Adam Los Angeles'da büyük bir kumarhaneyi soymuştu.
Tutuklandı.
O büyük bir suçluydu.
İsmi Carlos Wayne idi. Yaşı Kırk Beş idi.
"Bunu neden yaptın?" diye sordu polis.
Sorgudaydı.
"Buna mecburdum. Çünkü paraya ihtiyacım vardı. Kızım ölmek üzereydi. Halen daha hastanede. Hastane parasını hayatta ödeyemezdik, bunu karşılayamazdık çok fakiriz".
"Anlıyorum" dedi polis Jack. Bu Jack'ın aklına yıllar önce çözdüğü bir davayı hatırlattı. O suçlu da kumarhaneyi soymuştu. Onun da oğlunu kaçırmışlardı. Eğer parayı bulmazsa öldüreceklerdi.
Gene yıllar önce sırf mafya çetesi tarafından kaçırılan oğlu kurtulsun diye katil olan başkasını öldürmek zorunda olan sonra ona kavuşan bir katil vardı.
Suçluların da suçlusu, onları da bu yola iten sebepler vardı.
Ne olursa olsun öldürmek suç.
Tıpkı hırsızlık gibi.
Adaletin olmadığı bir dünyada adaleti aramaya çözmeye çalışıyoruz dedi polis Jack sigara eşliğinde gözünü Los Angeles'ın trafiğine dikerek.
Ne hayatlar var diye düşündü.
Acımasızdı hayat.
Zordu.
İyi insanlarda vardı, kötülerde.
Bu düzen asla değişmeyecekti.
Hayatsa her gün yaşlı insanların yerini, yeni doğan bebeklere bırakmasıyla devam edecekti.
Gittiği yere kadar.