Erken uyandım ve de onu rahatsız etmeden kollarından ayrılarak yataktan çıktım. Ayağa kalkıp vücudumu gerdikten sonra etrafıma baktım. Birkaç kişi çoktan uyanmıştı. Gözlerim R'khan'ın ranzasına doğru kaydı. Hâlâ uyuyordu. O, sürekli uyuyor ya da boş boş oturuyordu.
Kafamda düşünceler ile oturup Bright'ı izledim. Uyurken o kadar savunmasız, masumdu ki onu böyle saatlerce izlemek istiyordum. Onu izlerken içimde küçük bir heyecan olmasına rağmen bu güzel görüntünün tadını çıkaramıyordum. Düşüncelerim daha yoğundu. Ne yapmam gerektiğini kestirmeye çalışıyordum. Bir isyan nasıl başlatabilirdim ki? R'khan'a yakınlaşmam gerekiyordu belki konuşarak ikna edebilirdim. Yutkundum. Yine saçmaladığımın farkına yavaş yavaş varıyordum ama denemek zorundaydım. Buradan kurtulup Bright'ı uyurken saatlerce izlemek istiyorsam her ihtimali değerlendirmeliyim, ne kadar salakça olursa olsun.
Sırtımı ona çevirip ranzaya yaslandım. Ne kadar ağlarsam ağlayayım içimdeki bu his gitmiyordu. Rahatlayamıyordum. Orada öyle bir süre oturdum. Ötekiler yavaş yavaş uyanıyor, kimisi tuvaletin önünde sıraya giriyordu. Bir iç geçirdiğim anda kafamın arkasından saçlarımın okşandığını hissettim. Yavaşça dönerek ona baktım. Bana gülümsüyordu. "Uyandın mı?" diye sordum. "Hayır uyuyorum." diye yanıtladı. Hafifçe kıkırdadım o da bana karşılık verdi. O kadar güzel gülüyordu ki... Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu anlam veremiyordum. Nasıl soğukkanlılığını koruyabiliyordu?
Kapı aniden açılıp içeriye yemek arabası itildiğinde aniden ayaklandım ve "Sana yemeğini getireceğim." dedim. Bright anlık olarak kalkmama şaşırmıştı. Bir şey demesine fırsat vermeden hızla arabaya gittim ve iki kase aldım elime fakat öteki kaseyi kendime almamıştım. Yatağında oturmakta olan R'khan'ın yanına gidip ona lapayı uzattım. Hiçbir şey demeden lapayı aldı ve bir teşekkür mırıldandı. "Afiyet olsun." dedim. "Teşekkür ederim." dedi bir kez daha. "Şey-"
"Çocuk, yemek yemeye çalışıyorum." dedi beni tersleyerek. Nefesimi dışarı vererek "İstersen şurup var diyecektim." Şurup bana ait değildi yine de R'khan'a yakınlaşmam lazımdı. "Kalsın. Şurup sevmiyorum." dedi. Daha fazla konuşmadım ve de Bright'ın yanına geri dönüp ona lapayı uzattım. Az önce R'khan'a lapa götürmüş olmama işkillenmişti belli ki çünkü bana o bakışı atıyordu. Ne zaman bir şeyden rahatsız olsa, anlam veremese veya yargılasa gözlerini kısmış, dudakları aralanmış bir şekilde bakardı. "Gidip kendime de alacağım." dedim sinirle ona uzatırken. O elimden aldığında geri dönüp kendime de aldım. Bize yine şurup ikram ettiler. Şurubu lapaya döküp Bright'a uzattığım zaman sinirli olduğumu anladım. R'khan'la konuşmak için sürekli bir düello kazanmam mı gerekecekti? Yakınlaşmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Peki ya yakınlaşınca ne yapacaktım ki?
Bright'ın şurubu lapaya dökmesini izlerken aniden aklıma bir şey geldi. O dökmeyi bitirince şurubu elinden kaptım. "Daha fazla mı dökeceksin?" dedi fakat cevap vermeden lapayı yere koydum ve yataktan ayaklandım. "Nereye gidiyorsun?" dedi. "Bekle." dedim. Muhtemelen yanına gideceğim kişi onu hiç memnun etmeyecekti.
Elimde şurupla, sırtını duvara dayamış tek dizini kendine çekip ötekini uzatan ve dizine de elini koymuş olan NG'nin yanına gittim. "Şurup ister misin?" diye ona şişeyi uzattım. Maskeli adam başını kaldırıp bana baktı. Maskede göz olması gereken yerde sadece kırmızı bir ışık parlıyordu. Lapası önünde duruyordu ve sanırım yemiyordu. "Şurup ekleyince güzel oluyor." Hiçbir şey demeden yüzüme baktı. Şurubu indirdim sonra da onun önünde diz çöktüm. Sadece beni izliyor ve konuşmuyordu. "Sen," diye fısıldadım. "Gerçekten asilerden misin?" Kendisine çekmiş olduğu dizini indirdi. Kalbim heyecanla atmaya başladı, belki de konuşacaktı.
Bir anda omzumdan sertçe tutuldum. Dönüp bakınca öfkeyle bakan Bright'ı gördüm. Benim kolumdan tutup ayağa kaldırdı sonra da elini indirip bileğimden tutarak ranzamıza doğru geri götürdü. İki gün önce girdiği dövüşte elmas bir kabuğa tekme attığı için hâlâ hafifçe topallıyordu. Tanrım, onun ayağının burkulmuş olduğunu bile unutmuştum. Beni yatağa oturttu kendisi de yanıma sertçe çöktü. "Kafayı mı yedin? Neden onunla konuşuyorsun ki?" dedi sinirle. "Niye ona bu kadar öfke besliyorsun ki?" diye sordum. "Çünkü sürekli sana bakıp duruyor bu da beni sinirlendiriyor." dedi Bright. "Ona uyuz oluyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seraph Arena (BrightWin)
FanfictionHayatta kalmak için dövüşmeleri gerek ve bu dövüşün sadece tek bir kazananı olabilir. BrightWin