0 |Karar|

105 9 24
                                    

24.03.2011

Çantamın içinden kalın matematik kitabını çıkarıp başımın üzerine tuttum. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Üzerimde beyaz bir hırka vardı. Soğuktu, üşüyordum.

Okul çıkışı, eve dönüyordum. Bir insan bu yağmurda koşa koşa giderdi ama ben yavaşça yürüyordum. Acaba annem yemek yapmış mıdır? O kadar acıktım ki.

Bu sağnak yağmurda yürümeyi bırakıp bir durağın altına sığındım. Başıma bir kitap tutmama rağmen sırılsıklam olmuştum. Bankın üzerine oturup yağmurun biraz dinmesini bekledim. Telefonumu cebimden çıkarıp babamı aradım. Uzunca çaldı ama açmadı.

Eminim ki beni merak bile etmiyorlardır. Bu kız bu yağmurda nerelerde, ne yapıyor umurlarında değilim. Gerçekten çok kötü bir ebeveynlerine sahibim.

Okuldan çıkıp eve geldiğimde yemek bile yok evde. Markete gidip hazır ramen, abur cubur alıp eve gidiyorum herzaman. Babamın ne yaptığını bilmiyorum. Gece eve geç gelmeler, telefonda birisi ile yazışmalar.

Annem aldığı parayı bir gecede yiyip geliyor eve. Bir kafede garson annem. Evi umursamıyorlar, bir katkıları yok. Sanki kızları yok gibi yaşıyorlar. Onlarla birlikte en son ne zaman kahvaltı yaptığımı hatırlamıyorum.

Küçüklüğümden beri böyle. İyiki daha kötüsünü yapmıyorlar. Dayak atanlar da var. Ben onların gözünde görünmez biriyim sanki.

Onların beni umursamadığı gibi ben de onları umuramamaya çalışıyorum. Ama olmuyor. Annem hasta olmuştu. Ona sıcak bir çorba yapmıştım iyileşsin diye. Ben onları seviyorum ama onlar beni sevmek ne kelime, umursamıyorlar. Nedenini hiçbir zaman anlamadım.

Ben de bir restoranda garson olarak çalışıyorum. Haftada 3 gün gidiyordum. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Çalışmam için kitaplar, yiyecek içecekler ve diğer her şey. Evin reisi benim resmen...

Oluşmuş küçük gölete bakarken önümde tanıdık bir araba durdu. Başımı yavaşça kaldırıp siyah arabaya baktım. Arka kapının camı açıldı. Bana şokla bakan bir Min Jee gördüm.

"Eun?"

"Min-ie?" Kapıyı açıp konuştu tekrar. "Gelsene arabaya." Banktan kalkıp hızla arabaya binip kapıyı kapattım.

"Kızım, ne yapıyorsun orada öyle." Başımı teyzeme çevirip konuştum. "Şey, yağmurun dinmesini bekliyordum." Teyzemin eşi arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Aynı zamanda sohbete dahil oldu.

"Babana haber verseydin ya seni alsaydı." Başımı aşağı eğip "Aradım ama-"

"Açmadı." Cümlemi tamamladığında onu onayladım başımla. Bir nefes verip yola odaklandı Ha Yoon Amca. Min Jee'nin sesini duymamla başımı çevirdim. "Bizde size üç günlüğüne kalmak için geliyorduk."

Sevindim, en azından evde bir yaşam belirtisi olacak. "Sırılsıklam olmuşsun! Eve gidip hemen üzerini değiştir!" Başımı sallayıp onu onayladım.

Min Jee çocukluğumdan beridir hep yanımda, kuzenim değil kardeşim gibidir. Beni önemsiyor ablam gibi ama benden sadece 3 ay büyük. Üç günlüğüne bize gelmelerine çok fazla sevindim. Ama onun okulu?

"Min Jee, okulun?"

"Babam beş gün izin aldı. Merak etme. Eee, sen neler yapıyorsun?"

"Eskisi gibi." Min elimi tutup sıktı. Bana gülümseyip konuşmaya devam etti. "İnan bana bunun acısını iyi bir şekilde çıkaracaksın." Ben de gülümsedim. Başımı cama çevirip gülümsememi sildim. Hiç öyle sanmıyorum.

𝚁𝚎𝚊𝚕𝚒𝚝𝚢  ও  𝙹.𝙹.𝙺.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin