YASEMEN

377 66 54
                                    

Selammmm ....

Nasılsınız ? Ben çok koşturuyorum. Ev, iş, kurs çocuklar derken, zaman nasıl geçiyor anlamıyorum vallahi

Yüreğimdeki Rüzgar'ı yazmaya devam ediyorum ama toplu halde finalle atacağım onu benim için böylesi daha uygun olacak ...

Yasemen'i getirdim size ... Bir bölümlük kısa bir hikaye ...

Kursta bana bu hafta verilen ödevim bu ... bir hikaye yaz dediler bende oturdum kısa bir hikaye yazdım. Derine giremedim. Çünkü bu hikaye bile istenenden uzun oldu.

İyi midir kötümüdür bilmiyorum daha haftaya öğreneceğim bakalım onca insanın içinde okuyunca nasıl hissedecekler sevecekler mi ?

Sizde okuyun istedim. Siz beğenecekmisiniz bakalım...

Yorum ve oylarınızı eksik etmezseniz sevinirim ...

Sevgilerimle .. ♥️♥️♥️

💙💙💙💙💙💙💙💙

Çocukları bu sabah okula bıraktıktan sonra, arabama atlamış ve buraya gelmiştim. İyiki de gelmiştim. Deniz yine mavi ışıltıları ile tepesinde ona gülümseyen güneşe kur yapıyordu. Hava sıcaktı ama ben gölgede ve denizden gelen o serin meltemle bu manzarayı izliyordum. Birde kahve söylemiştim kendime, doğrusu keyfime diyecek yoktu.

Gelen bildirim sesi ile telefonuma baktım. Mesajı açtım.

Alim: Yeryüzündeki çiçeklerin en güzeli Yasemen'im ne yapıyormuş

Güldüm. Ali benim mutluluğumun mimarıydı. Onu seviyordum. Her zamanda sevmiştim. İçimdeki mutlulukla ona cevap yazdım.

Yasemen: Trilye'deyim. Çamlı Kahvede kahve içiyorum. Birazdan anneme geçeceğim. Keşke sende olsaydın, birlikte şu güzelliği izleseydik.

Alim: Afiyet bal şeker olsun. Bir hafta çocuklarıda alır beraber gideriz. Bende seninle olmak isterdim çiçeğim. Şimdi işe dönmem lazım. Mis kokundan öpüyorum.

Yasemen: Bende seni zülfikar bakışlarından öpüyorum.

Telefonu kapattım. Masaya koydum. Kahveme uzanıp, bir yudum aldım.

Yasemen nasıl kokar bilir misiniz? Çocukken, küçük tek katlı evimizin bahçe duvarlarının her köşesi yasemenle bezeliydi. Bahar geldi mi her sabah, annemin diktiği yasemenlerin kokusu bahçeyi sarar ve biz o çiçeklerin huzur verici rayihasında kahvaltı ederdik. Annem beyaz yasemenleri çok severdi. Onları beyaz narin ve masum bir geline benzetirdi. Benimde adımı annem koymuştu.

"Ne kadar narin olsan da, incinsen de  asla kokundan kaybetme Yasemenim"

Bu cümle benim ondan aldığım ilk öğüttü.

Yasemeni'ni çok incittiler anne ama ben kokumdan asla kaybetmedim.

Şu an keyifliydim ama bunu en çok ben haketmiştim. Bir oğlum vardı. Ve ben altı yıl önce, pırlanta gibi bir kız anneside oluvermiştim.

Doğduğum büyüdüğüm bu bereketli toprakların, geçmişte bana mezar olabileceği arada aklıma geldikçe, hala tüylerim ürperiyordu.

Trilye küçük bir köydü. Mavi ve temiz denizi, zeytinleri, zeytinyağı, kahvaltıları ile ünlü eski bir Rum köyüydü. Hala eski Rum evleri, kiliseleri tarihe meydan okurcasına ayakta duruyordu. Bir çok insan için huzuru bulduğu bir doğa harikasıydı.

YASEMEN ( bir bölümlük kısa hikaye) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin