Aranan Gerçek

1.3K 83 69
                                    

Şeytan nedir? Dini inanışların salt kötüsü olan görülmeyen ama sürekli hareket halinde insanların damarlarında gezinip fikirlerini zehirleyen şeytan sahiden nedir? Neye benzer? Neden beslenir? Gerçekten var mıdır? Yoksa şeytan dediğimiz şey fıtrattan gelen kötü kişiliğimiz mi? Ve şeytana uyduk derken tüm suçu belki de olmayan bu varlığa mı yıktık? Kafamızda bir hayal sahnesi kurup kendi irademiz ile yaptığımız şeylerin mümessili keçiden bir kafa olduğunu yakıştırdığımız toynaklı bir hayvan mıydı? 

Chanyeol kendine ayırdığı düşünme saatlerinde içinden bir öf çekerek internette gördüğü şeytan olarak resmedilmiş keçiyi saldı çayıra. Aklında o keçi görünümlü şeytandan çok Baekhyun vardı. Kendisinden koca göbüşüyle kaçan oğlana bazen o kadar sinirleniyordu ki insan şekilli şeytanı öldürmemek için zor tutuyordu kendini. Ne yapsa da gönlünü alsa bilmiyordu çünkü teknik olarak ne suç işlediğini bilmiyordu. Ne yapmıştı da bu nazlı oğlanın kalbi kırılmıştı? Baekhyun kendini ona yaklaştırmıyordu. E haliyle oğluna da ona da hasret kalmıştı. Uzaktan bakıp durumları anlamaya çalışıyordu. Oğlu artık altı aylığa girmişti. Neredeyse bir buçuk kilo olmuştu. Büyüdüğü için anne karnındaki hareketlerini Baekhyun'un hissedebildiğine emindi. Chanyeol'un avuç içleri aynı hareketleri hissedebilmek için kaşındı.  İçini deli bir heyecan kapladı. Ellerini saçlarından geçirip suratını kapattı. Gülümseyerek dünyaya gözlerini açmak için gelişen oğlunun doğduktan sonraki hallerini düşündü. İçi gıdıklanmaya başlarken aklından geçirdi. Nihayet bir çocuğu oluyordu. Göğsünü hem daraltan hem de genişleten...  Canının tatlı sızısı. Nasıl ifade etmeliydi? İnsanın ağzına mayhoş ama güzel tat bırakan bir meyve gibi. Onun oğlu...  Onun canından ve kanından olan.

             Baekhyun köşeden Chanyeol'un kendi kendine gülüp değişik hareketlere girmesini izliyordu. Oysaki az önce tavana bakıp ofluyordu. Onun bu hallerine kendisi de gülerek 'delirmiş' diye düşündü. Chanyeol'un deli dolu halleri aklına babasını getirmişti. Ellerini başına götürerek saçlarını kaşıdı. Aklından annesinin dedikleri de dahil olmak üzere pek çok şey geçmişti. Söylenmesi gereken ama söylenmemiş. Geciktirilmiş bir ton şey.  Söylemeli miydi ona?

                 'Baekhyun?' dendiğinde sıçradı ve ne ara karşısına dikildiğini bilmediği Chanyeol'a baktı. 

                  'Bir sorun mu var?' dedi. Az önce kendi kendine verdiği cesaret hemen kaybolmuştu. Baekhyun dudaklarını dişleyerek

 'hayır, yok' dedi ve arkasını döndü. Bir iki adım attıktan sonra durup içinden 

'söylesene' diye geçen iç konuşmalarına uyarak geri dönüp arkasından üzgün üzgün bakan adama baktı. Terlemiş ellerini tshirtüne sürüp ilerledi ve Chanyeol'a sarıldı. Sarılmaya duygusallık eklenince Baekhyun ağlamaya başladı.  Chanyeol birden gelen ağlamaya karşı şaşırıp sordu.

                   'Sorun ne Baekhyun? Söyle bana, seni kıracak bir şey mi yaptım?' dedi. Baekhyun kafasını iki yana sallayarak

 'hayır, hayır asla yapmadın' dedi. Hafifçe geri çekildiğinde Chanyeol elleri ile Baekhyun'un yüzünü kavrayarak yanaklardan süzülen yaşları sildi. 

                       'O zaman neden çekingensin bana karşı? Madem bir şey yapmadım. Neden beni mahrum ediyorsun hem kendinden hem oğlumdan?' dedi.  Baekhyun, annesinin dediklerinden hala kendisini kurtaramasa bile artık sevdiği adamdan uzak kalma düşüncesi ile baş edemiyordu. Hemde bu kadar yakınındayken... İçinde ne var ne yoksa dile döktü yavaş yavaş. O konuştukça Chanyeol'un kaşları çatıldı. İçindeki sinir dışarıya doğru sitem olup aktı.

'Baekhyun, bu boşanma meselesinin seninle bir bağlantısı yok. Taşıyıcı anne meselesi açıldığı gün ben boşanmak istediğimi söyleyecektim ama bebek meselesi açılınca konu geçiştirildi.' dedi.  İyice Baekhyun'a sokularak 

वाहक - Taşıyıcı - Chanbaek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin