Kar Küresi-1

13 2 0
                                    

   Her zamanki gibi tüm günümün en büyük kabusu olan alarm sesini çok net bir şekilde duyabiliyordum.Ama gece o kadar geç yatmıştım ki elimi uzatıp alarmı kapatarak uykuma devam etme fikri pek de doğru gelmesede yaptım.Kendimi 5 dakika daha 5 dakika diye avuturken telefonumun sesiyle uyandım.Zar zor uzanarak aldığım telefona kısık gözlerimle bakarken Mert'in aradığını görünce ayaklandım ve boğazımı temizleyip telefonu açtım.
"Efendim Mert?"
"Nerede kaldın Zeynep?Yarım saattir kapının önünde seni bekliyorum.Hala hazırlanmadın mı?"Mert titreyen sesiyle konuşurken anlamıştım çok üşüdüğünü ve telefonu kapatım koşarak kapıya yöneldim.
"Günaydın!"
"Günaydın güzelim!"
"Kusura bakma uyuya kalmışım.Keşke söyleseydin akşam geleceğini üşümüşsün ya."
"Dondum vallahi ama kapının açılmasıyla güneşim doğdu ve tüm buzlarım eridi."Mert'in bu sözü kalbime çok hoş bir şekilde dokunmuştu.
"Ee şey sen içeri geç ben sana bi kahve yapayım o sırada sen içerken bende hazırlanayım."
"Zeynep bence yeterince geç kaldık güzelim.Saatin farkında değilsin galiba.Sen koş hazırlan ben hemen ikimize kahve yapayım içip hemen çıkarız."
"Aa evet doğru o zaman ben hazırlanayım hemen."Ben bunu derken koşarak odama çıktım ve üniformamı giyinip mutfağa indim.Mutfağın kapısından girerken Mert'in parfümünün ve kahvenin havadaki karışmış kokusu adeta büyülemişti beni.
"Al güzelim şekersiz ve sütsüz."Mert gülümseyerek kahvemi bana uzatırken yanağıma çok tatlı bir buse bıraktı.
"Teşekkürler."Bunu söylerken Mert'in yeşil gözleri ile bana sevgi dolu bir şekilde baktığını farkettim ve açıkcası biraz çekindim.
"Eee şey okula yetişmek istiyorsan bana öyle bakma yoksa okuldan önce hastaneye uğramak zorunda kalacağız sanırım."Mert bu sözümün üzerine gülümseyerek gözlerini devirdi ve tatlı bir eda bıraktı.
"Peki."
Okula o kadar çok geç kalmıştım ki annemden eve gelince azar işiteceğim düşüncesi aklıma girince kahvemi acele acele içmeye başladım.
"Sakin ol güzelim yanacaksın."Mert böyle derken bir yandan da gülüyordu.
"Mert bir an önce gitmeliyiz yoksa annem akşam öğrenince azarlayacak ve gülmeyi kes lütfen."Ona çatık kaşlarımla bakarken bir anda ciddileşti ve omuzlarını silkti.
"Peki tamam o zaman çantanı al çıkalım."
Koşarak çantamı aldım ve çıktık.Gece boyunca hiç kesmeyen kar hala devam ediyordu.Yüzümü gökyüzüne çevirip gözlerimi kapatarak derin bir iç çektim.Gözlerimi açtığımda Mert'in bana hayran hayran baktığını farkettim.
"Ne oldu?"Mert sorumu duymamış gibi hala bana bakıyordu.
"Mert duyuyor musun beni?"
"E-evet duyuyorum güzelim."
"Bir şey söyleyeyim mi?"Merakla gözlerime bakan Mert başını eğdi.
"Tabi sevgilim seni dinliyorum."
"Barış ve Demir çok belli etmiyorlar ama dünden dolayı bize baya kırıldılar."
"Evet ya.Ama mecbur kaldık.Annen bilse durumumuzu seni benden uzaklaştırırlar biliyorsun."
"Biliyorum ama dün Barış ve Demir'in en mutlu günlerinden biriydi.Bence çıkışta bir kutlama daha yapmalıyız böylece dünü bir nebze olsa da telafi etmiş oluruz.Ne dersin?"
"Olur tabi.Sen nasıl istersen öyle olsun güzelim."
(Aslında ailem sevgilim olmasına tepki göstermezdiler ama Mert ile olan ilişkimi ailemden saklama sebebim ikimizin ailesi arasında ki düşmanlıktı.Evet maalesef ki ailelerimiz birbirine düşman.Biz daha çok küçüktük Mert ile.Bundan 12 yıl öncesiydi.Bizim Mert ile evlerimiz yan yanaydı.Ailelerimiz de çok samimiydi ayrıca.Ben o zamanlar annem ve üvey babamla yaşıyordum.Öz babam ile annem ben bebekken ayrılmışlardı ve babam yurt dışında olduğu için yılda en fazla iki kez falan görebiliyordum onu.Aslında her şey çok güzeldi.Hem ailelerimiz hemde ben ve Mert o zamanlar çok iyi arkadaştık.Her şey o gün işte o gün mahvolmuştu."Hangi gün?" dediğinizi duyar gibiyim.