Dabi sinirle dudaklarını ısırıyordu. Bu herif harbi sinirini bozuyordu.
Olay tam olarak şuydu ki Shigaraki Dabi'nin gerçek adını öğrenmek istemişti.
-Birliğimde olan birinin en azından gerçek adını öğrenmek istiyorum, merak etme Japon ID kartına falan ihtiyacım yok. Sadece adını ve soy adını versen yeterli.
Dabi homurdandı. Dabi adı ne sikime yetmiyordu onlara? Dabi birliğe hiç mi hiç güvenmiyordu. Manyak bir vampir kız, sihirbaz ya da hokkabaz her ne boksa ondan olan bir adam ve kertenkele yüzünden hayvanat bahçesine benzeyen bir Ligdi burası. Saçma sapan bir sirke benziyordu ve daha da kötüsü herkes çatlaktı, sirk ve hayvanat bahçesinden önce hasta bakıcısız bir tımarhaneydi bu Lig. Hepsi sıyırmıştı, gerçek adını kahramanlara yanlışlıkla ya da bilerek söyleyebilirlerdi. Hem, Dabi isteğini gerçekleştirdikten sonra Ligden ayrılacaktı. Bu Lig onun ününü arttıracak ve istediği yolda onu yükseltecekti, amacına ulaşınca da Ligi bırakıp bir yerde güzelce kıvrılıp uyuyacaktı. Ölüm uykusu.
-Ah patron, adımı öğrenmek için biraz daha uğraşman gerekecek gibi. Bu yakışıklının adını isteyen çok fazla, sırana gir.
Dabi böyle konuşmadan duramazdı. İlk bara adımını attığından beri dikkatini çekmişti ki patron kolay sinirlenebilen bir ergene benziyordu. Boyunun kısa olması onu tam küçük bir çocuğa benzetiyordu.
Shigaraki sinirle kırmızı gözlerini kıstı. Bu adam egonun vücut bulmuş haliydi ve tanrı aşkına vücudunun yarısının mor olduğunun farkında değil miydi de böyle konuşuyordu? Shigaraki onu özgünlüğü ile çürütmek istedi. Dabi çok kaşınıyordu ama bu Dabiydi işte. Alışmak zorundaydı, orda ki en aklı başında olan kişilerden biriydi, genelde dalga geçse de ciddi olması gerektiği yerleri biliyor gibiydi. Dabi bir ateş kullanıcısıydı ancak ateşi normal bir ateş değildi. Mavi alevler. Özgünlüğü mavi alevlerdi ve kullanmasını gerçekten iyi biliyordu. Özgünlüğünü kullanırken görme şansını bir kaç kere bulmuştu her ne kadar onlar Lig'e daha yeni katılmış olsa da kullanması gerektiği yerler olmuştu.
Shigaraki adını neden inatla söylemiyor olduğunu anlamıyordu, ilk başta onun ajan olabileceğini düşündü. Ancak bu olasılığı Giran ile paylaşınca Giran onu 16-17 yaşlarından itibaren tanıdığını ve kahramanlardan nefret ettiğine dair garanti vermişti. Giran büyük bir olasılıkla gerçek adını biliyordu ancak gerçek adını Dabi den alamıyorsa ondan hiç alamazdı. Giran, kötülerin hiç birine ihanet etmez ve hepsi ile arasını iyi tutmaya çalışırdı. Belli ki Giran yıllardır Dabi ile tanışıyordu ve bu bağı sarsmak istemezdi. İkisinin de geçmişte birbirlerine yardımı dokunmuştu belki ama bu Shigaraki'nin ilgilendiği kısım değildi. Giran ile tanışma hikayeleri şu kadarcık umrunda değildi.
Bu. Siktiğinin. Dabisinin. Gerçek. Adı. Neydi.
Nuh deyip peygamber demeyen bu sinir bozmaya meyilli gıcık şahsın adını öğrenmek Shigaraki için önemliydi ancak böyle susup cevap vermeyerek Dabiyi keyiflendiriyordu. Keyiflenmemeliydi.
-A ha ha. Yürüyen mor yamalı bir poşete göre çok iddialısın. Hadi biraz bana karşı centilmen ol ve en azından adını söyle, benim gibi birini sırada bekletecek değilsin.
Bu şekilde konuşmaktan mı anlıyordu? Pekala, Shigaraki onun anlamasını sağlayacaktı. Küçük bok. Özgünlüğü iyi olmasa ve bu yolda bir inancı olmasaydı Shigaraki onun götüne tekmeyi koyardı.
Dabi yaslandığı duvardan Shigaraki'nin turkuaz olduğuna karar verdiği gözlerini çevirdi ve gülmeye başladı. Kısa sürdü ama tam bir şerefsiz gülüşüydü, sanki bir porno filminde ki şerefsiz ana erkek karakteri canlandırıyordu.
-Bana poşet diyen kişi bari yakışıklı olsa, ha? Üzgünüm patron, boşuna uğraşma senin bu çocukça konuşma tarzını dinleyecek havamda değilim. İsmimi mi öğrenmek istiyorsun? Dabi. Bu kadar. Şimdi izninle bu gün çok fazla barda kaldım ve bir sürü bebekle aynı yerde kalmak beni yordu. Evime gidiyorum, bir eylem veya herhangi bir şey olursa telefon numaram var. Bay bay patron. Bir ara aynaya bak lütfen!
Ne?
O mu çocukça davranıyordu?
Onun yaptığını taklit etmişti sadece ama bu piç nasıl üste çıkmayı başarmıştı?
-Hey! Bekle, gidebileceğini söylemedim!
Dabi çoktan yırtık ceketini alıp bardan çıkmıştı.
Neden bu pislik patronuna karşı sinir bozucu bir şekilde davranıyordu? Shigaraki ona patronun kim olduğunu hatırlatmak için ne yapmalıydı? Belki bir yerlerini toz edebilirdi, evet.
Güzel fikir.
-Awww, Dabi gitti mi? Adını söylememek için neden bu kadar ısrar ediyor anlamıyorum açıkçası. Hey patron, senin için onu kanını bayıltana kadar alabilirim!
Shigaraki'nin Toga ile uğraşacak vakti yoktu ama böyle davranmaya devam ederse neden olmasındı?
◆◇◆◇◆◇◆◇➷◆◇◆◇◆◇◆◇
Selammm
Bölüm sonunda yazılar yazmayı çok seviyorum.
Aslında Rei ve Enji kitabı için yeni bölüm atacaktım ama içimden buna yazmak geldi, ona şimdi yazsam bile bir iki gün sonra yb gelirdi.
Bu konuşma tarzı hiç benlik değil sanırım bilmiyorum pek küfür kullanan biri değilim bence ama bunların kullanmasını istiyorum.
Gelecek bölüm için heyecanlanıyorum kafamda çok güzel şeyler kurdum çok hoşuma gitti umarım yazarım yakında.
Görüşürüz, kendinize iyi bakınn♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|All For One|Dabi×Shigaraki|BNHA|Fanfiction
FanfictionKötüler Birliğine üye olan Dabi o lanet bara her girdiğinde Shigaraki kırmızı gözleri ile onu kesiyordu. Dabi bununla çok eğleneceğe benziyordu. Tabii kendini biraz kaptırmıştı ve pek şikayetçi değildi. Dabi bu eğlence'nin hayatının sonuna dek devam...