İki beden de bitik bir halde dertleştiler maral bir ara serdar'ın yarasına baktı ve devam ettiler konuşmaya içmeyi uzun süre önce bırakmışlardı ama serdar hala üzgün dü maral hızlıca kalkıp serdar'ın da kalkmasını sağladı gün çoktan ağarmış güneş görsel bir şölen sunuyordu odasına gidip ceketini giydi misafir odasından serdar'ın ceketini aldı yüzüne doğru atıp hadi giy hemen acil işimiz var diyip geçti odasına cebine nakit para sıkıştırıp telefonunu da arka cebine koydu serdar da maral'ın bu haline alışık olduğu için ceketini giydi yarım şişeyi ve telefonunu aldı nasılsa izinliydi bir hafta boyunca tekrar oturup beklemeye başladı maralı maral'sa hızlıca gelip sigarasını aldı serdar'ın kolundan tutup çıkarttı hızlıca evden anahtarlık dan araba ve ev anahtarını alıp kendi de çıktı evden serdar'ın boşaltması lazım dı kendini yoksa yakın zamanda küçük çaplı bir kriz bekliyordu kapıda anahtarı kontağa takıp çalıştırdı arabasını yan taraftaki çocuğa bakıp iç çekti üzerine uzanıp taktı emniyet kemerini hızlıca çıktı otoparkdan sahile doğru sürüp yol kenarında çiçekçi de durdu büyük bir buket papatya aldı arka koltuğa koyup yola çıktı yine
serdar dikkatle izliyordu nabacak diye maralı hala anlamamıştı nabacaklarını maral ise kendinden emin bir şekilde hızlandıkça hızlandı serdar ise yola bakmadığı için sesini çıkartmıyor du yolu izlese maral'ın başına silahını bile dayaybilirdi ama maral'a başka çare bırakmamış tı başını serdara doğru çevirince gözlerini kapadığını fark etti boşta kalan elini kirli sakalına götürüp okşamaya başladı serdar ise uyku ile uyanıklık arasında dönerken maralı sakalları ile oynaması uyumasına tek engeldi o yüzden mırıldandı ama maral ısrar ile bırakmadı oynamayı en son araba da durunca serdar kapadığı gözlerini açtı herşeyin bittiği yere getirmiş ti canını bıraktığı yere geldiğini fark edince yalvaran bakışlar attı maral'a gitmek istediğini tüm vücudunun gerilmesi ile anladı maral ama artık yüzleşmesi gerekti iki yıldır erteliyor du zamanı gelmişti
- insene arabadan hadi özlemiştir seni
+ Maral gidelim hadi olmaz bugün değil
- özledin sende hadiArka koltuktan papatyaları alıp indi maral serdar da elindeki şişe ile bir çocuk gibi takip etti maralı burası serdar'ın kalkanlarının indiği gardını düşürdüğü bir çocuğa döndüğü tek yerdi burası sonuydu gülüşlerini hayata dair bütün güzel şeylerini gömdüğü tek yer di burası özlemiydi burası alamadığı nefesiydi serdar'ın burası yaşadığı hayattan nefret etme sebebiydi burası en sevdiği yerdi hem nasıl sevilmezdi gül bahçesi buradaydı burası Aleynaya ulaşabildiği tek yerdi hızlıca büyük bir Yudum aldı elindeki şişeden mezarın başına geldiklerinde bir Yudum daha ve bir Yudum daha bir sigara yaktı ikisi de maral gözünden düşen yaşı sildi hızlıca hayata dair bir umudunu bırakmıştı yeğeni ile o da buraya burası 3 kişinin daha mezarı olmuştu Aleyna hariç bir eliyle dünyadaki tek oksijen kaynağı parmakları arasındaki sigaraymış gibi dudaklarına götürürken sigarasını diğer eli ile çıkan otları topladı serdar ise ayakta izliyor du hayatının son noktasının yattığı yeri maral ise bakamıyor du serdar'ın yüzüne kendinde o cesareti topladığı zaman kalkıp dikildi önünde elindeki sigarayı yere atıp söndürdü serdar'ın kızaran gözlerine baktı esen rüzgara inat giydiği cekete sığındı sessizce izledi karşısında hiç çocukluk yaşamayan ve çocuğunu toprağa veren adamı gözlerinden yaşlar dökülüyor du sessizce canı yanıyor du ikisinin de ama serdar yemin etmişcesine sahip çıkıyordu akmaya direnen gözyaşlarına
- aglasana be adam yüreğin yokmu senin ağla bağır dök kır ama susma
+ Sus maral
- oğlum sen varya duygusuz birisin kızın öldü lan senin kızın yine böyle durdun iki yıl önce de karın seni suçladı gitti senden aglasana bunu yapamayacak kadar aciz misin sen
+ Maral yapma
- yıllarca tacize uğradın dayak yedin annen öldürüldü lan senin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoşçakal
Literatura KobiecaPlanlı bir terk edişti bu ruhumu alaşağı eden bir gidiş bu tek bir şey bırakmamıştı bana fotoğraflar dışında sevmemiş yeteri kadar demek beni veya ben sevememişim ki gitmiş...