Sabahın daha erken saatleriydi,
yeni bir gün.Umutsuzluk ve yalnızlıkla dolu yeni bir hafta sonuydu...
Crystal saat 06.30'da alarmı çalmadan beş dakika önce kalkmış ve gerilerek öylece etrafa bakmaktadır,
kız için zorlu bir iş günü olacaktır.Annesini hastane köşelerinde tedavisinin devamı için kazanması gereken paranın peşinden koşacaktır,
Bu düşünceler kafasından geçerken beş dakika olmuş ve alarm çalıyordur bile
Kız esneyerek ve gerilerek yorgunca elini uzatıp çalmakta duran alarmı kapadı ve yataktan kalkıp yatağını düzeltip pencereden baktı öylece.
Gün ışığında bir umut olmadığını düşünse bile bir mucizenin gelebileceğine inanıyordu.
Fakat bunun için daha erkendi,
Üstlenmesi gereken bir iş günü vardı bunun üzerine duşa girdi ve yaklaşık yirmi dakika sonra duştan çıktı.
Yerlere doğru uzanan çoğunlukla mor ve arasından geçen mavi renklerde olan saçlarını kurutması ve toplaması kolay değildi ve sabah bu yüzden erkenden uyanırdı.
Eli buna yatkın olduğu için saçlarını toplaması yaklaşık kırk dakikasını almıştı.
Kristal bir kelebek motiflerini andıran tokasını taktıktan sonra üzerini değiştirerek altına kahverengi hafif diz üstü fırfırlı bir etek üzerine kloş kollu turkuaz bir gömlek ve gül kurusu bir hırka giymişti.
Haftalardır uğraştığı araştırma raporu için son düzenlemesini yapmak üzere çalışma masasına oturmuştu, konu biyolojik çeşitlilik ile ilgiliydi.
Bu proje onun tüm notlarına yansıyacaktı ve bu da onun için çok önemliydi.Okul onun için ders notları demekti ve notları ne kadar iyiyse geleceği de o kadar umut dolu olacaktı, buna inanarak çalışırdı.
Nihayetinde bu proje raporu için son düzenlemeleri bitmişti ve aradan yarım saat geçmişti. Masadan kalktı.
Saat sekiz olmuştu bile, acele etmesi gerekiyordu. Yine bir şey yemeden çıkacaktı, nasıl olsa evde pek de bir şey yoktu zaten...Raporu masasında bırakıp telefonunu alıp aşağıya indi.
- İş saat dokuzda başlayacaktı, bir plazanın cafesinde garsonluk yapıyordu şu anlık,
temizliğe gittiği de olmuştu
yaz tatilinde rahibelik yaptığı ve bu şekilde harçlığını çıkardığı da olmuştu, bunu okuldakiler bilmiyordu gerçi okuldaki öğrencilerle pek konuşmazdı vakti de yoktu.
Rahibelikten gelen ücretle zaten okul ihtiyaçlarını o şekilde hallediyorduPlaza evlerinin biraz ilerisindeki caddedeydi -işlek bir yerde oturuyorlardı- yürüyerek gidebiliyordu neyse ki.
Garsonluk deneyimi de vardı ve bundan önce sekiz yerde garsonluk, dört yerde komilik yapmıştı.
Manevi kardeşi Storm'un ihtiyaçları ve Annesinin tedavisini karşılamak için mutlaka bir iş bulup çalışırdı boş durmazdı asla.Kapıya geldi toz pembe rengindeki ayakkabılarını giyip:
"Storm çok geç kalmadan uyan, unutma Coğrafya ve Matematik sınavlarına çalışman gerekiyor!!!"
Diye Storm'a seslenip evden çıktı.
Yolda yürüyerek etrafa bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Meleğin Gözyaşları
FantasyYeryüzünde bir melek... Bembeyaz teni, kırmızı gözleri ışık dolu, mavi perçemli açık mor lila renkli uzun saçlara sahip güzel bir kız.. Üstelik geçmiş hayatında Meleklerin prensesi olan bir kız.... Cennetin kapılarını dünyaya açan ve sihri dünyaya...