hope not ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ

four

jeongguk: yine yaptın yapacağını değil mi?

jeongguk: sana inanamıyorum Chaeyoung.

rosiechae: ah, sana da günaydın Jeongguk.

rosiechae: dediğin şeyleri anlamadım ama bir şey yapmışım sanırım.

jeongguk: bilmiyormuş gibi yapma.

jeongguk: Mirein bile bana mesaj attı.

rosiechae: öyle mi?

rosiechae: ben bu saatlerde Tzuyu atar sanıyordum.

jeongguk: o da yazdı.

jeongguk: ben bütün bu kızlarla uğraşmak zorunda mıyım? Rahat bıraksana beni.

jeongguk: numaramı escort numarası ettiniz, her saat başka biri yazıyor.

rosiechae: seninle birlikte olmayı isteyen onca kız varken, biriyle bile olsun konuşmalısın Jungkook.

rosiechae: senin mutlu olduğunu, bir kez olsun gerçekten gülümsediğini görmeden pes etmeyeceğim.

jeongguk: pes etsen iyi olur.

jeongguk: çünkü hiçbiriyle konuşmayacağım.

jeongguk: ki samimiyetine zerre inanmıyorum. Eğer hislerinde samimi olsan, üzüleceğimi, mahvolacağımı bile bile beni bırakmazdın.

jeongguk: binbir parçaya ayırdığın bir insanı tekrar birleştirebileceğini mi sanıyorsun?

rosiechae: Mirein'e cevap vermelisin.

jeongguk: buna ben karar veririm.

rosiechae: bir kez olsun güven bana Jeongguk.

rosiechae: ona mesaj atmamıştım.

rosiechae: kendi isteğiyle, senden hoşlandığı için yazdı büyük ihtimalle.

rosiechae: söz veriyorum, sen mutlu olduğunda hayatından çıkacağım.

jeongguk: her zaman yaptığın gibi kaçacaksın yani.

jeongguk: yaşadığımız onca anıyı unutup bana sevgili aradığına inanmak istemiyorum.

jeongguk: bu kadar duygusuz olamazsın, değil mi?

jeongguk: ben özür dilesen affedecek kıvamdayken, kendin gelmek yerine bir başkasını kollarıma atmana inanmak istemiyorum Chaeyoung.

jeongguk: bu kadar düşme, lütfen.