36'

244K 11.9K 39.3K
                                    

şarkı önerisi: v, sweet night
(ben ekleyemedim ama siz dinlerseniz güzel olur)

Tavşanım.

Kızıl tavşanım.

Güzelim.

Bu kelimelerin hepsi bir kişiye işaretti benim için, söyleyince aklıma bir kişi gelirdi ve bir kişiye söylerdim o da Jeon Jungkook.

Güzel Jeon Jungkook.

Aklımı başımdan kalbimi bedenimden alan dünyalar güzeli Jeon Jungkook.

Mahvetmişti beni, mahvediyordu da. Gerek yaptıklarıyla gerek bir tanecik gülümsemesiyle çok güzel mahvetmişti beni. Deli gibi pişmandı, üzgündü, kırgındı. Hepsini görmüştüm. O kocaman, parlayan göz kürelerine bakıp tüm duygularını bütün çıplaklığıyla görmek ondan daha çok yakmıştı benim canımı.

Kendi dertlerimi unutup, canımın derdine düşmüştüm sonra.

Elimde değildi, kalbimle aklım ikiye bölünmüş gibiydi. Biri deli gibi kaçmak biri deli gibi Jungkook'a gitmek istiyordu. İkisinin ortasını bulduğumu sandığımda ise aklım ağır bastı, üzdüm onu. Onu üzünce kalbim ağır bastı dayanamadım, kendimi hiçe sayıp yanına gittim. Kendime de çok kızdım ama. Hatta o kadar kızdım ki dayanamayıp kendimi dövdürdüm. Ceza bildim bunu kendime ama Jungkook bunu öğrenince söyledikleriyle verdi asıl cezayı bana.

Jungkook, güzel Jungkook. Gecenin bir yarısına doğru yollarda midemdeki kamaşmalar, aptal bir heyecan, karıncalanan parmak uçlarım, dudaklarımdan silemediğim sırıtış ve elimdekilerle hızlı hızlı yürümemi sağlayan Jungkook.

Kendimle yaptığım hesaplaşma bitmişti. O beni kaybetme korkusu yaşamıştı, ben de onu. O çocuk bugün yanına geldiği için bitmemişti bu ama onun da etkisi yok diyemezdim. Sadece yorulmuştum.

Kokusunu rahatça ciğerlerime hapsetemediğim, tenini okşayamadığım, dudaklarını tadamadığım, galaksiyi içinde barından gözlerine bakamadığım ve daha birçok şey yapamadığım her günden çok yorulmuştum.

Şimdi ise dinlenmeye gidiyordum.

Az bir yolum kalmışken onun şimdi ne kadar heyecanlandığını düşündüm. Ya da yaptığı hazırlıkları. Eminim önce Hoseok dağıtmış mı diye evi inceler, sonra odasına bakar, en son kendince hazırlıklar yapar ve beni beklerdi. En son gittiğimde kapıyı açtığı an oluşan her bir ifadesini hatırlıyordum.

Gözleri kocaman olmuş, birbirine bastırdığı dudaklarıyla donup kalmıştı bana bakarken. Ellerini yumruk yapmış nefesini tutmuştu. Çok tatlıydı o an. Yine eminim, şimdi de aynısı olacaktı.

Girdiğim bahçe kapısını kapatıp derin bir nefes aldım, daha onu görmeden onun yollarında hızlanan kalbimle sakin olmaya çalıştım.

Birkaç adımda evin kapısına geldim, birkaç hafta önce şifreyi bana söylemesine rağmen yine de titreyen ellerimle kapıyı çalıp titrek bir nefes verdim ve kafamı eğip dudak içimi ısırarak elimdeki poşeti daha çok sıktım. Poşet önemliydi.

Açılan kapıylaysa bakışlarım hızla yukarı tırmandı, ben bir kez daha mahvoldum.

Mor geniş yakalı tişörtü ve güzel bacaklarını ortaya seren her zamanki siyah şortlarından biri vardı üzerinde. Kulaklarında parlayan iki küpeyi, sağ bileğindeki gümüş bilekliği çarptı gözüme. Ardındansa ona çok yakışan ortadan ayırdığı siyah saçları, daha öpmememe rağmen pembeleşen dudakları. 

bet for freak |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin