Mark Lee Kanada doğumlu bir çocuktu.
Yunanistan'a olan aşkı ve resim yapma tutkusu onu Atina'ya sürüklediğinde ise 17 yaşındaydı.
Başta çok korkmuştu tek başına olmaktan, başaramayacak gibi gelmişti.
Ama Mark Lee bir profesyoneldi ve tabii ki de bu işin altından başarıyla kalkmıştı.
Atina'da çok pahalı olmayan bir apartman dairesi tutmuş ve sabit geliri olmayan ressamlık sağ olsun bir restoranda garson olarak çalışmaya başlamak zorunda kalmıştı.
Nakamato Yuta ile olan hikayesi de tam olarak böyle başlamıştı.
Nakamato Yuta, mimardı. İyi maddi gelirine rağmen küçük apartman dairelerinde kalıyordu ve Mark Lee'nin o ara kirayı paylaşacağı birine çok ihtiyacı vardı.
Birlikte yaşamaya başladıkları süre zarfında Nakamato Yuta bir anda Mark Lee'nin tüm hayatı olmuştu.
Tüm resimleri Yuta'dan ilham alınarak yapıyor, tüm akşamları Yuta'yı izleyerek geçiriyordu.
Mark Lee, ilhamını Atina'da Nakamato Yuta ile birlikte bulmuştu.
Tabii ki tüm bu ilham periliği sağ olsun Mark Lee'nin Nakamato Yuta'ya vurulması hiç uzun sürmemişti.
Yuta Hyung'u bir anda dünyasının merkezine oturmuştu fakat Yuta bunu fark etmek için o ladar kapalıydı ki Mark'a.
Nakamato Yuta Mark'ın tüm hayatıyken Mark Lee Nakamato Yuta için ne olduğundan hiç emin değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Fall In Love For The Night/Yumark
Fanfiction"Let's fall in love for the night and forget in the morning."
