Arabadan indiğinde anlamıştım zaten onun çok iyi biri olduğunu ; gülüşünden belliydi...
Benden iki yaş kadar büyük görünüyordu, üzerinde mavi bir gömlek vardı altında da bir kot ama en ilgi çekici tarafı ayakkabılarıydı, çok şık giyiniyor diye içimden geçirdim, o yaşlarda şık giyinmek pek mümkün değildi ne de olsa giysilerimizi ailemiz seçiyordu. Nedenini hâlâ alayamıyorum ama asosyal olan ben kendimi onunla tanışmak ve arkadaş olmanın bir yolunu bulmak için zorluyordum. Ama bulamadım, sadece yanına gitmeye karar verdim , benim böyle durumlarda bir planım olurdu çocukça ve saçma olsa da bulurdum işte bi plan ama o zaman aklıma hiç birşey gelmemişti.
Plan:Sadece gitmeliyim yolda düşünürüm.
Oyuncak bebeğimi bırakıp onların yanına gitmek için hazırlandım (üzerimi düzelttim vs.) elimde yarısı yenmiş bir şeker de vardı. Şekeri ona götürüyordum , aslında şekerimi kimseyle paylaşmazdım zaten kimse de istemezdi benim şekerimi daha doğrusu benim çevremde kimse şeker sevmezdi. Ne de olsa benim çevremdeki herkes büyük ve ciddiydi ama ben şekeri çok severdim şeker benim mutluluğumdu belki de şekeri sevmemin tek nedeni büyüklerin sevmemesiydi.Her neyse bir şeker vererek ilk arkadaşımı kazanmak için yola koyulmuştum diyebiliriz aslında. İki evi ayıran o yolu geçtikten sonra nihayet karşıdaki eve gelmiştim o kısacık iki evin ortasından geçen yol ilk defa bana bu kadar uzun gelmişti, ilk defa o yolu ne diyeceğimi düsünerek, yanaklarım kızararak geçmiştim. Ama o yolda düşündüklerimin hiç biri olamadı sadece ona şekeri uzattım ve "al" dedim.
[ahhh ne kadar aptalmışım]. O bir bana bir şekere bakıyordu yüzünde hiç tepki yoktu nerdeyse ( bir an içimden' hayatında ilk defa mı şeker gördün ?'diye sormak gelmedi değil.). Çocuğun annesi geldi sonra yanımıza ('yani bence annesidir 'diye düşünmüştüm.) bana gülümseyerek baktı sonra da 'o türkçe bilmiyor biz çok uzaktan geldik, şeker için de teşekkür ederiz' dedi ve elinin birini omzuma koydu diğer eliyle de saçımı okşadı sonra duygulanır gibi oldu ve birden sarıldı bana ,bir süre öyle kaldık ben çok şaşırdığımdan olsa gerek hiç tepki vermemiştim ne de olsa nerden geldiğini bilmediğim kendimden yaşça büyük bir çocukla tanışmaya gitmiştim ve o hiçbir tepki vemeyip beni g*t etmişti, sonra çocuğun annesi benim yanıma gelip bana acırcasına sarılmıştı üstelik bunlar ben sadece 5 yaşındayken olmuştu. Neyse devam edelim kadın yoğun bir şekilde parfüm kokuyordu, güzel ve makyaj yapmayı iyi beceren bir kadındı bunu onun yüzüne baktığınızda anlayabilirdiniz, elleri yumuşak ve kremliydi kreminin kokusunu ona yaklaştığınızda alabilirdiniz kısacası her erkeğin isteyeceği tipten bir kadındı. Kadın bana sarılmayı bıraktığında neler olduğunu tam olarak anlayamamıştım ben bile.
Sonra kadının yanındaki adam geldi, muhtemelen benim şekerimi geri çeviren çocuğun babasıydı. Adamın türkçesi biraz bozuktu aslında kadınınki de pek iyi sayılmazdı, adam uzun boylu az kilolu biriydi ve sarı saçları vardı. Adamın oldukça ilginç bir giyimi vardı tahmin ettiğim kadarıyla 35 yaşlarında olsa da çok renkili giyinmesi ilgi çekiciydi. Adam bana "şeker için teşekkür ederiz canım ama Light onu yemez, yalnış anlama ama o kimsenin azından çıkan bir şeyi yemez , yiyemez. " dedi. Dolu güzlerle adama bakarak "ben sadece arkadaş olmak istemiştim" dedim. Adam hiç tepki vermeden arkasını dönüp emlakçı ile konuşmaya başladı. Ben de ayaklarımı yere sürte sürte kendi evimize doğru yürümeye başladım.
O arada da "hmm adı Light'mış "diye içimden geçirmeyi ihmal etmedim.
Evin önüne geldiğimde Sue ile karşılaştım . "Bana nerdeydin seni çok merak ettim." gibi şeyler söyledi merak etmediğini ikimiz de biliyorduk onu hiç dinlemeye çalışmadan kapıyı ittim tabii ki açık bırakmıştı kapıyı benim gerizekalı bakıcım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk aşkım
General FictionBir kız bir oğlana aşık olur ya da bi oğlan bir kıza ama tek şey değişmez her zaman bir taraf daha çok sever işte o her zaman daha çok seven taraf acı çeker. Acı çeken tarafın karşısındaki insana tebessüm ettirebilmek için bile yapmadığı şey yoktur...