empty but beautiful ➷ lalisa + jungkook ✓

𝟏𝟐 : 𝐖𝐢𝐥𝐥 𝐎𝐮𝐫 𝐅𝐢𝐫𝐬𝐭 𝐃𝐚𝐭𝐞 𝐁𝐞 𝐀𝐭 𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥

"Okulda randevu mu olur amına koyayım?!" diye fısıldadı Lalisa.

"Tost aldı, masaya oturup yedik."

"Bu nasıl randevu?!"

"Bir de kırmızı elbisemi giymiştim!"

   Rosé kahkahasını köreltmeye çalışırken, Jennie daha çok gülerek onun durmamasını sağlıyordu.

"Gülmeyin sizde ya?!"

     Jisoo kafasını iki yana sallayıp kaşlarını çattı.

"Şimdi ben burda bir şeye takıldım." Kollarını birbirine dolayarak arkasına yasladı. Ardından ağzını araladı.

"Nasıl tost alabilir ya?! Bari ramen alsaydı!"

"Jisoo unnie?! Tek takıldığın Jungkook'un ramen yerine tost alması mı yani?"

"Evet tabiki. İnsan ramen alır. Tost neymiş?"

     Lisa elini kafasına vurup saçlarını çekiştirdi.

"Hayır yani. Öğrenciyiz sonuçta. Seni restoranta götürecek hali yok gerizekalı. Okul kantini bütçesine uygunmuş demek ki?"

    Lisa tekrardan nefes verirken bir kez daha ciddi bir ifade ile kafasını kaldırdı.

"Bence iyi. En azından kolye almış sana."

"Kolye mi? TEK ÖNEMLİ ŞEY KOLYE Mİ CHAEYOUNG!"

"Hayır da neden bağırıyorsun ben onu anlamadım. Özel günün falan mı?"

"Agh cidden?!" Lalisa birkez daha saçlarını çekiştirip en sonunda sertçe masaya vurarak ayağa kalktı.

"Siz beni anlamıyor musunuz? Benim geleceğim söz konusu burada?!..."

   Sakince masaya oturup bacak bacak üstüne atarak sözüne devam etti Lisa.

"Diyelim ki ben onu sevdim, o da beni sevdi. Ardından hadi evlendik. Sonra iki tane çocuk pırtlattım. Çocuklarımız tost mu yiyecek her gün?! Bizim evlilik yıl dönümlerimizde beni güzel bir mekana götürmek yerine tost mu yiyeceğiz?!"

     Jisoo göz devirip elini kafasına vurdu. Ardından Lisa'ya bakarak kafasını iki yana salladı.

"Sence de biraz fazla hayal kurmadın mı?"

"Hayır canım! Ben ne olur olmaz diye geleceğimi düşünüyorum sadece."

"Siz evlenene kadar o iş sahibi olur. O zaman bir yerlere gidersiniz. Amına koyayım çocuk lise üçe gidiyor! Ne almasını ya da ne yedirmesini istiyorsun?!"

"Bence de okul kantininde tost yemek çok romantik olmuş. İçten ve samimi."

"Rosé... Sen her şeye güzel diyorsun? Salak mısın kızım sen?"

"Ne?! Bence güzel!"

     Jisoo hafifçe yana doğru dönüp Lisa'ya doğru bakış atmaya başladı. Fakat ne yaptığı, açıkça söylemek gerekirse belli olmuyordu.

"Jisoo çarpılıyor musun yoksa sıkıntın mı var?"

    Jisoo kaş göz işaretleriyle Lisa'ya bir şeyler anlatmaya devam etti. Jennie ne olduğunu anlayıp hafifçe Lisa'nın kulağına eğilmişti en sonunda.

"Arkanda biri var demek istiyor salak."

   Lisa kaşlarını çatıp başını arkaya çevirdiğinde, ona somurtarak bakan bir Jungkook görmeyi beklemeyecek dönmüştü.

"Ah, Jungkook sen miydin?"

"Demek randevumu beğenmedin?"

    Lisa hemen göz bebeklerini büyültüp hafifçe kendini koltuğa yerleştirdi. Jungkook ise yan masadan bir sandalye çekiştirip kızın yanına yerleşti.

"Ne alakası var canım? Onlar beğenmemiş. Yoksa ben beğenmiştim."

"Tam tersi olmasın?" Demişti Jennie içtiği çilekli sütü ağzından çekip.

"Duydum zaten herşeyi." Dedi Jungkook dudaklarını büzerek.

"Aa öyle mi?!"

"Jungkook... Ben özür dilerim ama... Tost çok ilgimi çekmedi açıkçası."

"Sorun değil!" diyerek birden ayağa kalkınca oğlan, Lisa hafiften irkilmişti.

"Ben hala tost randevusunu seviyorum. Bir dahakine ramen alabilirim istersen?"

"Sorun tost değildi ama..."

"Öyleyse ne?"

"Mekân... Olabilir... Belki... Sence?"

"Ah, okul şeysini mi diyorsun? Tamam bir dahakine sınıfta yeriz."

"Öyle değil!"

"Salak mısın Jungkook?! Sorun tamamen okul!"

"Analamadım... Kızlar siz derdini anladınız mı?" diyerek eli ile Lisa'yı gösterdi Jungkook diğerlerine.

"Okulda randevu ilgimi çekmedi! Beni dışarıda bir yere götürürdün sanmıştım!"

"Aaa, söylesen sen öyle! Tamam söz veriyorum. Bir dahakine okul bahçesinde yeriz."

    Lisa sinirle saçlarını çekiştirip koltuğun arkasına astığı montunu alarak kantini terk etti. Jungkook'ta sadece kızın arkasından bakmakla yetinmişti.

"Asıl derdi onu okul dışında bir yere götürmen Jungkook..."

"Restorant ya da başka bir yer. Lisa böyle bir şey düşünmüş."

"Ah anladım..."

"O zaman... Bir daha randevuya çıkamayabiliriz."

"Neyse benim Lisa'yı yakalamam lazım görüşürüz!"

   Oğlan cümlesini bir çırpıda söylemiş, ardından kapıya doğru koşturmuştu.