KISIM 2

72 2 0
                                    

  Aradan geçen bir haftanın ardından o günü tekrar tekrar düşündüm. Hiçbir sonuca ulaşamadım. Annem tam dört saat sonra eve geldi ama kapıyı çalan annemdi bundan eminim. O sesi unutmam. Rahminde yaşadığım dokuz ay boyunca duyduğum sesi nasıl unutabilirim. Eve gelir gelmez sınavım için çalışmaya başladım. İkinci vizeler final öncesi muaf olabilmek için son şanstı. Yaptığım hiçbir şeyden zevk almıyorken ders çalışmak çok boş geliyordu. Tek yapmak istediğim saatlerce yürüyüp o gün neler olduğunu bulabilmekti. Elimden gelen ise günlük hayatıma devam etmekti. Bugün sıradan bir gün gibi geliyor olasa da hayatımın dönüm noktası olacaktı.
Evet...
            Başladığım her başlangıcı bir son her sonu bir başlangıç olarak görüyorum. Geçen hafta olanları birisiyle paylaşmalıyım diye düşündüm. Telefonumu elime aldığım gibi Ozan'ı aradım.

      -"Nerelerdesin?" Telefonda konuşmayı ikimizde sevmezdik. Her konuşmamız kısa ve öz olurdu.

      -"Bir saat sonra cafeye gel." Telefonu kapattım. İstediğim olmuştu. Olan şeyleri Ozandan başka kimsenin anlayabileceğini düşünmüyordum. Gerçi Ozan'ın farkı neydi? Neden o anlayacaktı. Bir saatim vardı. Üstümdekileri değiştirip duş alabilecek zamanı kendime yaratmam gerekiyordu. Beklemekten nefret eden bir insanı bekletmdk ve üstüne geçen hafta olanları anlatıp yardım etmesini dilemek saçmalık olurdu. Ozan kendi bildiklerinden şaşmayan,kendisine göre doğruları olan, bir yanlış gördüğünde onu suratınıza vurabilen bir insandır. Benim en yakın arkadaşım ve sırdaşım. Bakalım bu sefer olanlar hakkında ne diyecekti. Duştan çıktığımda buluşma saatine yirmi dakika vardı. Neyse ki cafenin çok yakınında oturuyordum. Metro ile sekiz dakikada orada olabiliyordum. Konuşmaya nasıl başlayacağımı yolda düşünmem gerekecekti. Pek güzel bir başlangıç olmasada kafamda bu başlangıcı olabildiğince güzelleştirmeliydim. Saçlarımı kurulamak için aynanın karşısına geçtiğimde kendime baktım. Gözlerimin içine odaklanmaya başladığım anda ''Hoşgeldin'' diyen bir ses duydum. Ses ilk başlarda çok boğuk gelirken tekrarlanan hoşgeldinler daha da netleşiyordu. Ses netleştikçe gözbebeklerimde ki büyüme arttı. Gözlerim tamamen siyah olduğunda kendimle konuşmaya çalıştığımı farkettim.Derinlerden,uzaktan sesleniyordum. ''Hoşgeldin''... Ne demem gerekiyordu? Hoşbuldum falan mı? Hoşbuldum desem ne olacaktı?  İşte o zaman anladım yalnız kaldığımda bile yalnız olmadığımı içimde yaşayan bir ben vardı. O an ne yaptığımı bilemeden saçlarımın ıslaklığı ile kendimi sokağa attım. Her zaman yaptığım gibi metroya binmem gerekirken cafeye yürümeye karar verdim.Ozan benim en yakın arkadaşımdı elbet bekleyecekti. Çünkü sesimden kötü bir şeyler olduğunun farkına varmıştı. 

            Cafeye vardığımda Ozan'ı elinde kahvesiyle sigarasını içerken buldum. Etrafa bakmadan sokağın girişine boş bakışlarla bakıyor ve anlamsızca sol ayağını sallıyordu. Yavaş yavaş sinirlenmişti. İlk olarak onu sakinleştirmeli daha sonra anlatacağım konuyu anlatmalıydım.       

    -''Dostum, nasılsın?'' Ozan ile görüşmeyeli yaklaşık olarak on gün olmuştu. Eskiden neredeyse her gün buluşup laflardık. Eski günler ve eski günlerden doğan ucubelikler. Kendi geleceğimizide herkes gibi geçmişe bağlayarak kör ediyorduk. Ozan ile tek ortak noktamız düşünme biçimimiz olsa gerek diye düşünüyorum. Karşınızda oturan insan hiçbir davranışa normal karşılık vermeyen ortada gülünecek bir şey yokken kahkahalarla boğulan ve hiçbir şey olmadığında ağlamak istiyorsa çılgınlar gibi ağlayabilen bir insan. Onunla her buluşmamdan sonra kendime hakim olabilmek için saatlerce kendimi düşünüyorum. Sanki bir ruh emici edasıyla karşımda oturuyor ve benim bütün mutluluğumu içine çekiyor. Şimdi sıra bende emilmesi gereken bir ruh varsa artık bu Ozan'ın ruhudur.Kafamda kurguladığım gibi konuşmaya başlamak için hamlemi yaptım. 

 -'' Yalnız olduğunu bildiğin halde  yalnız olmadığını hissettiğin oldu mu ?Etrafında bir sürü tanıdığın insan var ama aslında yoklar. Sen hariç kimse onları göremiyor,duyamıyor ve konuşamıyor ama sen istediğin her şeyi yapabiliyorsun. Çünkü onların gerçek olduklarını hissediyorsun.''

SAKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin