.46.

714 89 82
                                    


Özgüvensizlik bazen cidden sorun olabiliyordu, etrafımda tonla kaplan varken kendimi kedi yavrusu gibi hissetmekten başka bir şey yapamıyordum. Gerçekten tahmin ettiğimden daha büyük bir yerdi, her türden insan ile bakışıyordum. Grubu olmayan rapçiler yarışarak gruplara ayrılıyordu, Suga ise bizi ortamı tanımamız ve de işlerin nasıl işlediğin göstermek için bizi buraya getirmişti. Asıl oyunun başlamasına 1 hafta vardı, içimde ki gerginlik ise 1 haftada sönecek gibi değildi. Gözlerim aynı zamanda büyük platformun üstünde olan adama dalıyordu, Suga'ya fazlasıyla benziyordu. Bu tuhaftı çünkü geldiğimiz gibi buraya oturmuştuk ve o sanki orada kimse yokmuş gibi davranıyordu.

Chanyeol'un başını omzuma yaslaması ile irkilirken sesi kulağıma doldu. "Şu adam neden Agust D'ye benziyor?"

Suga'ya kısa bir bakış attığımda gözlerini kapışan rapçilerden çekmediğini gördüm. Chanyeol'a döndüm ve onun duyabileceği bir ses tonunda konuştum. "Geldiğimizden beri aynı şeyi düşünüyordum"

"Çok tuhaf"

Suga'ya yeniden baktığımda yüzünde ki sinirli ifade ile o adama doğru baktığını gördüm. Ardından bana baktığında gözlerimi kırpıştırdım. "Bir yere gitmemiz gerekiyor Jennie" Ayağa kalktığında Chanyeol başını omuzumdan çekti ve bana şaşkınca bakıyordu. Yerimden kalktığımda ellerimizi birleştirirken beni kendine çekerek merdivenlere doğru ilerledik. Tamam bu pek iyi haber gibi durmuyordu. İnsanların arasında yürümeye başlarken barın olduğu yerde tanıdık bir vücut gördüm. Kaşlarım çatılırken bana doğru dönen vücuda karşın yutkundum. Jongin içkisini yudumlarken gözleri benim üstümdeydi. Eğer o burada ise, o adam benim sevgilime benziyorsa bunun tek bir anlamı vardı.

Şuan Suga'nın babasının yanına gidiyorduk.

İçimde bir endişe oluştu, bu normal bir sevgilinin ailesi ile buluşma ortamı değildi ki onun ailesi normal değildi. Yani en son isteyeceğim şey onun ailesi ile tanışmaktı. Elleri, elime daha sıkı kenetlenirken merdivenler yukarı çıkmaya başladık. "Jennie benim konuşmama izin ver, o sana soru sormadıkça konuşmaya girme"

Onu başım ile onaylarken insanların ikimize olan direk bakışları rahatsız ediciydi. Tamam mükemmel bir çift olduğumuzu biliyordum ama bu biraz fazlaydı. Ona olabildiğince yakın dururken merdivenler bittiğinde sağa doğru döndük. Önümüzde iri yapılı iki adam vardı, eğilerek iki yana çekilirken koltukta oturan adamın yanına doğru ilerledik. Şarabını yudumlarken önünde olan atıştırmalıkları yiyordu.

Suga ile onun önüne geçerken sonunda gözlerini bize doğru çevirebildi. Sert bakışları kesinlikle Suga ile aynıydı, ürkütücüydü. "Buraya gelip ilk önce benim yanıma uğramaman beni üzdü Suga"

Suga dudaklarını yaladıktan sonra cevapladı. "Uğrama gereğim olduğunu düşünmüyorum" Alayla gülen adamın gözleri beni bulurken baştan aşağı süzdü. "Bu kız...ismin...Jennie Kim değil mi? Jongin senin ismini çok anıyordu"

Tek kaşım kalkarken sert bakışlarım adamın üstündeydi. "O zaman yaptıklarımı da biliyorsunuzdur ha?"

Gülmeye başlarken yanında şarabını havaya kaldırdı. "Evet şerefine çok içtik, bir gün ölmen dileği ile" Hiçbir tepki vermedim belli ki kayınpederim ile normal bir ilişkim olmayacaktı. "İsmimi anmanız beni mutlu etti ama fazla söylemeyin ansızın yanınıza gelebilirim huyumdur"

Gözlerinde ki alaylı ifade yerini boşluğa bırakırken kahverengi gözleri koyulaşmaya başlamıştı. "Sevgilim ile konuşmana dikkat edersen sevinirim baba"

Biricik kayınpederimin bakışları Suga'ya döndüğünde yumruklarını sıkıyordu. "2, 3 gece takılacağın bir kıza karşın bana böyle davranman doğru mu? Oğlum?"

underground rappers'²Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin