Bir Anne

18 0 0
                                    

Eire Abu Cemiyeti'nin sekreter yardımcısı Mr Holohanneredeyse bir aydır Dublin sokaklarını bir aşağı bir yukarıarşınlıyor, cepleri ve elleri birtakım pis kâğıt parçalarıyla doluolmak üzere, konserler dizisini düzenlemeye çalışıyordu. Birayağı sakat olduğu için arkadaşlar Aksak Holohan derlerdi.Durmadan geziniyor, köşe başlarında saatlerce dikilip birşeyler tartışıyor, notlar alıyordu; ama sonunda her şeyidüzenleyen Mrs Kearney oldu.

Miss Devlin, inadından Mrs Kearney olmuştu. Yüksektabakadan bir rahibe okulunda okumuş, Fransızca ve müziköğrenmişti. Doğuştan beyaz tenli, dik duruşlu olduğu içinokulda pek fazla arkadaş edinmemişti. Evlenme çağmageldiğinde ailece ev ev gezdiler ve gittikleri yerde piyanoçalışı, fildişini andırır havası çok hayranlık uyandırdı.Başarılarının serin çemberi içinde oturuyor, bir isteklininkahramanlık ederek ortaya çıkmasını ve ona pırıl pırıl birhayat sunmasını bekliyordu. Ama tanıştığı gençler sıradaninsanlardı, onun için de yüreklendirmiyordu onları; romantikisteklerini gizlice ve bol bol Türk lokumu yiyerek yatıştırdı.Gelgelelim, sınıra yaklaşıp arkadaşları da dillerini serbestbırakınca, Ormond rıhtımında ayakkabı imalatçılığı yapan MrKearney ile evlenerek herkesi susturdu.

Adam ondan çok büyüktü. Kocaman kumral sakalınıniçlerinde ara sıra cereyan eden bir sohbeti vardı. Evliliklerininbirinci yılı tamamlandığında, Mrs Kearney böyle bir adamınromantik bir kişiden daha dayanıklı çıkacağını kavramıştı;ama kendi romantik düşüncelerini de hiçbir zaman eldençıkarmadı. Aklı başında, tutumlu, dindar bir adamdı; bütün ilkcumalarda kiliseye gidiyordu; bazan onunla birlikte, amagenellikle yalnız başına. Ama karısı da dini bütünlükten hiçvazgeçmedi ve ona iyi bir eş oldu. Yabancı evde bir davetegitseler karısı kaşını şu kadarcık oynatsa adam hemen kalkıpvedalaşmaya başlar, onu da öksürük tutunca kuştüyü yorganıdizlerine örter, kuvvetli bir rom punçu hazırlardı. Adam kendihesabına örnek bir babaydı. Şirketin birine her hafta küçüködemeler yaparak, iki kızma da, yirmi dört yaşınageldiklerinde; yüzer sterlinlik birer çeyiz biriktirmişti. Büyükkızı Kathleen'i bir rahibe okuluna gönderdi -o da oradaFransızca ve müzik öğrendi- sonra da Akademiye gönderiptaksitleri ödedi. Her yıl temmuz ayında Mrs Kearney birdostuna,"Bizimki birkaç haftalığına Skerries'e gönderiyorbizi," deme fırsatını bulurdu. 

Skerries değilse Howth veya Greystones olurdu.

İrlandalılığın canlandırılması hissedilmeye başladığında,Mrs Kearney kızının adının avantajını kullanmaya karar verdive eve İrlandalı bir öğretmen getirtti. Kathleen'le kardeşiarkadaşlarına İrlanda kartpostalları gönderdiler, arkadaşları daonlara başka İrlanda kartpostallarıyla cevap verdi. Bazı özelPazar günlerinde de, Mr Kearney katedrale ailesiyle birliktegittiğinde, ayin sonrasında Katedral sokağının köşesindetoplanan insanlar neredeyse bir kalabalık oluştururdu. Hepside Kearney'lerin dostuydu - ya müzik dolayısıyla ya daMilliyetçi arkadaşlar; ve bütün karşılıklı dedikodularbittiğinde, hep birden el sıkışır, bir yandan da her yöndenbirbirlerine uzanan bu kadar elin karışıklığına gülüşür, İrlandadilinde vedalaşırlardı. Çok geçmeden Miss KathleenKearney'in adı herkesin ağzından işitilir oldu. Müzikte çokiyi olduğu ve pek hoş bir kız olduğu ve, üstelik, dil davasınainananlardan olduğu söyleniyordu. Mrs Kearney de budurumdan hoşnuttu. Onun için, günün birinde Mr Holohangelip üyesi olduğu Cemiyetin Eski Konser Salonunda verdiğidört konserlik dizide kızının piyanoyla eşlik etmesiniönerdiğinde hiç şaşırmadı. Onu misafir odasına alıp oturttu,içki sürahisiyle bisküvi kutusunu çıkarttı. Olanca yüreği vevarlığıyla daldı girişimin ayrıntılarına, öğütler verdi,vazgeçirdi: sonunda, Kathleen'in dört büyük konserde eşliketme hizmetlerine karşılık sekiz sterlin alacağı bir sözleşmeortaya çıktı. 

Mr Holohan davetiyelere yazılacak sözler ya da programınparçalarının sıraya sokulması gibi ince işlerde bayağı acemiolduğu için, Mrs Kearney ona yardım etti. Neyin nasılyapılacağını biliyordu. Hangi artist'lerin büyük harfle, hangiartist'lerin küçük harfle yazılması gerektiğini biliyordu.Birinci tenorun, Mr Meade'in komik numarasından sonraçıkmak istemeyeceğini biliyordu. Seyirciyi sürekli ilgilitutmak için, başarısından şüphe duyulan gösterileri sevilenparçaların arasına kaydırıyordu. Mr Holohan her gün gelip birkonuda fikrini sormaya başladı. O her seferinde dostça öğütveriyordu - çok yakın biri gibi, aslında.

DublinlilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin