Sabah uyanmamla birlikte kahvemi alıp balkona çıkar, her sabah çiçekli bisikleti ve kendi yetiştirdiği mis gibi kokan bir sepet çilekle evime gelen pembe etekli çocuğu beklerdim. Beni gördüğünde içimi ısıtan gülümsemesiyle bana el sallar, ardından yaşadığım apartmanın 5. katına gelerek kapıyı çalardı. Kapıyı açıp yanağıma ufak bir öpücük kondurup balkondaki masaya geçerdik ve birer fincan kahve eşliğinde çileklerden yer, sohbet ederdik.
Peki kimdi bu ölesiye sevdiğim çocuk? Nasıl başladı her şey?
Min Yoongi'nin lisede yanıma gelip bana kendi yetiştirdiği çileklerden getirmesiyle başladı.
15 sene önce*
Çalan alarmım yüzünden uykulu gözlerimle yataktan kalkıp gözlerimi ovuşturdum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü değiştirip mutfağa geçtim ve kahvemi hazırlayıp termosa koydum ve gerekli şeyleri alıp evden çıktım. Okula olan yol yarım saatti ve servis için yetecek kadar param da yoktu bu yüzden erken kalkıp okula gitmem gerekliydi. Fakat dün sabah beşe kadar uyuyamadığım için sadece iki saat uyuyabilmiştim bu yüzden daha geç kalkmıştım. Kulaklığımı ve telefonumu çıkarıp bir şarkı açtım ve kulaklığımı kulağııma takarak yürümeye devam ettim.
Okula geldiğimde bugünki dersliğe gittim, Jimin sıraya oturmuş beni bekliyordu. Ona gülümseyip yanına oturdum
TH: Erken gelmişsin?
JM: Evde yapacak bir şey olmadığından, sen neden geç geldin?
TH: Dün uyuyamadım.
Jimin anlayışla başını sallayıp önüne döndü bende telefonumla ilgilenmeye başladım. Ders bittiğinde kahvemi alıp Jimin'le bahçeye çıktık ve yürümeye başladık. Jimin kantine gideceğini söyleyip yanımdan ayrıldığında bir banka oturup etrafı izlemeye başladım. Bir anda arkamdan tanımadığım biri gözlerimi kapatmıştı, fakat elleri Jimin'in elleri gibi değildi, uzun ve damarlıydı. Kendisinden hafif bir şeker parfümü kokusu geliyordu, heyecanı da kulağıma gelen kalp atışlarından belli oluyordu. Sakinliğimi koruyarak bekledim, en sonunda sıkılıp önüme geçmişti. Pembe bir eteği ve düz beyaz bir sweati vardı, şeker pembesi ayakkabıları da çok hoş duruyordu çünkü bir erkeğe göre çok iyi bir fiziği vardı. Kolunda içinde ne olduğunu anlamadığım hasır bir sepet vardı. Bembeyaz bir ten rengine ve siyah, derin gözlere sahipti. Biraz daha onu süzdükten sonra utandı ve heyecanla konuşmaya başladı.
YG: Selam, ben Yoongi, sınıfınıza yeni geldim ve senin de sınıfımda olduğunu duydum bu yüzden tanışmak istedim, sorun olur mu?
Gülümseyerek ayağa kalktım ve ona karşılık verdim.
TH: Memnun oldum Yoongi, ben Taehyung.
YG: Ah, ismin çok güzel!
TH: Teşekkür ederim.
Bana yaklaşarak elindeki sepeti bana verdi ve bana baktı.
YG: Çilek sever misin?
Sepeti elime tutuşturdu ve;
YG: Hepsini kendim yetiştirdim, umarım seversin. Görüşürüz Taehyung!
Dedi ve ben daha ne olduğunu anlayamadan birden koşarak uzaklaştı. Elimdeki sepetten bir çilek alıp tadına baktım, gerçekten çok tazelerdi. Fakat nerden çıktı bir anda bu çocuk?
Bölüm sonuu görüşürüzz~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pink Skirt | Taegi
FanfictionSabah uyanmamla birlikte kahvemi alıp balkona çıkar, her sabah çiçekli bisikleti ve kendi yetiştirdiği mis gibi kokan bir sepet çilekle evime gelen pembe etekli çocuğu beklerdim. Beni gördüğünde içimi ısıtan gülümsemesiyle bana el sallar, ardından y...