olduğu yere fırlatmışlardı. İşte o zaman Jeongguk'un sesi çıkmış, Taehyung'un ismini bağırarak yanına koşmuştu. Bu sırada sevgilisi ve Danbi'nin çocuklarla kavgaya tutuşmasıyla kendini uçan yumrukların arasında bulmuştu. Tam o arada yüzüne yumruk yiyen Hoseok'u görünce dikkati dağılıp sinir kat sayısı artmış önünde ona tekme atmaya hazırlanan çocuğu görmemişti. Fark ettiğinde ise çok geçti. Daha kolunu siper etmek için kaldıramamışken çocuğun arkaya doğru Mike tarafından çekilip yüzüne yumruk yemesi bir olmuştu. Sonra da Mike'ın çocuğu Taehyung'a doğru fırlatmasıyla, az önce çocuğun Yugyeom'a atmaya çalıştığı tekmeyi Taehyung tarafından kafasına yemişti. Arada Jeongguk'un da bir çocuğu yumrukladığına şahit olmuştu ama bunu kafasına ağır bir darbe alıp hayal gördüğüne bağlamıştı. Hiç bir şekilde kavgaya bulaşmayan, eğer kavga olursa mükemmel uzlaştırma yeteneklerini kullanan Jeongguk'tan bahsediyoruz, evet. Bununla birlikte Yugyeom bir sinir hastasıydı. Çok kolay sinirlenir ama kolay sakinleşemezdi. Bu yüzden Hoseok' a ile arasında önüne gelen kim varsa acımadan yere seriyor ve ilerliyordu. Bu sırada Yugyeom'un hayal olarak adlandırdığı Jeongguk'un kavgaya karışması gerçek bir olaydı. Jeongguk, ortaokuldan beri taekwondo dersleri görüyordu ve şuan siyah kuşak olarak oradaki hocasının yardımcısı olmuş, eğitim almaya gelenlerle ilgilenmeye başlamıştı ve elbet bunun karşılığında biraz para da vardı. Ama Jeongguk bu yapabildiklerini kimseye göstermemiş, bir kavgaya karışmamıştı. Taa ki şimdiye kadar. Taehyung ile dipdibe yemekhaneye girmiş yemek sırasına ilerloyorlardı ki Jeongguk bir maç sırasında onu taciz eden kişiyi görmüştü. Emin olmak için kolundaki dövmeyi aramış ve bulmuştu. Taehyung ise Jeongguk'un durmasıyla durmuş ve baktığı yere bakmıştı. Jeongguk'un ağzından çıkan cümleyle deliye dönmüştü. Öylesine deliye dönmüştü ki Hoseok ve Danbi'nin geldiğini ve Jeongguk'u duyduklarını fark etmemişlerdi.