Kapitalist sistemin ayakta kalması için başlıca iki şeye ihtiyaç vardır. Bunlar üretiminin veya temininin sağlanması gereken ürün ve alım gücü ve arzusu yüksek müşteridir. Eğitimli birey, mensubu olduğu toplumsal sınıf, meslek grubu ve hayat tarzı gerekçeleriyle sıklıkla üretimden uzak durumdadır. Ancak şehir hayatı yaşıyor oluşu, sosyoekonomik özellikleri ve iletişim yöntemlerine aşinalığı ile kapitalizm için iyi bir müşteridir. Kapitalizm en iyi müşteri olarak eğitimli bireyi görür ve tüm silahlarıyla (reklam, moda vb.) onu hedef alır.
Yoğun iş temposunda, uzun saatler çalışan eğitimli birey için iş sonrası zaman çok önemlidir. Çünkü 21. yüzyılın postmodern bireyi yeterince spor yapmalı, kültürel etkinliklere katılmalı, mesleğinde gelişmeli, İspanyolca öğrenmeli, arkadaşlarıyla bir şeyler içmeli, kitap okumalı ve bir de kişisel bakımına muazzam şekilde özen göstermelidir. Görüldüğü üzere eğitimli bireyin zamanı az, yapması gerekenler tonlarcadır. Bu durum onu kapitalist sistem karşısında savunmasız bırakmaktadır. Spor salonunda hızlandırılmış program, eve kadar gelen sinema hizmeti, ücretli online eğitim ve yabancı dil kursları, alış veriş merkezi içi zincir restoranlar, sesli kitap cihazları ve estetik merkezleri ile sarılmıştır etrafı.
Bu noktada eğitimli bireyin yanılgısı başlar. Çocukken ağaçtan topladığı eriğin kilogram fiyatına onlarca lira vermektedir. Çeşmeden içtiği su artık damacanın içindedir. Marka etiketi görünmeyen kıyafeti giymek istememektedir. Spor salonu arkadaşlarıyla, yeni nesil kahvecide kahve içmesine rağmen kapı komşusunu tanımamaktadır. Eğitimli birey, zorlu iş hayatının ve rahatlık beklentisinin etkileri ile yapay bir hayatı yaşar hale gelmiştir. Kendi çabaları ile, kendine yabancı bir hayatın tam içine düşmüş; artık yaşam tarzına da yabancılaşmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göç Etmeyen Beyinlerin Memleket Hasreti
CasualeEğitimli bireyin göç etmesi bir kısım rahatlıklarla birlikte memleket özlemini de birlikte getirir. Peki ya göç etmeyenler... Onlar da özlemezler mi memleketlerini?