0.5

849 129 59
                                    

"Bakugo ne yapıyorsun?" Elindeki minderleri yavaşça balkona taşıyan bakugo'yu meraklı gözlerle izliyordu melez. Oysa cevap dahi vermeden elindeki minderleri dışarı taşımaya devam etti. Melez onu bir süre daha izledikten de sonra son minderi de balkona yere koymuştu. Derin bir nefes aldı ve alnından akan terleri sildi. Dışarıda adeta yastıktan bir kule yapmıştı. Gülümseyerek Todoroki'ye baktı.

"Dışarı çıkmayı sevmiyorsun bari buraya çıkalım değil mi? Hava çok sıcak yakında içerde pişeceğim." Todoroki ilk başta cevap vermese de gülümsedi ve balkondaki yastıkların üzerine attı kendini. Bunu gören bakugo yanına uzandı.

"Nasıl güzel mi?"

"Sayılır." Gökyüzünü izlemeye başladılar. Hava hafiften bulutluydu ve güzel esiyordu. Derin bir nefes alarak melezin uçuşan saçlarının ardından gözüken güzel gözlerine baktı. Gülümsedi ve bir süre ona bakmamasını fırsat bilerek izledi onları. Titreyen kirpikleri ve hafiften tebessüm eden dudaklarını izledi. O sırada melezin ona dönmesiyle bakışlarını kaçırdı. Elini ensesine götürdü ve uzandığı yerden yavaşça doğruldu.

"Hey Bakugo."

"Evet."

"Burada yaşamadan önce neredeydin?" Bir kaç saniye düşündü. Ardından cevap verdi.

"İki tane çocukluk arkadaşımla birlikte kalıyordum. Neden ki?"

"Sen benim hakkımda çoğu şeyi biliyorsun yada tahmin ediyorsun ama ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum." Bakugo duyduğu şey ile irkildi. Karşısında duran çocuğa baktı. Haklıydı çünkü kendisinden hiç bahsetmemişti ona, yanında neredeyse her zaman kalan insan hakkında birşeyler bilmek hakkıydı. Sarı saçlı çocuk anlatmak için derince bir nefes aldı ve gözlerine aşık olduğu adamın yüzüne baktı. Todoroki ona meraklı ve dinleyici gözlerle bakıyordu. Heyecanlı gibiydi. Ona güzel ve yeni bilgiler öğretilen meraklı bebekler gibiydi. Onun bu haline kıkırdadı ve çokta heyecanlı olmayan yaşantısını anlatmaya başladı.

"Öyle anlatılacak çok bir şeyim yok. Hayatım gayet normaldi. Orta halli bi evde büyüdüm, biraz sinirli olduğumdan genelde evde sık sık kavga olurdu. Özellikle de annemle benim inatçılığımızdan kıyamet kopardı." Bakugo karşısında duran çift renk gözlerin meraklandığını fark etti. İnsanları dinlemeyi bu kadar mı seviyordu. Onun ilgisini çektiğini fark edince gülümsedi ve anlatmaya devam etti.

"Sonra normal okullara gittim. Özel değildi, lüks hiç değildi ama genelde sevilen popüler ve aynı zamanda da kabadayı çocuktum." Okul konusu gelince todoroki daha da meraklanmıştı. Çünkü muhtemelen okul ortamı çok gördüğü bir yer değildi. Sarı saçlı çocuk birazcık öğrenmesi için biraz daha ayrıntı girdi.

"Ama genellikle eğlenceliydi. Farklı insanlar karakterler öğretmenler ara sıra çocuk dövdüğün için disipline gitmek." Bakugo aklına gelen anılarıyla gülümsedi aslında basit ama güzel bir yaşantısı vardı ve bu anılar muhtemelen karşısındaki çocukta hiç yoktu. Hüzünle ona baktı, hala meraklı bir çocuk edasıyla anlatmaya devam etmesini istiyordu. O ifadeyi görünce kıyamadı ve devam etti.

"Çoğu arkadaşımla okulda tanışmışızdır en eskisini sorarsan aynı evde kaldıklarımdan biri. Aslında eskiden anlaşamazdık, yani anlaşırdıkta ben hırçın olduğumdan benden çok hakaret yemiştir. Bazen ne kadar saçmaladığımı fark ediyorum ve aslında hala sinir bozucu ama beni en iyi anlayanda her zaman o." Bakugo bakışlarını yine meleze çevirdi. Muhtemelen onu anlayacak hiç arkadaşı da olmamıştı. Ona her baktığında o hakaret ettiği arkadaşlarının aslında ne kadar değerli olduğunu fark ediyordu. Ki tahmin ettiği gibi arkadaş konusu açılınca hüzünlenmişti todoroki. Onun üzüldüğünü görünce içinden ona bunları yapan babasına en ağır küfürlerini saymaya başlamıştı bile. Tam başlamak için ağzını aralamışken melez oğlan konuşmasına izin vermedi ve kendisi bir soru sordu.

"Bakugo... Sence ben çirkin miyim? Babam hep öyle söylüyor, sende mi öyle düşünüyorsun?" Bakugo gelen soruyla afallamıştı. Her şeyine aşık olduğu çocuğun ona böyle bir soru sormasına sinirlenirken gözlerindeki yaşları fark etmişti. Ağlamak üzere olduğunu fark ettiğinde sadece mutlu olsun istedi. Çünkü o gözlere en fazla mutluluk yakışıyordu. O yüzden de ağzından istemsizce birkaç sözcük çıktı.

"Saçmalama seni yarım şey. Gözlerin çok güzel ve yaran seni daha da çekici yapıyor." Todoroki duyduğu laflarla irkildi ve karşısındaki sarı saçlı çocuğa döndü. Bakugo dediğinin farkında dahi değildi. Todoroki ise onu boş gözlerle izliyordu. Sarı saçlı çocuk söylediklerinin farkına vardığında kafasını hızla yana çevirdi.

"Ve hayatımdaki en heyecanlı şey seninle tanışmaktı." Bu sözlerin üstüne melez olanın kalbinde değişik ama ona iyi hissettiren duygular kabarırken elinden sadece hafifçe kıkırdayıp teşekkür etmek geldi. Ve ikisi de daha sonra fazla konuşmadılar. Todoroki hissettiği şeylerle hafifçe sırıtırken, bakugo da o güzel pürüzsüz ve yumuşak teni, ay ışığında yıldızlardan daha güzel parlayan gözleri ve hafif rüzgarda dalgalanan ipeksi saçlarını izlemeye dalmıştı. Ve o gece her ne kadar fark etmese de todoroki shoto bu sinirli çocuğa aşık olmuştu.

Ekşınlı bölümlere daha var aga ve zaten on beşinci bölüme kadar yazılı olduğu için sadece yayınla tuşuna basıyorum jdkdhdj. Neyse umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın. Seviliyorsunuz. ( ꈍᴗꈍ)

leave my heart like you take it- todobakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin