Kuzey Arstroska
-Kuzey Arstrsoka Kongre Merkezi-
-Bayan Er Mukaddes-
Her şeyim hazırdı.Sahte Glanevesky pasaportum.Sahte evrak çantam.Arda Bey bizi arabasıyla kongre salonunun 1-2 sokak ötesine bıraktı.Yanımdaki Ahmet ise "Hatırla Mukadddes şu kağıdı iyice ezberle .Çünkü hata istemiyoruz."diyerek tembihledi.Arabadan indik.Beraber kontrol noktasına geldik.Kontrol noktasındaki güvenlik bizi durdurdu ve bize nerden gedliğimizi sordu."Evet bey ve bayan kimliklerinizi görebilirmiyim?"İkimizde kimliklerimzi gösterdik.Güvenlik emin olmak için bana soru sordu "Siz Bayan isminiz nedir?" diye sorunca çok hızlı bir şekilde " Seray(Sahte kimlikte yazan adı)diye cevap verdim ve güvenlik başka soru sormadan bizi içeri aldı.Merkezin içine girdik.Ahmet kulağıma"Ben burada ilgilenirken sen çabuk Marcoros Paderos'u bul"diye emir verdi. Bende hızlıca aramaya koyuldum.İlk başta merdivenlerden üst kata çıkmaya çalıştım ama oradaki genç asker sert bir dille "Nereye gittiğini zannediyorsun seni gidi k***t*k."Ve kimliğini göreyim"Bende hemen kimliğimi verdi.Elimden çok sert bir şekilde aldı ve incelemeye koyuldu"Hmmm.... şey hanımefendi göreviniz ne?"bir an aklım durdu.Her şey gözümün önünden geçti."Hanımefendi bir soru sordum." Ve ensonunda aklıma dank etti."Gezi yazarı" diye söyledim."Peki Seray hanm kimi arıyorsunuz?" Ben de "Şey Marcolos Poderos diye birini arıyorum" diye cevap verdim.Asker ise"Bodrumda poker oynuyor olmalı git bi bak." diye karşılık verdi.Bende koridorlardan alt kata giden bir yol bulmaya koyuldum.Binanın kuzey kısmında bir asansör bulmuştum ve kimsecikler yokken asansörü kullandım.Bodrum katta ise poker masaları ve zindanlar yer alıyordu.Bir görevli sandalyede oturmuş uyuyrodu.Radyo açık.Radyoda dikkatimi çeken detay ise şöyle idi.Radyodaki sipiker şunları söylüyordu."Evet sevgili dinleyenler MHO'nun başındaki Faik Bey enson Toy Bonnie kentinde görüldü iddiaları var.Bu iddiaları güçlendiren kan..." tam o sırada radyonun pili bitti ya da bozuldu bilemiyorum.Bodrum katta araştırma yaparken hücrelerde tutuklu biri tanıdı ve yerdım istedi biraz incelediğimde bu kişinin Erdem'den başkası olmadığını anlamam uzun sürmedi. Bende masada duran anahtarı kullanarak hücrenin kapısını açtım. Erdem "Çabuk acele et. Gelmek üzereler" dedi. Bende karşılık olarak "Kimler?" derken bazı askerlerin geyik muhabbeti yaparak geldiklerini gördüm ve Erdem bir yana ben bir yana kaçmaya başladık. Gittiğim yer bir toplantı salonuna açıldı. Orda iki albay sohbet ediyordu. Bende yanlarına giderek "Kusura bakmayın ben birini arıyorumda." "Kimi?" diye karşılık verdiler "Marcolos Poderos" diyince ikisi dona kaldı. 1-2 saniyelik sesizliğin ardından "Üst katta ki bürokrasi odasında." diye cevap verdiler. Bende zaman kaybetmeden üst kata doğru yol aldım. Üst kattaki bürokrasi salonunun kapısında ki asker "Heey!! Buraya elini kolunu sallayarak gelemezsin!" diyerek kimliğimi istedi. Kimliğimi inceledikten sonra "Hmm peki bayan kütükte ki şehriniz neresi?" diye soru sordu ki o sırada biri araya girdi. "Asker her gelenin kimliğine bakıcaksan aşağıya postalarım haberin olsun!!" diyince sesizce köşeye çekildi. Gelen kişi "Efendim hanım efendi birine mi bakmıştınız?" diye soru sordu. "Marcolos Poderos diye birini arıyorum." dedim. "Aaaa buyrun benim isterseniz şu arka odaya geçebiliriz." dedi ve hızlıca boş bir odaya girdik.
-Sonunda bulabildin beni Mukaddes. Seni gördüm kaç kez. Bodruma indiğinide gördüm. Bir an yakalanacaksın diye ödüm koptu. Neyse unut gitsin al şu bavulu odamda ki sahtesiyle değiştir. Bu arada Sonradan size katılıcam.
Tam o sırada alt kattan silah sesleri gelmeye başladı ve alarm çaldı. Bir anda ortalık kan revan içine döndü. Bende kendimi kaybedip bir yerlerde koşmaya başladım. O sırda bir asker beni tuttu ve "Hey millet bakın p1çler kız ajan yollamışlar" diyerek bağırdı. Tam o sırada Erdem aldığı tabanca ile askere vurdu beni kurtardı. "Çabuk burdan çıkmalıyız!!" dedi. "Peki çanta?" dedim. Erdem karşılık olarak "Faik aldı çantayı. Çabuk çıkmamız lazım al şu askerin silahını.!!" dedi ve kongre salonundan kaçmaya başldık. Büyük bir çatışmanın ortasından kaçarak dışarı kaçtık ama dışarısında akın akın birlik geliyordu. Biz de bir yere saklanarak çatışmaya başladık. Zor bir çatışmanın ardından kendimizi bir ara sokağa atmıştık ama orda pusuda olan düşman askerleri ile karşılaştık. Onlarla da zorlu bir mücadeleye gittik ve destek çağırmak için bir telefon klübesine attık kendimizi. O sırada gelen kendi destek bölüklerimiz kongre merkeze akın akın girmeye başlamıştı bile. Zorlu geçen saatler sonra Merkez düşmüştü. Artık mermilerimiz bitmek tükenmek üzere idi. Sabah oldu gün doğmaya başladı esnalar. Bizden 5 kişi çatıya çıkıp Kongre merkezinde ki Glonevesky bayrağını indirdi. Ve Bizim bayrak 15 dakika sonra çatıda ki direğe asılmıştı. Kazanmıştık. Belki bu bir bağımsızlığın habercisi olabilir ama hiç kolay olmuyacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMİTERN
ActionCB deki ayaklanmalar büyüyor ve bir kıvılcım bütün ormanı yaıkyor.Batı bloğu ağır yenilgi alıyor ve komunizm yükselişte Faik,Berke,Fuat,Tuncay,Yunus adlı yoldaşlar bu komtiren savaşında yaşadıkları macera gün yüzüne çıkıyor