Multi: Perdenin Ardındakiler/ Kendine
Albayın odasında tayinim çıktığını ögrendikten sonra hiç vakit kaybetmekden ne zaman gidiceğimi sorduğumda 5 güne başlıyacağımı öğrendim.
Hızlıca bana tahsis edilen odaya geçip bavulumu hazırlamaya başladım.
Şırnak'a gitmek benim için hiçbir sorun teşkil etmiyordu, aksine burada tanıştığım sayılı kişiler vardı. Şayet onlar da işime yarayacaklarını düşündüğüm bazı kişilerdi. Yani beni buraya bağlayacak pardon düzeltiyorum beni bir yere bağlayacak kimsem yoktu.
Ben size bunları anlatırken valizimi hazırlamış üstümü giyinmiştim.
Şırnak'a biraz erkenden gidip, askeriyeye bir askeri muhabir gibi girip sivillere nasıl yaklaştıklarını çözmeye çalışacaktım.
Kapının önüne çıktığımda timim yüzlerinde hiçbir duygu barındırmayan ifadelerle bana bakıyorlardı, bu durum ne kadar içimi burksa da yüzüme yansıtmamak için fazladan efor sarf ettim.
Timin benden sonra en rütbeli olanı olan Emir'e çevirdiğimde yüzünü ne kadar ifadesiz tutsa da gözlerindeki mutluluk pırıltıları beni cidden üzmüştü. Her şey onlar içindi. Yakında umarım ne dediğimi anlarlar...
Kısa bir vedalaşma ve helallikten sonra apar topar taksiye bindim. Motorumu ve arabamı Şırnak' a gönderilecekdi.
Taksi şöförüne baktığımda, bunun bir kadın olduğunu görüp hiç bozuntuya vermedim.
"Ablacım, otogara gidicez."
"Tamadır, kızım."
Arabayla yaklaşık 45 dk. Süren bu yolculukta kırmızı ışığa yakalanmıştık. Hiç takmadım çünkü araba yolculuklarını severdim.
Tam kulaklıklarımı takacakken dışardan gelen sesle vaz geçtim.
"İşte sonra diyorlar ki neden trafik kazaları oluyor. Bunlar yüzünden. Bayan taksicimi olurmuş. Ablacım git otur evinde ya ne işin var senin trafikte cık cık..."
Ulan be şimdi senin ebeni bellemez miyim?
Nihanımın hesabı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAİMA HAZIR
LosoweÜsteğmen Tomris Börü... Yüzbaşı Erez Yılmaz... Bir doğu görevi ve iki kalbi yaralı asker... Kız acılarını unutmak için çıktığı bu yolda,beraber yaralarını saracağı biri olacağını bilemezdi...