Sabah olduğunda her zamanki gibi sofia odada yoktu.Başım delicesine ağrıyordu, dün gece ne olmuştu? Son hatırladığım şey gece uyandığım bir sıra Adrienin odanın kapısından bizi izlediği ve çığlık atacakken tahminimden hızlı bir hareketle ağzımı kapattığıydı. O çocukta bir şeyler olduğunu biliyorum. Kalktıp yüzümü yıkadıktan sonra kendime gelmiştim. Odayı topluyordum, bugün cumartesi yani ders yok. Bu işime gelmişti elbette. Yastığımın altından bir defter ve arasına sıkıştırılmış zarflar çıktı.
Tanrı aşkına, bunlar da ne?
Defterin ilk sayfasını açtım. Adım yazıyordu. Bu defter benim mi? Hayır böyle bir defterim yok. Bu garip işte. Zarflara bakmalıyım sanırım. Bay K…Fakat neden bana bir harita, defter ve bir çok ıvır zıvır yollamış bu adam? Bay K. da kim? Defterde de yazılar olmalı… İşte başlıyoruz, ilk sayfa; “Ben Clarie Morez. Bu notları bulduğum ipuçlarını ve bu okuldaki asıl amacımı unutmamak için yazıyorum. Bu okul geçmişin izlerini taşıyor. Bay K. dan gizemi çözmeme yardım eden notlar alıyorum. O benim gizemli yardımcım. İlk zarfta bir harita var. Okuldaki önemli ve bakmam gereken noktalar üzerinde işaretlenmiş. Her birinin bakmam için yazılmış, o zamanlarda o noktalara bakmalıyım. Okul eskiden bir tımarhaneydi ve hala izlerini yaşatıyor. İlk nokta mutfaktaki gizli koridordu. 28.09.14 tarihinde oraya baktım. İşkence odaları.Bunlar hatırlamama yardımcı olur.” Bu da ne böyle? Yazı benim yazım ve altında imzam da var. Bu baş ağrısını açıklıyor olabilir.İkinci sayfaya bakmalıyım.
“Sofia’da bir işler var onda ne olduğunu bulmalıyım.Geceleri garip tıkırtılar duyuyorum. Sofia büyük büyük annesinin bu tımarhanede öldüğünü ve onu her gece ziyarete geldiğini söylemişti, çözmeliyim şu işi artık. İkinci noktanın tarihi 15.10.14 hazırlanmalıyım.” Bugün ayın 14 ü yani yarın ikinciyi noktaya gitmeliyim.Kapı çalınıyor. Bay K. dan bir not daha; “Clarie… Gösterdiğim ve izlemini istediğim yolda bu denli hızlı ilerliyor olman göz yaşartıcı doğrusu. Sana güveniyorum. Bu gizemi çöz ve beni de özgür bırak. Ne demek istediğimi daha sonra anlarsın emin ol. Sana yeni bir hediyem var.Bol şans kuklam…”
Pakedi açtığımda içinden kalın ve tozlu bir ansiklopedi çıktı. Eskimiş yaprakları kopmak üzere olsa da işimi görürdü. Gerçi ne işime yarayacak henüz bilmiyordum ama neyse. Bir saniye…Bana ne demişti o? “Kuklam” bu doğru muydu? Onun kuklası haline mi gelmiştim? Onun istediklerini yapıyor olmam benim zararıma mıydı ve K kötü biri miydi? Tüm bunları düşünmeyi Sofianın sesiyle bir kenara bıraktım. “Clarie, ne zaman geldin sen?” “Ne demek istiyorsun? Ben odadan bile çıkmıyorum ki” Elindeki torbaları hızlıca dolabına yerleştirirken sesi oldukça tedirgin çıktı. “Dün gece çığlık sesleri duydum…Senden geldiğini düşündüm ama sesle çok boğuktu” Adrien… Tabii ya onu unuttum. “Ben iyiyim Sofia merak etme.” Paketten çıkan ansiklopediyi hızlıca ders kitaplarımın arasına alarak odadan çıktım. Sofia’nın neyin peşinde olduğunu akşam öğrenirim ne de olsa.Bugün zayıf derslerden telafi kursları vardı ve ben tek bir ders görecektim. Koridorda Adrien’i gördüm. Ve yine o unicorn görmüş gibi bakışları…Onu kenara çekip konuşmanın vakti gelmişti. Kahretsin! Kitaplarım yerlerde yuvarlanırken gözlerim Adrien’i kaybetmişti. Şuan ders zilinin çalmış olması bana kitabı inceleme fırsatı verdiğinden Adrien’i bir kenara bıraktım ne de olsa aynı sınıftaydık. Sınıfa girdiğimde kafamı yukarı kaldırım Tanrı’ya Ciddi misin? Bakışımı atarken Adrien’in yerinin neden boş olduğunu düşünüyordum. Çocuk inek denebilir bir tipti dersi asacak son insan olabilirdi ve okulda olduğu halde derse girmemek? Hem de Trigonometri dersine, ah bu işte kesinlikle bir şeyler var. En arka sıradaki yerime oturup ansiklopediyi açtığımda ders çoktan başlamıştı. Bunun bir ansiklopedi olmadığını anlamam uzun sürmedi. Bu tımarhanenin geçmişini ve mukaatlarını anlatan makalelerle dolu bir kitaptı. İçinde işkence sırasında uygulanan cezalardan verilen yemeklere hangi mahkumların hangi sebepten hangi cezaları aldıklarına neden hastaneye yattıklarına kadar yazıyordu. Hepsinin birer fotoğrafı vardı. Şuan yüzlerini incelediğim insanlar ölüydü ve bunu bilmek rahatsız ediciydi…Fakat o da ne!? Bu-Bu Adrien mi? Olamaz. Hayır bu adam yıllar önce öldü ölmüş olmasa bile en az 70 li yaşlarda olurdu. Bu kesinlikle olamaz. Hem insan insana benzer öyle değil mi? Hastanede olan herkesin toplu fotoğrafını incelerken Bay Jordan’ın sesiyle irkildim. Kafamı kaldırdığımda tüm sınıfın bana dönmüş olduğunu ve trigonometri hocamızın beni soruyu çözmek üzere tahtaya beklediğini gördüm. Hızlıca kitabı kapatıp tahtaya atıldım. Şansıma…Soru zor değildi. Derslerim fena sayılmazdı ama sözelim her zaman daha kuvvetli olmuştur. Her neyse. Hızla yerime dönüp kitabı yeniden açarken gözlerim bahçeye kaydı. Adrien bahçede dikilmiş direk olarak benim olduğum yere bakıyordu ve ona bakmamla göz göze gelmiştik. Hemen sıranın boş kısmına kaydığım sırada sınıfın kapısı açıldı. Adrien elindeki derse kabul kağıdını öğretmene vererek yerine oturdu. Bu imkansızdı. Hayır, derse kabul edilmesi değil. 5. Kattaki sınıfa bu hızda gelmiş olması.Her ne haltsa artık kafamı kurcalamasına izin vermeyecektim kitaba döndüm ve o sırada beynimde şimşekler çaktı. Sınıfa kafamı kaldırıp bir daha baktım ve sonra kitaba ve yeniden sınıfa ve son kez kitaba. Emin olduğumdaysa ayağa kalkıp sınıftan hızla çıktım aynı anda zilin çalması iyi olmamıştı elbette ama sorun değildi. Odama gittim. Güzel, Sofia yok. Şimdi otur ve iyice düşün Clarie…İpuçlarını bir araya getir yarın ikinci noktaya gideceksin… Kendime telkinler verirken kitabı yeniden açtım ve sınıfta gördüklerimden emin olmak için son kez baktım. Evet haklıydım. Bunlar onlar, sınıftaki –hatta okuldaki- herkes bu kitapta var. Hepsi ama hepsi. Sofia, Adrien, Önümde oturan Jeremy, Kimya öğretmenimiz Bayan Malcon, Hademe Gracy, Yemekhane görevlisi Dan ve diğer herkes… Ne demek oluyor bu? İçimden bunların bir kabustan daha fazlası olmaması için dua ederken Adrien’i bulmam gerektiği fikrinden vazgeçmişitim bile. Haritamı çıkardım ve 2. noktaya baktım. Burası Kütüphane olmalıydı. Evet yarın gidip ikinci noktaya bakacaktım. Tıpkı K nın istediği gibi…
Çok Çok Çok özür dileyerek yeni bölümü sonunda yayımlaymayı başardım. Uzun bir ara oldu kitap askıda kaldı fakat eski potansiyelimize dönmeye çalışıyoruz derslerimiz çok yoğun ve sınavlarımız da öyle kendimiz için bile çok az vakit buluyoruz ve hazırladığımız bölümleri yayımlamak için bile bilgisayar başına geçmemiz zor oluyor umarım yeni bölümü beğenmişsinizdir tekrar özür dileyerek sonraki bölümde görüşmek üzere -SerraÇ. @devilsnotbad
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri
HorrorBen Serra ( @WaffleQueeni ) bu kitabı Ece ile birlikte yazıcaz yani bir part o bir part ben.Seveceğinizi düşünüyorum vote ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen bizim için önemli