641 44 3
                                    

Nisa

Salak gibi burada gelmeyeceğini bile bile oturuyorum. Üzülünce genelde sahillere giderim. Yine her zaman olduğu gibi üzgünüm işte. Yine paramparçayım.

"Benim olmadığını bildiğim birini tekrar kaybettim."

Belki de canımı yakan, ağlamama sebep olan şey bu. Şu an keşke gelse de ona hissettiğim her şeyi anlatabilsem. Bunu dileyerek gözlerimi kapattım. Bir iki dakika sonra yanımda bir kımıldama hissetmeye başladım. Tam dönüp kovacaktım ki oturan kişi Barış'tı. Bir dakika gelmişti ve dilediğim şey gerçek mi olmuştu? Hani insanın şaşkınlıktan ne yapacağını bilemediği anlar vardır ya. İşte bu durumdayım şu anda. Ben kendi kendime düşünmeye devam ederken :

"Nisa artık konuşmayı düşünüyor musun? Bir dakikadır yüzüme bakıyorsun çünkü."

"Pardon bir an seni yanımda görünce şaşırdım. Neden geldin?" umursamıyormuş gibi davranmaya çalışmıştım ama ağlamaktan şişen gözlerim her şeyi belli etmişti bile.

"Konuşmamız gereken şeyler var yani varmış. Cemal konuşmamız gerektiğini söyledi."
demişti ben de artık içimde tuttuğum her şeyi yavaş yavaş anlatacaktım.

"Konuşmamız gereken şeyler yok. Çok şey var. Vaktin vardır umarım."

"Vaktim olmasa buraya gelmezdim."

"İlk önce, eski hattın hala sende mi çünkü benim için onları görüp göremeyeceğin çok önemli." dedikten sonra yazdıklarım aklıma gelmişti ve gözlerim yine dolmuştu.

"Şu an yanımda değil ama evde bir yerlerde olduğuna eminim. Niye bu kadar önemli ki?"

"Benim hissettiğim sana söylemek isteyip de söylemediğim hatta bazen kendi kendime senle konuştuğum her şey var çünkü orada."

Tam konuşacaktı ki:

"Sadece dinle." demiştim o da kafasıyla onaylamıştı.

"Barış, biliyorsun önceden yani arkadaşken çok iyi anlaşırdık. Birlikte vakit geçirirken hep mutluydum, mutluyduk. Ama sonra sen beni sevdiğini söylediğinde seni çok kırdım, canını çok yaktım. Evet şu an bu durumda olmamın, bunları anlatırken ağlamamın sebebi duygularından korkan bir aptal olmam.
Farkındayım.. Sadece bilmeni istediğim şey sen gittikten sonra benim canım seninkinden daha çok yandı. Tek tek anlatıyorum şimdi iyi dinle."

"Senin gittiğin gün gitmeni fazla umursamamıştım çünkü sana çok sinirliydim. Ama aradan bir iki gün geçti. Kabullenemesem de seni ne kadar özlediğimi farketmeye başladım. Zaten sen gidince ne Lale ne Berkan ikisi de bir kere gelmediler yanıma. Gelmeyi geçtim konuşmadılar bile. Bazen Cemal'le otururken senin adın geçiyordu ben direk ağlamaya başlıyordum. O anlayamıyordu bu hallerimi. Gerçi ben de anlayamıyordum o ayrı."

"Aradan bir hafta geçti artık her şey netti. Fotoğraflarımızı açıp açıp ağlıyordum. Çünkü çok pişmandım. Pişmanlığımın nedeni de seni sevdiğimi kaybedince anlamamdı. Ben her gün ağladım, her gün kendime küfürler ettim, seni her gün daha çok özledim ama sen hiç gelmedin."

"Sensiz bir çıkmaz sokak gibiydim ama yine de her yol sana çıkıyordu. Sonra seni aramayı da denedim ama numaranı değiştirmiştin. Ben de sana ne hissediyorsam ne kadar canım yanıyorsa hepsini yazdım. Yazarken zaman geçiriyordum zaten. Başka yaptığım bir şey yoktu. Uyku falan da kalmadı tabi sensizken. Bazen uyumayı başarıyordum. Sonra uyanınca yine aynı şeyleri hissetmeye devam ediyordum.
Bazen kapı çalardı belki sensindir diye koşarak açardım. Ama sen hiç bir zaman gelmedin Barış. Seni hep bekledim ama hiç gelmedin. Aradan 7-8 ay geçince olmayışın çok da sorun olmamaya başlamıştı benim için."

"Çünkü ben seni sensizken sevmiştim."

"İnan bu en zoru çünkü sana sarılmak istediğimde, elini tutmak, gözlerine bakmak, özür dilemek, sevdiğimi söylemek istediğimde yoktun. Yaklaşık bir ay önce yine Cemal gelmişti evime. Tabi ben yine belki sensindir diye açıyorum kapıyı. Geldi ve artık bana karşı birşey hissetmediğini ve hayatında biri olduğunu söyledi. O gün kalbim o kadar acıdı ki hala o acı geçmedi. Beni unutmuş olman canımı yakmıştı evet ama en çok canımı yakan sana başkasının sarılabilecek olmasıydı."

"Ama biliyor musun, ne kadar canımı acıtırsan acıt, ne kadar ağlatırsan ağlat seni görmeme değerdi hepsi. Şu an her şeyim var benim. Çünkü sen varsın yanımda. Sen yokken hiçbir şeyim yokmuş gibi hatta nefes alamıyormuş gibi hissediyorum. Biraz sonra kalkıp gideceksin ve ben yine nefes alamamaya başlıcam. Yine başa dönücek her şey. Benim bu nişana gelme nedenim bile sendin. Ama olmadı çünkü sen sevgilinle geldin. Ben de salak gibi mutlu mutlu gelmiştim. Senden bir isteğim de var tabi. O da nasıl mutluysan öyle devam etmen hayatına."

"Çünkü ben sen mutlu olursan mutlu olurum. Sadece bilmeni istediğim son şey. Seni seviyorum ve hep sevmeye devam edeceğim. Bir de seni sevdiğimi sonradan anladığım için özür dilerim."

Bu anlattıklarımdan sonra artık o da ağlıyordu. Onun ağladığını görmek benim de canımı yakmıştı. Zaten acıyan kalbim daha da acımıştı. Sonra o da konuşmaya başladı.

"Biliyorsun Nisa, seni çok sevdim. Hala sana bir şey olsa koşar gelirim. Ama artık olmaz. Ben artık yapamam çünkü benim bir sevgilim var ve onu öylece bırakamam. Üzgünüm."

dediği şeyden sonra gözünden bir damla yaş süzülmüştü. Ben zaten ağladığım için ağlamaya devam ediyordum. Sonra o ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Şimdi gidemezdi, izin veremezdim.
Bu yüzden hemem ben de kalktım ve arkasından bağırdım.

"Barış! Gitme..." dediğim şeyle yürümeyi kesip olduğu yerde bana dönmüştü. Sonra bir anlık cesaretle koşarak sarıldım ona. Bir kaç saniye sonra onun da ellerini belimde hissetmiştim. Bu anda sonsuza kadar kalabilirdim.

Bölümler gelmeye devam edicek💋

everything is with you |NisBar|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin