Sabah alarm sesi ile zar zor gözlerimi açtım. Gözlerimin şiştiğini hissedebiliyorum. Yatak'ta dik konuma geldim elimi saçlarıma götürdüm buruk bir gülümseme takındım. Bu gün diğer üyeler ile tanışacaktım. Bir yandan mutlu iken bir yandan dün geceyi aklımdan çıkaramıyordum. Elime baktım kan durmuştu elime sardığım beyaz bez parçası kanın rengini almıştı. Dün gece baştan sağma bir şekilde hazırladığım çantayı köşeye koymuştum. Gidip çantamı düzenledim ve kapının kenarına koydum aşağı indim.
Minji çıkmış olmalı dün gece onu korkutmuş olmalıyım ama bu günden sonra yanında olamayacağım. Güne sağlam başlamam gerekiyordu bu yüzden kahvaltı yapmam gerekiyordu. Hiçbir şey olmamış gibi duruyorum ama öyle değil dün gece aklımdan çıkmıyor. Hala inanamıyorum. Kafamdaki düşüncelerini bir kenara bırakmam gerekiyordu. Düşünceler aklımda git gide büyüyordu buna engel olmam gerekiyordu bir an önce evden çıkıp bu düşüncelerden kurtulmam gerekiyordu. Kahvaltı fikrini bir kenara bırakıp üst kata çıktım ve ilk yardım çantası aradım. Bulmuştum elimdeki yarayı açtım kesikler derindi bir sargı bezi ile sardım ve çantamı son olarak kontrol ettim şarkı sözleri hala yanımdaydı. Onlarında çantama kattım ve üzerimi giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz benim kararsızlığıma alıştınız dimi. Yine seçemedim...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giyindim ve çantamı alıp evden ayrıldım. Metrobüs'e doğru ilerledim ve yarım saat sonra Seul'deyim.
Metrobüs'den indim ve şirkete doğru yürümeye başladım. Etrafıma baktığımda sanki bütün herkes bana bakıyor gibi bir his vardı içimde ve bu biraz rahatsız edici. Umursamadım ve şirkete ilerledim içeri girdim ve çalışanlara selam verip. Bang shi hyuk'ın nerde olduğunu sordum. Odasında olduğunu öğrendim ve üst kata ilerledim odasının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. "Gel" sözünü duyunca kapıyı açıp içeri girdim ve kapıyı tekrar kapattım. Selam verdim.
Samgkook: Günaydın efendim.
Bang: Günaydın Samgkook. Otur.
Tamam anlamında kafamı salladım ve koltuğa oturdum.