Üvey babamın Mert'in babasını iflasa sürüklediği zaman.Üvey babam çok başarılı bir iş adamıydı.Mert'in babası İlyas Amcada öyle olmalı ki çok kolay bir şekilde toparladı ama üvey babamın dostum dediği kişiye böyle bir şey yapması hiç doğru değildi.O günden itibaren ailelerimiz birbiriyle konuşmuyorlar.Ama biz Mert ile asla bağımızı koparmadık ve bir şekilde aynı liseye gitmeyi becerdik.Aslında şu an annemle yaşıyorum sadece üvey babamla 2 yıl önce ayrıldılar.Ayrıca annem ilişkimizi bilse bir tepki göstermez ama annem öğrenirse üvey babamın öğrenme olasılığı çok yüksek ve üvey babamın emeği bende çok fazla onunla aramın bozulması bana çok koyardı.Eskiden kötü şeyler geçirmiş olabilirim ama şu an çok mutluyum.Çok sevdiğim bir sevgilim ve kardeşim dediğim dostlarım Barış ve Demir var.Barış ve Demir ile lisede tanıştık ve ilk günden itibaren çok yakın arkadaşız.Barış ve Demir kardeşler ve kardeş olmalarına rağmen bazen çok iyi anlaşıyorlar.Dün onların doğum günüydü ve annem benim odamı toplarken Mert ile fotoğrafımı görünce hemen beni aradı olanları anlatıp hemen eve dönmem gerektiğini söyledi.O yüzden bizimkilerin partisinden apar topar eve dönmek zorunda kalmıştım.Neyse ki annem Mert'i yıllardır görmediği için fotoğraftakininde Mert olduğunu anlamamıştı.Bir şekilde arkadaşım falan konuyu kapatabilmiştim.Neyse artık şimdi ki zamana geri dönelim.)
Mert ile kol kola yürürken yanımızda bir araba durdu.Arabanın siyah filmli camı indiğinde meraklı yüz ifademiz kayboldu ve yerini bir gülümseme aldı.
"Millet bu soğukta romantizm olmaz ama aaa hadi atlayın bakalım."Demir yine güler yüzüyle sabah sabah yüzümüzede tebessüme yol açmıştı.
Arabaya binerken Mert bir adımda önüme geçerek kapımı açtı.
"Teşekkürler."
"Rica ederim."Gülümseyerek ardımdan o da yanıma oturdu ve beni kolunun altına aldı.Ben de kafamı onun sıcacık göğsüne bıraktım. O sırada dikiz aynasında bize bakan Barış ve Demir'in babası Coşkun Amca bize bakarak güldü.
"Günaydın gençler."Coşkun Amca o kadar neşeliydi ki benimde içimi sebepsizce bir neşe kapladı.Mert'de öyle olmalı ki o da çok içten gülerek yanıt verdi.
"Günaydın."dedim gülerek.
"Günaydın Coşkun Amca."Mert o kadar içten gülerek söylediki gülüşünde kayboldum resmen.
"Zeynep sen Mert'in yanında hep bizi unutuyorsun olmuyor böyle ama biz de bir çocuğuz ve ilgi isteriz ama."Hepimiz kahkaha atarken Barış gözlerini devirerek bir gülümseme bıraktı Demir'in esprisine.
"Bir şeyin mi var Barış?"Barış biraz yüzüme baktıktan sonra dudaklarını araladı.Tam konuşacakken Demir girdi araya.
"Sabah zamanında kalkmayınca kafasından aşağı bir sürahi su döküldü ondandır."Hepimiz bir anda hem şaşırmıştık hem de gülüyorduk.Barış gözlerini devirerek sinirli sinirli baktı Demir'e.
Dakikalar sonra okula gelmiştik.Arabadan inince Mert elimi tuttu ve bana bakarak bi tebessüm bıraktı.Okulun kapısının içinden girerken alt sınıflardan bir öğrenci geldi yanıma ve acil müdürün yanına gitmem gerektiğini söyledi.Mert bana ne oldu dercesine baktı.
"Ne oldu bilmiyorum.Sen sınıfta bekle ben işim bitince gelirim yanına."
"Tamam."Mert yavaşça eğildi ve yanağıma bir öpücük kondurup gitti.Bende telaşlı bir şekilde müdürün odasına doğru yürümeye başladım.Normalde müdürün odasına yılda bir kere falan giderdim.Yani öyle çok sorunlu bir öğrenci değildim.Odaya yaklaştıkça o kadar tedirgin oldum ki okulda bulunduğum 3 yılı göz ününden falan geçirdim.
 

Merhaba arkadaşlar!İlk bölümdü ve çok heyecanlı bir o kadarda tedirgin bir şekilde yazdım.Umarım beğenirsiniz.İlk bölüm ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum çünkü benim için çok önemli sizin düşünceleriniz.Devamı en kısa zamanda gelecek.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kar KüresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin