0.1

2.3K 150 517
                                    

"Enji ona birini bulmalısın yoksa bu senin içinde iyi olmayacak"

"Farkındayım. Bu herşey için kötü olacaktır. Her şeyi kontrol altına alma vaktim geldi. Her şey iyi olacak."

"Tamamdır efendim."

----------

Sarı saçlı çocuk yavaşça büyük villanın kapısına doğru yürüyordu. Baya uzun zamandır bir iş arıyordu. Uzun bir süre ardından tam olarak ne olduğunu anlamadığı bir işten büyük miktardan bir parayla teklif almıştı. İşin ne olabileceğini düşünmüştü. Böyle büyük miktarda bir para için nasıl bir iş onu görüşmeye çağırmıştı ki. Çok saçma diye düşünürken hiç yoktan iyidir diye düşünerek hızla kapıyı çaldı. sonuçta sadece bir görüşmeydi. Hızla ardına kadar aralanan kapının ardındaki büyük bahçeye baktı. Zengin olmalılar diye düşünerek yavaşça bir adım attı binaya doğru.

İçeri girdiği ilk anda karşısına bir sürü hizmetçi çıkmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışınca elindeki kağıtta ki adrese tekrardan baktı. Burası olduğuna emindi ama bu da neydi. Ardından hizmetçiler iki yana açıldı ve aralarından somurtkan elli yaşlarında bir adam geldi. Derin bir nefes aldı ve adamın yüzüne baktı. Büyük ihtimalle buranın sahibiydi. Nasıl bir konuşmayla baş başa kalacağını hayal ederken adam hiç bir şey düşünmeden hızla konuştu. "Bakugo Katsuki mi?" Sesini her ne kadar sinir bozucu olsa da yavaşça karşılık olarak kafasını evet anlamaya salladı. Adamsa eliyle onu takip etmesini işaret etti ve bakugo'ya yol gösterdi. Adamın peşinden yürürken etrafa bakınıyordu. Ev o kadar büyük ve bir o kadar da lüks eşyalarla doluydu. Açık ağızla evin içini izlerken adamın bir odaya girdiğini fark etti. Adamın peşinden odaya girdi ve adamın oturduğu masanın önündeki sandalyelerden birine oturdu. Adam önündeki kağıtlardan birkaçını aldı ve köşeye ittirdi. Ardından derin bir iç çekip bakugo'ya döndü.

"Seninle işin ayrıntılarını konuşmak istiyorum." Evet anlamıyla kafasını salladı ve adamın ona uzattığı kağıtlara uzandı.

"Telefonda anlattığım gibi. Senin yaşında bir oğlum var ve onunla ilgilenmeni istiyorum." İlgilenmek derken ne kastettiğini düşünürken elindeki kağıtlarda ki fotoğraflara baktı. Ardından bakmamış olmayı diledi. Kağıtların her birinde birbirinden korkunç şeyler vardı.

"Oğlum 2 kez intihar etmeye çalıştı. Senin onun iyi vakit geçirip geçirmediğinden emin olmanı istiyorum. Başına birşey gelmediğinden emin ol. bunun için bir doktor tutmam daha mantıklı olabilirdi ancak onun yaşlarında birini bulmam daha mantıklı olur diye düşündüm." Bakugo ifadesizce adamın yüzüne baktı. Böyle bir işi kabul etmesine imkan yoktu. Derin bir nefes aldı ve tekrardan kağıtlara baktı. Ardındansa tekrar adama döndü. "Üzgünüm ben bunu-"

"Yapamayacağını düşünürsen sana başka bir teklifim var. Hem ödemeyi alıp hemde burda yaşayabilirsin. Tüm masraflarını öderim. Tek yapman gereken onun iyi vakit geçirmesini sağlamak. Ne kadar zor olabilir ki." Bakugo derin bir nefes aldı ve alnını ovuşturdu. Birkaç saniye durdu. Adından enji yavaşça ayağı kalktı ve ona baktı. "Hemen kabul etmene gerek yok. Biraz düşünmen için zaman vereceğim." Tam kapıdan çıkacakken bakugo ellerini masaya koydu. "Yapacağım." Enji'nin yüzüne yayılan iğrenç gülümsemeyle somurttu. Ardından ayağı kalktı. "O zaman sana odasını göstereyim. Benimle gel." Uzun koridorlarda tekrar yürümeye başladılar. Aralarındaki sessizliği bozan kişi tekrar Enji olmuştu.

"Oğlumun adı Shoto Todoroki. Biraz asosyal biridir. Hatta baya. Genelde odasından hiç çıkmaz her zaman hizmetçiler yemeğini götürür. Kimseyle konuşmaz. Ve eğer senin onu eğlendirmek amaçlı biri olduğunu öğrenirse kabul edeceğini hiç sanmam. O yüzden doktor rolü yapacaksın."

"Doktor mu?" Evet anlamıyla kafasını salladı. Olayları çözmeye çalışıyordu. Ve bu adamın sinir bozucu ses tonu her şeyden daha çok kızdırıyordu onu. Derin bir nefes aldı ve konuşmasını dinlemeye devam etti. "Büyük ihtimalle kabul etmeyecektir o yüzden biraz zorlaman gerekebilir. orta yolu bulmaya çalış."

"denerim." O sırada geldikleri kapının önünde durdular. Enji kapıyı gösterdi. "Benimle konuşmak istemez. Sana kolay gelsin." Yavaşça koridorda yürümeye devam etti. İlk önce arkasından baktı. Ardından derin bir nefes aldı ve elini kapı koluna götürdü. Yavaşça kapı kolunu çevirdi ve kapının aralanışını izledi. Ardından yavaşça adım attı içeriye doğru. Karşısındaki manzarayı görmesiyle gözleri faltaşı gibi açıldı. Karşısında duran çocuğun gözlerinin güzelliğinde kaybetmişti çünkü kendini. Sanki yıllardır aradığı manzaraydı o gözler. Yutkunmaya çalıştı. Ama gözler ona döndüğünde bu imkansızdı sanki.

Nefesi kesilmişti...

Dünyanın en büyük tododeku shipperi istemsizce todobakuya geçerse ne olur hadi birlikte okuyup görelim jdkjccjjx. Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın.

leave my heart like you take it- todobakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin